English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Y ] / Yours

Yours Çeviri İngilizce

57,121 parallel translation
Seninkine gelmek üzereyim.
I'm almost through yours.
Kendininkini merak etmiyor musun?
Aren't you desperate to hear yours, though?
Benim muhitimdeki polis seninkinden biraz farklı.
The police in my neighborhood are a little different than yours.
- Seninkinde mi yapalım?
Really? Should we do it at yours?
Sizinkini kurcalamıyor mu?
Isn't it on yours?
Bunlar senin.
They're all yours.
Bu benim hayatım Ryan, senin değil.
Well, it's my life, Ryan, it's not yours.
Henüz kendininkini dinlemedin.
You haven't heard yours yet.
Benim malım senin malın, değil mi?
What's mine is yours, right?
Bu benim sırrım, senin değil.
It's my secret, not yours.
- Senin mi?
- You think it's yours?
Soru işaretli tek isim seninki.
Yours is the only name with a question mark.
Geçen gün seninkine el koydular tabii.
'Cause you got yours confiscated the other day.
- Sana ne?
- What business is it of yours?
Ne annene ne sevgiline ne de başkasına faydan var.
No good for your mother, that girl of yours, not anybody.
Şimdi topla eşyalarını, git o zengin arkadaşınla yaşa.
So, take your shit and go live with that rich buddy of yours.
Aslan'daki tayfanın çoğu bizden. Biz hazineyi çıkarırken sen gemide kalırsın.
Provided the majority of men crewing the Lion are ours, not yours, and you remain on the ship while we retrieve the chest.
bahsediyorum o kız senin, oğlum.
I'm talking about that girl of yours, son.
Seninki kaç?
What's yours?
Senindir.
It's yours.
Binaların çevresindeki bloklarda gizlice arama yapıp onları yakalayacak güçlü kuvvetli adamlara ihtiyacım var derhâl. Negan da özel odasında rahatsız edilmek istemiyor olacak. Yani bu esnada bir sorunuz olursa direkt bendenize sorun.
Negan will be indisposed in the boudoir, so in the meantime, any questions should be directed to yours truly.
Bu bıçak senindir artık.
This knife is yours now.
Bendeniz tarafından yapılmış ev yapımı bir zehir.
It's a poison, homemade by yours truly.
Ben yolumu seçtim diye iğrenir gibi yapma öyle. Şunu da ekleyeyim ki, seninki de aynı yol artık.
Don't go and yuck my yum for takin'mine, which, I may add, is the same as yours now.
Sizden biri o.
He's one of yours.
- Ayrıca dürüst olayım pullu elemanın arkadaşın olmadığını umuyorum Ray.
You know also, if I'm being honest. I sure hope that that fella with the stamps wasn't a friend of yours Ray.
Benim sorunum seninkinden çok daha kötü.
- My shit is way worse than yours is!
Benim sorunum ne kadar kötü olursa olsun her zaman seninki daha kötü olmalı, değil mi?
It doesn't matter how bad my shit is, yours is always gotta be worse. Doesn't it?
O arkadaşın...
This "friend" or yours, erm.
- Benim hayatımla bile bağlantı kuramazken senin mükemmel hayatınla bağlantı kurmasını nasıl bekleyebiliyorsun?
Well, I mean, she can hardly relate to my life. What on earth is she gonna do to identify with yours, which is just a tick north of perfect?
Renata Klein'e gününü göstermek isteyen birden fazla insan var burada, sen de dahil.
There's more than one person in this town that wants to deck Renata Klein, yours truly included.
Seninkini yırtmamı ister misin?
Do you want me to smash yours?
Söyle seni kim kollayacak?
Who's got yours?
Tabii senin inkar kapasitenin tırnağı bile olamam.
Not that my capacity for denial would be a fraction of yours.
Sen niye hayatını mahvetmek istiyorsun?
Why did you wanna blow up yours?
Benim ve sizin arkadaşınız Ed Mackenzie'yi sahneye alalım.
Let's bring up my friend and yours, Ed Mackenzie.
Onları alabilirsin onlar senindir.
They're yours if you want them.
- Seninki de böyle yapıyor mu?
Does yours do that? Who?
- Seninkine ne oldu? - Haşarat.
- What happened to yours?
Beni otopark işlerine çeken şeyi söyleyeyim, özellikle de seninkine.
Let me tell you what it is that attracts me to the parking lot business, yours in particular.
Senin şu kitabı filme çevirmeyi düşünüyor musun hiç?
That book of yours into a movie?
Seninki de boğazındaki çedarı çıkardıktan sonra siktir olup gitmek.
Yours is to cough up the cheddar and then screw.
Senin artık.
It's yours.
"Dönerse senindir."
"If it comes back, it's yours."
Senin olmadığını nerden bileceğim?
How do I know this ain't yours? Huh?
Sizinki gibi özel şirket olunca anlamamız zor.
Private company like yours, it's hard for us to tell.
Ben de senin.
And I've got yours.
Seninki mi?
Yours?
Ben senin beynine gidiyorum.
I'm gonna transfer to yours.
Senin soyundan olduğunu biliyorum.
I know she is an ancestor of yours...
Bu senin.
It's yours.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]