English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Y ] / Yiyeceğiz

Yiyeceğiz Çeviri İngilizce

2,547 parallel translation
Bu akşam abuela'm, yani anneannem anısına geleneksel Kolombiya yemekleri yiyeceğiz.
Tonight we dine on the traditional colombian recipes Of my abuela, my grandmother.
Kızarmış balık yiyeceğiz.
Big ol'fish fry.
Dondurulmuş yoğurt yiyeceğiz.
We're going to get froyo.
İç çamaşırlarıyla yemek yiyeceğiz!
Whoo-hoo! Underpants dinner!
Yarın perşembe ve senin evinde yatacağız, makarna yapacağız, yatakta yemek yiyeceğiz, o çok pahalı kuş tüyü yorganlarında şarap içeceğiz sonra da sen moralin bozukmuş gibi yapacaksın.
And then tomorrow's Thursday, which means I'm gonna sleep at your house, and you'll make pasta, and we'll eat it in your bed, and I'll spill wine on your expensive duvet, and you'll pretend it doesn't bother you.
Ananasla zehirlenmiş o şeyden başka ne yiyeceğiz?
So what do we got to eat that's not poisoned with pineapple?
- Evet, çok isterdim ama işim var. - Bir meslektaşımla iş yemeği yiyeceğiz. - Toplantı mı?
Yes, I would love to, truly, but I have an engagement.
Biliyorsun, baban ile akşam yemeği yiyeceğiz.
You know, since I'm going to dinner with your dad,
Biz de yakın olduk bu sayede. Öğle yemeği yiyeceğiz birlikte.
We stayed close, I'm meeting her for lunch today.
Pizza yiyeceğiz ve televizyon izleyeceğiz.
It's gonna be pizza and bad tv.
Yemek yiyeceğiz.
We'll soon eat a meal!
Ne yani, kayınpederin ve kayınvalidenle havalı bir restoranda yemek mi yiyeceğiz?
So what, you're suggesting we go off to some cozy restaurant, just you, me, and the in-laws?
Sasha ile bir şeyler yiyeceğiz.
Sasha and I are gonna grab a bite to eat.
- Ne zaman yemek yiyeceğiz, anne?
When are we eating, Mum?
Kusana kadar yemek yiyeceğiz sonra da futbol sahasına gidip birbirimizi ezeceğiz.
We're gonna eat till we almost throw up, and then we're gonna get on the football field and smash into each other.
Bundan sonra haftada bir kere Max ve ben sadece ikimiz, birlikte yemek yiyeceğiz.
You know what, from now on, once a week, Max and I are gonna have dinner together, just the two of us.
İlk olarak kadınların sünnet olmasıyla ilgili bir belgesel izleyeceğiz ve sonra çok fazla Hint yemeği yiyeceğiz.
First, we're going to see a documentary about female circumcision, and then we're going to eat too much Indian food.
- Hafta içi tavuk mu yiyeceğiz?
Chicken-oh-my-gosh in the middle of the week?
Peki şimdi ne bok yiyeceğiz?
So what the heck are we gonna do now?
Ama önce sahilde top yuvarlamaca oynayıp lokma tatlısı yiyeceğiz!
But first, we're gonna make a stop at the shore for some Skee-Ball and funnel cakes. Oh!
Evet, günlüğünde gördüm ve yemek yiyeceğiz.
Yeah, I saw it in her diary, and we're having lunch.
Ne bok yiyeceğiz, Shawn?
What the hell are we gonna do, Shawn?
- Önce yemek yiyeceğiz, değil mi?
We're going to eat first, right?
Ne yiyeceğiz?
What are we gonna do for food?
Ceza ödeyip, yeniden yapılanacağız. Bileğimize bir tokat yiyeceğiz ama şirketini geri alacaksın.
We will pay a fine, we'll restructure, we'll get a slap on the wrist, and you will keep your company.
- Onu yiyeceğiz.
- We eating him.
Lanet olsun, hindi günündeyiz, ve hindi yiyeceğiz.
Now, damn it, it's turkey day, and we eating turkey.
Fırında makarna yapacağım ve oturup TV karşısında yemek yiyeceğiz.
I'm gonna cook some macaroni and cheese then we are gonna sit and watch TV and eat it.
Hayır, bu gece üç kişi normal bir akşam yemeği yiyeceğiz, normal bir aile gibi.
No, tonight the three of us are going to have a normal family dinner like normal families do.
- Onun yerine bu akşam yiyeceğiz. - Isabella...
Isabella...
Bu arada, hala akşam yemek yiyeceğiz değil mi?
Speaking of which, are we still on for dinner tonight?
Erkek arkadaşından bahsetti, onun evinde yemek yiyeceğiz dedi.
Talked about her boyfriend, how I had to meet him, come to his apartment for dinner.
Kutlama için akşam yemeğini dışarıda yiyeceğiz.
We're all gonna go out to dinner tonight to celebrate
Main'deki Çin yerinde Hollanda yemeği yiyeceğiz.
Chinese place on main and we're going dutch.
Ne bok yiyeceğiz?
What the hell do we do?
Şimdi ne bok yiyeceğiz?
What are we going to do now?
- O zaman, sanırım, başka bir yerde yemek yiyeceğiz.
Well, I guess we'll just have to eat somewhere else.
Muhtemelen, sağlam dayak yiyeceğiz, ha?
We're probably gonna get our asses kicked, aren't we?
Ne bok yiyeceğiz, Lol?
What we going to do, Lol?
Sana olacakları söyleyeyim, önce siz küçük sinsileri yiyeceğiz, ve daha sonra listelerin başına yeniden gelmek için bu kitabı kullanacağız.
Here's what gonna happen, first we're gonna eat you little weasels, and then we're gonna use this book to get back on top of the charts.
Mia ile bebek doktoruna gidip, erkek arkadaşından ayrılıp... -... dnodurma yiyeceğiz. - Pardon?
Mia and I have to go to the baby doctor, then break up with her boyfriend, then get ice cream.
En sonunda o yemeği yiyeceğiz ve adadaki en lezzetli bifteği tatma şerefine nail olacaksın.
We'll finally get that dinner, and you'll get to taste the best steak on the island.
Krep yiyeceğiz çocuklar. Önce gidip giyinin.
Go get dressed before you eat pancakes.
Yiyeceğiz.
We eat it.
Ya da Suzanne'e bugün patates kızartması yiyeceğiz derim.
They'll go... you know, I'll say to Suzanne, "We'll have chippy."
Bir otele gideceğiz. Akşam yemeği yiyeceğiz.
We're gonna get a hotel, we're gonna go out to dinner.
Sincap yiyeceğiz!
We're gonna eat squirrel!
Hindi yiyeceğiz.
We're having turkey.
Arkadaşlarla kaykay yapmaya gidiyoruz. Sonra da bir şeyler yiyeceğiz.
Me and the guys are gonna go skateboarding and then we're gonna get something to eat later.
Pizza yiyeceğiz!
We're having pizza.
Sonrasında akşam yemeği yiyeceğiz.
We're gonna have a little bit of dinner later.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]