Zekâmın Çeviri İngilizce
31 parallel translation
Hafif bir inme ancak, bacaklarım biraz tereddüt etse de zekâmın'gidici'olmadığına inanıyorum.
A slight stroke but although my legs are a little uncertain I trust my intellect is not a goner.
Öyleyim valla. Bilimsel zekâmın derinliğini şimdiye kadar hiç bilmemişim.
I never knew the depth of my scientific genius until now!
Asla parlak zekâmın ucundan bile geçmedi.
Never even crosses my brilliant mind.
Falda, içgüdüsel zekâmın fazla mesai yaptığı maddi ve duygusal başarılardan hoşlanacağım yazıyordu.
It said my intuitive intelligence would be working overtime and that I would enjoy financial and romantic success.
Sana zekâmın devasa olduğunu söyledim!
I told you, my intellect is a colossus.
Ticarî zekâmın, sana bu denli dert açtığını bilmiyordum.
I had no idea that my business acumen was giving you such spasms.
Birden, zekâmın arttığının farkına vardım.
I was instantly aware of my increased intelligence.
- Asla olmaz. O tasarım benim zekâmın ürünü.
That design is my intellectual property.
Bu deneyim bize gelecek hakkında, benim zekâmın bile öngöremediği kadar çok şey öğretti.
This experience has taught us more about the future... than even my intellect could foresee.
Beynimden taşan zekâmın gücü bu!
It's the power of my intellect being unleashed.
Gyeongseong'tan kalma mesleki bir birikimim ile kıvrak zekâmın ortak çalışması diyelim.
A career is after all half coming from Gyeongseong, and the other half is quick talent
Gittikçe büyüyen bir ateşi besleyen bu sınıf zekâmızın ve her şeye gücümüzün yettiğinin göstergesi olarak meselenin merkezinde olmalıdır...
This classroom has to be centre of our intelligence, of a new... fresh strength, that feeds an ever... growing flame, and that we...
Benim hükmümü ve zekâmı sorguladınız!
And for rank insubordination!
Leon, evreni anlamamızın yolu Zekâmızın limitlerine ulaşmaktır.
That's nonsense. Leon, the only way of understanding the universe is to find the limits of your own intelligence.
Bu oda, zekâmızın test edildiği bir yerdi.
This room was a test of our intelligence.
Bir zamanlar zekâmızın kanıtı olarak yükselen bu gökdelenler artık ufalanan dev yapılar haline geldiler.
Down came the rain and washed the spider Ew!
Sabahın 5'inde kalkmış en sevdiği içkilerin kimyasal yapısını ezberden sayıyor. Bunlar bana üstün zekâmı ve eğitimlerimi nasıl heba ettiğim konusunda nutuk attıktan sonra oluyor.
He was awake till 5 reciting the chemical compositions of his favorite beverages after he finished lecturing on how I squandered my above-average intellect and my substantial education.
"Her ne olduysa oldu beynim hala bir insan beyni." "Zekâm bir insanın zekâsı."
Still, whatever else had happened, my brain was a man's brain, my intelligence still a man's intelligence.
Kafa karıştırıcı, zaman sınırı olan, zekâmızı ve direncimizi ölçmeye yönelik bir test.
A confusing, time-critical situation designed to test our intelligence, and resilience.
Bir zamanlar zekâmızın kanıtı olarak yükselen bu gökdelenler artık ufalanan dev yapılar haline geldiler.
It's towering skyscrapers, once a testament to our ingenuity, now stand as crumbling monuments to our demise.
Kedisel yetenekleri, senin kılıcın ve benim zekâm çok ciddi bir avantajımız var.
The ability of Cute, Your height and my wit, We chances of success.
Yapay zekâmı eğlence için tasarlamadınız efendim.
You did not program my artificial intelligence for fun, sir.
Davranışlarını bencil değilmiş gibi nüksederek zekâmı aşağılama.
So do not insult my intelligence by painting your actions as selfless.
İnsanların aksine bizim birleşik tek bir zekâmız var.
Unlike humans, we are one united intelligence.
Daha birinci sınıftayken bile hep üstün zekâmı kıskanmıştın.
Even when we were freshmen at the university, you were jealous of my superior genius.
Kimi zaman zekâmızın pırıltıları yüzeyin altında gibidir.
Sometimes our strengths lie beneath the surface.
Sakın zekâmı küçümseme.
Don't insult my intelligence.
Dikkate almayacaksan zekâmı paylaşmanın ne anlamı kalıyor?
What's the use of sharing my intelligence if you won't listen?
Eminim bir haydut takımını zekâmızla alt edebiliriz.
I'm sure we can outsmart some thugs.
Ama ben kollarımın aksine zekâmı köreltmiyorum.
But I keep sharp, not like my arms.
Şöyle ki, Benjamin herkesin bilgisayarını uzaktan güncelliyor ve 3 ayda bir buraya gelip davranışlarımdan hoşlanmıyormuş gibi yapıyor şimdi keskin zekâmı sana yoğunlaştırmamı istemiyorsan yavaştan ofisine dönsen iyi olur.
- I figure that, because Benjamin updates everybody else's computers remotely, and once a quarter he's down here, pretending not to like my act, so unless you want me to focus my rapier-like wit on you, I suggest you walk your pretty little self back into your office.