Yodel Çeviri İngilizce
79 parallel translation
George, tril söyleyebildiğini bilmiyordum.
Oh, George. I didn't know you could yodel.
Vardığınızda bir İsviçre şarkısı söyleyin de, orada olduğunuzu anlayalım.
Once there, give out a big yodel, so we know you're there. It's a breeze.
Tirol söylerler.
They yodel.
Evet dağ köyü yodellerinde kullanılan... bağdaşık aralıklara dayalı tek tonluk bir gam modeli yarattığını kanıtlıyor.
Yes? Developed a uni-tonic scale pattern based upon the uniform intervals utilized in the mountaineer yodel.
Evet, evet
Yeah, yeah, you know, I sure wish I could yodel, I know
Hani şu hep söylediğin şarkıyı çal.
Play that song where you yodel.
General Yodel.
General Yodel.
- Sen Tarzan oluyor musun?
- Hey, do you do Tarzan? - The yodel?
Ben mırıldanamam bile!
I can't even yodel!
Bana şarkı söylemeyi öğretti, lay lay lom...
She taught me to yodel, yodel-ay-ee-hee...
Ve ses perdeleyerek şarkı söylemeyide severdi.
And he loved to yodel.
Daima derdi ki iki şeyi birleştirebilirse mezarından perdeli şarkı söyleyebilirdi.
He always said if he could combine the two he would yodel from his grave.
# Yodel-lay-hee #
# Yodel-lay-hee #
Benim gibi yap.
Try to yodel.
Yap.
Yodel.
Lester'ın Zombi Parkı
# Lester's Possum Park # # Yodel-lay-ee ooo-ooo-ooo #
Yodel sever misin?
You like Yodels?
İşte seveceğin bir tane, "İlahi söylemeyi seviyorum"
The one you like, "I love to Yodel."
Sesli yürümeli ya da Avusturyalılar gibi şarkı söylemelisin.
You make noise when you walk. You stomp or... yodel.
Bir Yodel, bir de bu bileti almak istiyorum!
I wanna buy a Yodel and this lottery ticket.
Yodel olsun.
Oh. Oh. Yodel.
Yodel çok lezzetliydi.
[Moans] That Yodel was so good.
Sana biraz daha Yodel almaya gidiyorum.
I'm going to the store to get you some more Yodels.
İyi Yodel, değil mi?
Good Yodel, huh?
Mac'in Cheese'e trilli şarkı söylemeyi öğrettiği sahne mesela.
How about that scene where Mac teaches Cheese how to yodel? Come on!
Buzdolabı trili hiç duymuş muydun?
You ever heard a fridge yodel before?
Şimdi Kovboy'la konuş ve sonra beni ara.
Now go ahead and give the Cowboy a yodel and get back to me.
Yodel ve Sniff'in yeri iyi. Onlar kızağı çekecek.
And Yodel and Sniff over there are fine where you got them- - they're your wheel dogs.
Oh, burada ise çocuklar... İsviçre'de, şarkı söylüyorlar.
Oh, there are the kids in Switzerland yodel-odel-ing.
Karla kaplı dağlar, İsviçre çikolatası,... sokakta "yodel" söyleyenler, sıcak şömine.
Swiss chocolate yodelers in the street a. a cozy fireplace in a chalet I didnt take long to convince myself
Belki merak ediyorsundur. Senin büronun sokağına gittim ve gerçekten muhteşem.
So, just in case you, you care um they do yodel in the streets and it's freakin gorgeous
- Hedef ikinci kat manzarasında. - Tamam. Gabe orada.
Even jumped on stage at the MGM to teach the show girls how to clog dance and yodel.
Yodel.
A Yodel.
- Yodel.
A Yodel.
- Evet. Yodel.
Yeah, a Yodel.
Kurumsal dağın tepesine çıkmak ister misiniz?
Do you wanna yodel at the top of the corporate mountain?
Ben pesten tize geçişli şarkı söylerim ve bu bir sanattır.
I yodel! And yodeling is an art!
yapmıyorum, Odie.
I'm not kidding, Yodel Odie.
- Yodel ( şarkı ). Şarkı söyler misin?
- Yodel, have you ever yodeled?
sabah "bedel ödemek" dizisini izlerken "Heyecanlıyım" şarkısını bile söylemedi
This morning during "the price is right" he didn't even yodel along during "Cliff Hanger".
Tek duyduğumuz yodel şarkılarıydı.
All we ever heard was yodelling.
Ama sadece şarkı söylediğim için, ezilene kadar okuyacağım.
# But since I'm only singing I'll just yodel till we're creamed
İnsanlar için şarkı söylemeye.
# To yodel for the people
MGM'de sahneye çıkıp şov kızlarına yerel danslarını öğretmeye bile kalktı.
Even jumped on stage at the MGM to teach the show girls how to clog dance and yodel.
Ama bir Yodel'a gerek var.
You do need a Yodel, though. Okay.
Yodel yemeği de bırak.
And stop with the Yodels.
Galiba büyük miktardaki öksürük şurubunu Yodel ile karıştırınca uyuşturucu elde ediyorsun.
I guess when you combine mass quantities of cough syrup with Yodels you get acid.
- Sen bozuk Yodel falan mı yedin?
- Did you eat a bad Yodel?
Yodel'ın destekçileriyle Wikof'un destekçileri dostluk yemeği yiyor.
A reconciliation dinner between Herr Jodl's supporters and Herr Wickhoff's supporters.
Taşıdığı isme rağmen Bay Yodel her anlamda tek ve benzersiz bir estetik güzellik biçimi olduğuna inanıyor.
- Easy... In spite of his name Herr Jodl believes that there exists a single and unique form of aesthetic beauty.
Yodel bile.
Even Jodl.