Yok edici Çeviri İngilizce
591 parallel translation
Yok edici bir kasırga gibi, yerleşim yerlerine ve ileri karakollara saldırdı. Bütün bölgede öldürerek, yakarak ve dehşet saçarak.
They struck settlements and outposts like a whirlwind of destruction killing, burning, spreading terror through the countryside.
Yok edici salgın kırıp geçirdi :
The devastating pestilence raged :
"Yok edici ay ışının sırrı"
"The secret of the exterminator moonray"
- Yok edici.
Exterminator.
Ulusal bir krizde ise yok edici olabilirler.
In a national crisis, they may be fatal.
Atomik yok edici!
An atomic disintegrator!
Profesör bu elimdeki tek Oksijen Yok Edici'si.
Professor, this is the only Oxygen Destroyer I have!
Exeter, bir haberleşme cihazına neden yok edici bir ışın koyuyoruz?
Tell me, Exeter, Why should a communication device be equipped with a destructive ray?
Geceyarısı yok edici Mısır'ın ortasına dalacak ve tüm ilk doğanlar ölecek, Firavun'un ilk çocuğundan hizmetçilerinin ilk çocuklarına dek.
About midnight, the destroyer will come into the midst of Egypt and all the first-born shall die, from the first-born of Pharaoh to the first-born of his servants.
Yok edici birisi.
She's a destroyer, she is.
Yok edici değil.
Not a destroyer.
Yok edici bir organizmaya uygun bir şekilde aşk tanrıçasının adı verilmiş.
A devouring organism aptly named for the goddess of love.
Hepimizin bu yok edici yaratılışın tutsağı olduğumuzu bilmiyordum.
That we are all of us trapped by this devouring creation.
Yok edici rüzgarlar esiyor.
The winds of destruction blow.
Yine de, şu an için bunu atlayıp yoğunlaşmaya devam edeceğimiz konu, başka tür bir yerel yok edici.
However, for the moment, we will pass over that, and we will continue to concentrate on another type of local exterminator.
Korunuyorlar, kolayca hareket edebiliyorlar ve durdurucu veya yok edici silahlara sahipler.
They are protected, they can move easily and they have weapons which can paralyse or destroy.
Dinle, yabancı... ikinizde... ışığın kör ettiği, ve havanın boğduğu şu yukarıdaki sahradan geliyorsunuz, sadece yok edici güçlerin yaşadığı yerden.
Listen, stranger... you are both from... that wilderness above ground, where the light blinds and the air chokes, where only destroyer races live.
- Canlı bir hücre yok edici mi?
- A living cell destructor?
Bu yok edici işlemi geri döndürüyor, hücreleri içe doğru büyütüp onları öldürüyor.
This destructor would have reversed the process, made the cells grow inwards and die.
Unutma, yok edici Animus'un karanlık tarafaına yönelmeli.
Remember, the destructor must be aimed at the dark side of the Animus.
Barbara, yok edici.
Barbara, the destructor.
Çevremizdekiler için kirler önemsizdirler, bu kötü küçük şeyler çarşaflarınızın arasında, Spash'in yok edici etkisiyle ortadan kaldırılırlar.
For us friends of detersives filth is a little enemy, a nasty little devil who flees your sheets, scared away by Spash's avenging threat.
USS Intrepid ve Gamma 7A Sistemi'ni yok eden şey devasa ama tek hücreli bir canlı ve enerjisi yok edici.
We have established that the thing which destroyed the USS Intrepid and the Gamma 7A system is an incredibly huge but simple cellular being whose energies are totally destructive to all known life.
Genç yabanileri polis yaparak iradeyi yok edici koşullandırma teknikleri öneriyorlar.
Recruiting young roughs into the police proposing will-sapping techniques of conditioning.
Sen bir tür yok edici misin?
You some kind of exterminator?
İşte bu yüzden gücüne ve aşırı kudretine ve üzerimizde bıraktığı etkiye inanıyorum. Sonsuz yaratma yeteneği, yok edici gücü.
That's why I believe in the might of the beyond and the influence it has on all of us... in its never ending creative and destructive power.
Bu ve müteakip konuşmalarımız adına benim adım Yok Edici Güç.
For the purpose of this, and subsequent conversations... my name is... Juggernaut.
İki saat içinde ben, Yok Edici Güç'ten haber alacaksınız.
You will hear from me... from Juggernaut... within two hours.
Yok Edici Gücün bombası sözde demo bombası 20 dakika önce güvertede patlamış.
Juggernaut's bomb... his so-called demonstration bomb... exploded 20 minutes ago on board.
Bu da bize sizin şu "Yok Edici Güç" ünüzü bulmamız için... - 22 saat verir.
Which gives us just under 22 hours to find... your "Juggernaut."
Yok Edici Güç'ün düzeneklerini derhal devre dışı bırakma emriyle gidiyorlar.
They are under orders to immediately defuse Juggernaut's devices.
Yok Edici Güç'ün tekrar aramasını ödeme direktiflerini ve fidyeyi ödemeyi düşünüyoruz.
We intend to wait for Juggernaut's call... note his instructions, and pay the ransom.
- Yok Edici Güç.
Juggernaut.
Sizin şu Yok Edici Güç, oldukça zeki bir herif.
He's clever, your Juggernaut.
Yok Edici Güç sen olsaydın Charlie şu anda yapmaya başladığımız şeyi yapmamamız için bizi nasıl engellerdin?
If you were Juggernaut, Charlie... how would you prevent us from doing what we're about to do?
Şimdi bakalım bu Yok Edici Güç ne kadar zekiymiş?
Now let's see how clever this Juggernaut really is.
Zeki bir adamsın Yok Edici Güç.
You're a clever man, Juggernaut.
Sen sağlam bir adamsın Yok Edici Güç.
You're a good man, Juggernaut.
Polis başkomiseri McCleod konuşuyor, Yok Edici Gücün sesi İngiliz aksanı.
Superintendent McCleod, police. Juggernaut's voice was English.
Tony, senin Alman tasarımcı ölmüş ama Yok Edici Güç'ü bulduk.
Tony, your German designer's dead, but they've found Juggernaut.
Anlamadığım şey neden her zaman yok edici olmak zorunda?
What I don't understand is why is it always destructive?
Evet, Yok Edici İki olayı rapor etti.
Yes, Destroyer Two reported the incident.
Tahriş edici madde gibisi yok.
There's nothing like a counterirritant.
Başka bir ayırt edici özelliği yok.
No other distinguishing marks.
Yaşam ve ölümden daha ikna edici bir şey yok.
Life and death are the only convincing things.
Sadece bir şimşek çakışı kadar sürecek kör edici bir parlaklıkla her şeyi yakıp yok eden İhtilal'in vakti geldi artık.
For the Revolution which burns up everything in blinding brightness will only last as long as a lightning flash.
YOK EDİCİ YOK EDİCİ MELEK
THE EXTERMINATING ANGEL
Bir ikiyüzlüden daha sinir edici hiçbirşey yok.
There is nothing more irritating than a hypocrite.
Bunda tahrik edici bir şey yok.
There's nothing exciting. Don't you do it?
Bildiğin gibi ikna edici bir argümanım yok, bu yüzden beni anlayabilecek birine ihtiyacım var.
As you know, I don't have a convincing argument so I need someone who can understand me.
Birden her şeyin aslında çok..... korkunç ve yok edici olduğunu fark ettim.
sort of awful and predatory.