Zaferi Çeviri İngilizce
1,111 parallel translation
Tüm bu çalışmalar, basit bi ulaşım sisteminden ziyade, ulus iradesinin zaferi olarak takdim ediliyordu. Ayrıca, Führer'in yeni Berlin projesi gibi prestijli projeler için referans teşkil ettiler.
E had been presented not in such a way as a transport system, but as the triumph of the national will, on to other famous projects, as new Berlin of the Führer.
Churchill, bu zaferi barutla değil, blöfle kazanmıştı.
Churchill knew to use to advantage the victory earns for the bluff and not for the force.
Klasiğin Gotiğe karşı zaferi.
The triumph of classical over gothic...
Olayın en acı yönü, bu kadar yaklaştığımız zaferi bizimle paylaşamayacak olması.
What seems particularly touching is that he will not be here to share in a victory so close at hand.
MacArthur'un ikinci zaferi : Filipinlerin başkentine gelişi.
MacArthur's second hour of triumph - his return to the Philippines capital.
Zaferi umut ediyoruz.
We waited the victory.
Üstün Alman çabası başarısız olduğunda Sovyet zaferi başladı.
When the supreme German effort it failed, started the Soviet victory.
Clark'ın Roma zaferi kısa ömürlüydü.
Clark's Roman triumph was short-lived.
Ne var ki 1943 yılı başında İngiltere'nin geleceği ve müttefiklerin zaferi şüpheli görünüyor.
But at the beginning of 1943, it was survival of England e the hope of the Allies to win Germany, that was in doubt.
Polonya'nın trajedisi, Rusların zaferi.
( narrator ) Poland's tragedy. Russia's triumph.
Burjuvazinin zaferi, son derece tarihi bir zamanin zaferidir çünkü bu, toplumu sürekli olarak bastan asagi degistiren ekonomik üretime iliskin zamandir.
The victory of the bourgeoisie... is the victory of profoundly historical time, because it is the time... of the economic production that transforms the society, permanently and from top to bottom.
Onlar atalarının topraklarını cesurca terk ederken Bizim seslerimiz cesur kalplerine ulaşır. Gururlu zaferi evimize getirin ya da ölün.
Our voices respond to the courage of their hearts as proudly resolved they leave their father's shores proudly resolved to bring home victory or die.
Bu görevde size katılamayacağımı biliyorum ama bu zaferi kendi gözlerimle görmek istiyorum.
I know I can't join you on the mission, but I want to see you pull it off with my own eyes.
Gore-Slimey'inin zaferi kesin değil.
Gore-Slimey can't be sure of victory.
Bu etkileyici zaferi Il Tempo Gigante'ye bahşeden bu üç değerli değerli şahsiyeti yetiştiren Pincliffe'i de kutluyoruz.
We congratulate Pinchcliffe, the native village of the three worthies who ensured Il Tempo Gigante such a sensational triumph.
Zaferi o kazanmış. Geleneğe göre...
According to custom...
- İradenizin bir zaferi.
- A triumph of your will.
Arkanda milyonları, yüzünde zaferi görüyorum.
Right behind you I see the millions On you I see the glory
Arkanda milyonları, yüzünde zaferi görüyorum.
Oh, right behind you I see the millions On you, I see the glory
Arkanda milyonları, yüzünde zaferi görüyorum.
Right behind you I see the millions On you, I see the glory
"Filistin halkının gerçek zaferi".
"There is truly a victory of the Palestinian people".
Bu, ayyaşın zaferi...
The strength of this heart...
Onun zaferi!
Her glory!
Kutsal topraklardaki tek büyük zaferi.
His one great victory in the Holy Land.
Alman askerlerinin zaferi şerefine!
A toast to the German soldiers marching under the Arch of Triumph!
Hatta şunu da söyleyeyim,... Kilise'nin zaferi kötü rahiplerin elinde.
And I'll tell you more... The Church's triumph is due to bad priests.
Beyazlara en büyük zaferi veriyorsun.
You giving the white folks the biggest victory ever.
Ve, bu onun son zaferi olacaktı.
And it would be his final victory.
Caprica'nın zaferi için.
For the glory of Caprica.
Kızının felaketi annenin zaferi midir?
Is the daughter's misfortune the mother's triumph?
Ben buna "Güllerin Zaferi." diyorum
I call this one "Wino and Roses."
Kırmızı grup zaferi kazandı.
The Red Team has won.
Kırmızı grup zaferi kazandı, bizi izleyin.
The Red Team has won, so follow us.
Kargaşanın ortasına, sanki bir yedek güç gibi yaklaştı. Ernst Kümmerlich'in içki tezgâhının önünde, zaferi kazanmış, gülümseyen kahraman Bayan Lina Przybilla, dağınık ama mutlu haliyle onu selamlar.
He approached the center of hostilities like a reserve force, and outside Ernst Kuemmerlich's liquor shop, the victorious, smiling heroine,
Şimdi, sen, Cameron, daha önce eşi benzeri görülmemiş bu parlak zaferi dünyamıza ancak sen ve senin kardeşlerin getirebilirsiniz.
Now, you, Cameron, and your brothers and sisters, can bring a, a glory and a brilliance to our society that has never been seen before.
Onun için unutmayın, bu geceyi... bu büyük zaferi. Böylece önümüzdeki yıllarda şunu söyleyebilirsiniz :
Remember it well then, this night this great victory so that in the years ahead you can say :
Bu zaferi kazanmış G.I. şirketi, kendi görevlerini tamamladılar.
These victorious G.I.s have done their duty.
Zaferi ilan et, Brian.
Declare a victory, Brian.
Zaferi dostlukla taçlandırmaya geldik.
We have come to crown victory with friendship.
Arkadaşlar zaferi kutlamaya başlayabilirsiniz.
Continue celebrating your victory.
Eğer bu Tanrısallık şiddeti rahatlatacaksa, zaferi elde etmek istiyorsa, güçlü olmak zorundadır.
If this Godhead is to confront violence... then it must be strong if it is to achieve the victory.
[Radyo] Gecenin sesleriyle Phil Burrows saat dördü çeyrek gece bu şarkıyı - Bütün genç aşıklara - Hey, neredeyse zaferi çantaya attınız.
[Radio] This is Big Phil Burrows with Night Sounds, and at 04 : 16 a.m. I wanna dedicate this next number to - to all of those young lovers who've, uh, hey, got that conquest almost in the bag.
10 yıldır bu adamları bulmak ve tutuklamak için kendimi paraladım ve şimdi biri çıkıp bütün zaferi üstüne almak istiyor.
I've busted my coconut for 10 years to locate and apprehend these people... and now someone wants to step in and get all the glory.
Bu gece, şerefli dostlarım, büyük bir zaferi kutlamak ve büyük bir kaybın yasını tutmak üzere toplanmış bulunuyoruz.
Tonight, honoured friends, we are gathered to celebrate a great victory and to mourn a great loss.
Beni öldürebilirdi, ama benden Kızıl Kayalık'ta kazanacağı zaferi görmemi istiyor.
He could have killed me, but he wants me to see him win at Red Bluff.
Ve şimdi, bize zaferi getirecek ve, Ampipe'ı eski günlerine kavuşturacak adam geilyor.
And now, here's the man who's gonna bring us a victory and who's gonna make Ampipe what it used to be.
1940, Faşist dönemini, en iyi dileklerimle kutlarım. yoldaşların zaferi için kim savaşıyor kiminle yan yana yürüyeceğiz bu yolda
For 1940, XVIII year of the Fascist Era, I express best wishes for victory to the Axis comrades who are already at war, with whom we'll soon be marching side by side.
Yiğitliğin zaferi bana aitti ve sonra hiç!
The glory was mine for the plucking and then naught!
Bu psikiyatrinin bir zaferi olarak görülebilir mi, bilmiyorum.
I don't know if you can call it a triumph of psychotherapy.
Daha çok estetik içgüdünün zaferi gibi bir şeydi.
It's more like a triumph of aesthetic instincts.
09 01 : 05 : 46 : 14 Hiçbir şey geri getiremese de 20 01 : 05 : 49 : 19 çiçeklerin zaferi
"Though nothing can bring back the hours of splendor in the grass,"