English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Y ] / Yoğun bakımda

Yoğun bakımda Çeviri İngilizce

466 parallel translation
Doktor yoğun bakımda kalbi durmuş biri var.
Doctor, there's a cardiac arrest in ICU.
Hasta yoğun bakımda.
The patient's in the holding room.
- Yoğun bakımda, ama kurtulacaktır.
- Intensive care, but she'll pull through.
Yoğun bakımda.
He's in Intensive Care.
Yoğun bakımda.
He's on the critical list.
- O hala yoğun bakımda. Yanına giremezsin.
- He's still in the O.R. You can't get near the place.
Yoğun bakımda ne işiniz var?
What are you doing?
Yoğun bakımda.
Intensive Care.
Yoğun bakımda. Durumu nasıl?
- He's in intensive care.
- Hayır. Yoğun bakımda.
He's in intensive care.
Yoğun Bakımda.
She's in intensive Care.
Yoğun bakımda olduğunu söylediler.
They say he's in intensive care.
Yoğun bakımda elle yaşattığımız insanlar var.
Morning? We have people being kept... alive by hand in ICU.
Ne yazık ki ölmedi, yoğun bakımda yatıyor.
Unfortunately, he's not dead. He's in the intensive care unit.
Yoğun bakımda bir yatak boşalmasını bekliyoruz.
WE'RE WAITING FOR A BED TO OPEN UP IN THE I.C.U.
Yoğun bakımda yatarken hayatımı gözden geçirdim ve gördüğüm hoşuma gitmedi.
While I was lying in ICU I took the proverbial hard long look at my life and what I saw didn't hold up.
- Yoğun bakımda.
- Intensive Care.
Kocam yoğun bakımda.
My husband's in intensive care.
Yoğun bakımda olmalıydı.
She should've been in the intensive care unit.
Görgü tanığı olan tek kişi yoğun bakımda ve bilinci kapalı olduğu için... r... detaylı bilgi alınamıyor.
The one person who might be able to give a more detailed description of the kidnapper remains unconscious in the intensive care.
Hala yoğun bakımda olmasına karşın polise şüphelinin eşgalini tarif edebildi.
While still in intensive care, he was able to provide the first detailed description of the suspect to the police.
Geceyi yoğun bakımda geçireceğini söylediler.
We are told that tomorrow, after of the operation, spend the night
- Yoğun bakımda kabul etmiyoruz.
No way. Impossible in the ICU.
Sizinle yoğun bakımda görüşürüz.
I'll meet you guys down in i.C.U.
Yoğun bakımdan çıktığımda beni görmeye geldi. " Bir iyi bir kötü haberim var.
She came to see me when I got out of intensive care. She said, " There's bad news and there's good news.
Komiser, Gotham Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımda yatıyor.
The commissioner remains in intensive care at Gotham City Hospital.
- Hayır, yoğun bakımda.
He's under heavy sedation.
O yoğun bakımda.
He's in intensive care.
Doktor yoğun bakımda. Ona çağrı yollarız.
The doctor's down in ICU.
Shelly Webster 30 saat yoğun bakımda kaldı.
Shelly Webster held on for 30 hours in intensive care.
Yoğun bakımda öğleden sonra ziyaret saatleri yoktur.
There are no evening visiting hours in intensive care.
Yoğun bakımda, ciğerleri fena, zarı su toplamış.
The baby's in Neonatal, lungs are bad, hyaline membrane. Good night.
Anne öldü, kızı yoğun bakımda.
The mother's dead, and the daughter's in Intensive Care.
Anne öldü, kızı yoğun bakımda.
The mother's dead, and the daughter's in intensive Care.
Kurban, Abdel lchaha, St. George hastanesinde....... yoğun bakımda.
The victim, Abdel Ichaha, is in hospital in critical condition.
Kızınız ameliyattan çıktı ve şimdi yoğun bakımda.
Your daughter's out of surgery and she's in the recovery room.
- Yoğun bakımda.
- He is in ICU.
Sorduğun bebek yoğun bakımda.
That baby you asked about last round? - Yeah? - He's in NICU.
John, yoğun bakımda.
John's in intensive care.
Çocuğun yoğun bakımda bir gün geçirmesi için sebep yok.
There's no medical reason for this kid to spend a full day in the ICU.
Yoğun bakımda.
- Doing icu.
Bu gecelik yoğun bakımda.
He's in IC for the night.
- Hsin hala yoğun bakımda.
Hsin's still in intensive care. - And his daughter?
Burada yoğun bakımda komada olduğu yazıyor.
He's in a coma in intensive care.
-... çünkü o yoğun bakımda. - Ben kavga başlatmam.
I don't start fights.
- Cedars'da yoğun bakımda.
- Cedars, intensive care.
Yoğun bakımda.
She's going to intensive care.
- Şu anda hala yoğun bakımda.
- He's checking into rehab.
Yoğun bakımda.
Stuck in intensive care.
Babasına söylerim, sonra yoğun bakımda görüşürüz.
I'll tell the father, and I'll meet you in Recovery.
Yoğun bakımda
He's in Intensive Care.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]