Yılbaşı Çeviri İngilizce
3,371 parallel translation
Bu arada yılbaşı gününü yapayalnız geçiriyordum.
'Meanwhile, I was spending Christmas Day all on my lonesome.
Yılbaşı hediyene hoş geldin.
Welcome to your Christmas present.
Yılbaşı affetme zamanıdır.
♪ Christmas time is for giving
Keşke yılbaşında yanımda olsaydın.
♪ I just wish you'd spend Christmas time with me
Hadi bunu biraz daha yılbaşına çevirelim.
♪ Let's make this a bit more Christmassy, come on
Yılbaşında çalan zilleri duy.
♪ Hear the bells ringing out Christmas time. ♪
Yılbaşını Don ile beraber geçireceğim.
I want to spend Christmas with Don.
Yılbaşında.
♪ Christmas time. ♪
Yılbaşında.
♪ Christmas time
Yılbaşı, yılbaşı pudingi olmadan yılbaşı olmaz.
Christmas isn't Christmas without Christmas pudding.
Sende yılbaşı pudingi istiyorsun, değil mi Samantha? O ne Gollum?
You want Christmas pudding, don't you, Samantha?
Yılbaşını New York'ta Zoe ile geçirmeyecek misin?
Aren't you gonna spend Christmas in New York with Zoe?
Doğum günün Yılbaşında mı?
Your birthday is on Christmas?
Yılbaşında sikti.
She me fucked on Christmas.
Cadılar bayramı sona erdi, haydi Amerika Yılbaşı alışverişlerine başlamanın tam vakti!
Halloween is over, which means, America, it's time to start your Christmas shopping.
Ayrıca unutmayın ki, Yılbaşı alkol almak için harika bir zaman.
And don't forget, Christmas is a wonderful time to take up alcoholism.
Bir yılbaşında, dizime oturdun ve gözlerimin içine bakarak benden biiir... kamera istedin.
One year, you sat on my knee... you looked Santa in the eye, and you asked for a camera.
Neredeyse 11 : 00 ve Yılbaşı arifesi.
It's almost 11 : 00 on Christmas Eve.
Şunu söylemek yanlış olmaz herhalde rasgele seçilmiş 2500 kişilik grubun hepsi yılbaşına kadar yaşamayı başaramaz, maalesef.
I think it's probably accurate to say that out of any random group of 2500 people not all of you are gonna make it to Christmas, unfortunately.
İçinizden en az birisi... ailesinin yılbaşını mahvedecek hem de boktan bir ölümle.
At least one of you here tonight is going to ruin your family's Christmas by dying a shitty death.
İkinize de hatırı sayılır bir yılbaşı ikramiyesi verilecek.
You both have sizable Christmas bonuses coming your way.
Küçük yılbaşı ağacı!
Little Christmas tree!
Bu yıl sahiden de küçük yılbaşı ağacını sevemiyorum.
I'm not really loving the little Christmas tree this year.
Ve biliyor musun, kızıma ilk özel yılbaşını vermek istediğim için, af dilemeyeceğim anne.
And, you know what, I'm not gonna apologize for wanting to give my daughter a very special first Christmas, mom.
Babam yılbaşı ağacını süslemek için beni bekliyor ve ben bunu kaçırmayacağım.
My dad is waiting for me to decorate the tree this year, and I am not missing it.
Bu akşam Myka ile birlikte yılbaşı ağacını süsleyecekler.
He's decorating the tree with Myka tonight.
Hayır, bu doğmamış çocuğumuzun yılbaşı şömine çorabı.
No, it's our unborn son's Christmas stocking.
Üvey babam Clint Yılbaşı'nı ticaretleştirilmesini hatırlatan her şeyi atıyordu.
My stepdad Clint made us get rid of anything that reminds him of the commercialization of Christmas.
Yılbaşı için eve gidemiyor.
She's not going home for Christmas.
Benimle eve geliyorsun yılbaşına.
You're coming home with me for Christmas.
Dinle, yılbaşında eve gidemiyorsun diye bozuk çaldığını düşünüyordum.
Look, I just- - I thought you were bummed about not going home for Christmas.
Yılbaşı vakti New York'u seviyorum.
I love New York at Christmas.
Böylece çocuklar yılbaşı için tek başıma kaldım.
So, kids, I settled in for a Christmas alone.
Artık Yılbaşı süsleri ve çivi tabancasıyla, Çatıya çıkabilecek bir erkeğimiz var. Bu yıl Noelin dibine vuracağız.
And now that we have a man that can get up on the roof, with Christmas lights and a nail gun, we can really pimp this bitch out.
İyiymiş.Bizim evde Yılbaşı haftası anneni kızdırırsan Hediyen Super Nintendo'dan bir çanta dolusu çoraba dönüşürdü. İçinde de şu notla : "
That's good,'cause in my house if you smarted off to your mom during Christmas week, your present went from a Super Nintendo to a bag of tube socks with a note from Santa saying,
Hepiniz Yılbaşı tatili için çok heyecanlısınız biliyorum. Ve size şunu mutlulukla söylemek isterim ki ödev vermiyorum.
Now, I know you're all excited about Christmas break, and I'm happy to tell you there won't be any homework.
Bu da size yılbaşı hediyem olsun.
( kids cheering ) That is my present to you.
Bu sene ki yılbaşı kartı imzalama şeklin mi?
Is that how you're signing your Christmas cards this year?
Yılbaşına kadar sakın açma olur mu?
But don't open it until Christmas morning.
Daha önce hiç güzel bir yılbaşı geçirmedim. Belki de annem haklıdır.
'Cause I've never really had a good Christmas, and I'm starting to think maybe Mom's right :
Yaramaz çocukları yiyerek. Yılbaşı sabahı için yağ çekmeye başlasan iyi edersin.
By eating all the little naughty kids, so butter up and I'll see you Christmas morning.
ve onları böylesi yılbaşı dvd lerinde her zaman görebilirsiniz. Çünkü onlar çok ucuz ve ikinci el arabaları kullanacaklar.
And you can always spot them in a Christmas DVD such as this one, because theyll be driving very cheap second hand cars.
- Evet, bugün Çinlilerin Yılbaşı.
Yeah, it's Chinese New Year.
Çin Yılbaşı'nda Bayan Jin'i güldüren adam.
The guy who made Mrs. Jin smile on Chinese New Year?
Eğer ona yılbaşına kadar birini bulamazsak, gemi gezisine bizimle gelecek.
If we don't get her a guy by New Year's, she's gonna come on the cruise ship with us.
Bunu yılbaşında oturup konuşuruz.
We'll sit and talk about it on New Year's.
Yılbaşı mı?
New Year's?
Ama yılbaşında burada olmayacaksın ki. Çünkü doğum günümüzden bir gün sonra.
But you're not gonna be here on New Year's,'cause that's after our birthday.
Yani, yılbaşı geldiğinde, Jill'e bir yolcu daha binerse teknenin batacağını söyle.
So, if New Year's comes up, just tell Jill that one more passenger on the cruise ship, it'll sink.
Yılbaşında çalan zilleri duy.
♪ Hear the bells ringing out Christmas time
Yılbaşından önce dönerim.
I'll be back before New Years