Zincirli Çeviri İngilizce
312 parallel translation
Bana zincirli olduğunu sürece ben nerede yatarsam orada yatacaksın.
So long as you're chained to me, you'll lie wherever I lie.
Elmas zincirli bir altın saat
A watch of gold with a diamond chain
- Elmas zincirli bir altın saat
- A watch of gold with a diamond chain
O kocaman gemi, büyük büyük annelerimizi ve büyük büyük babalarımızı alt güverteye zincirli olarak buraya getirmiş.
And the enormous boat brought the long-ago fathers... and the long-ago mothers of us all, chained to the bottom of the boat.
O zincirli halde mahkum gemisindeydi. Ve benden dünyanın yarısı kadar uzaktı.
Was arrested on a ship of prisoners, across the world.
Zincirli gezmenin basit rutinine kendinizi yeniden adapte etmenin kolay olacağını düşünüyor musunuz acaba?
I was familiar with. Is it easy to get used to to work again in jail for inmates.
Uzun zincirli molekül nedir biliyorsunuzdur?
Look. You know what a long-Chain molecule is?
Uzun zincirli molekül nedir biliyor musun?
Do you know what a long-chain molecule is?
Altın zincirli bir saat.
A gold chain with a watch...
Büyük bir program, en iyi numarası da zincirli olanı. Bir fenomen.
A great programme, but your best piece is that chain thing, this is phenomenal.
Diğerleri de zincirli.
Others have chains.
Zincirli topuz!
Mace and chain!
Onun için de zincirli topuz!
Mace and chain for him, too!
Evet, hürriyetleri veriliyordu... Ama eski mahkûm karneleri her gittikleri yerde damgalanacaktı. Ayaklarına zincirli pranga gibi bağlanmıştı.
Yes, they were given back their freedom, but their old convict's passport that had to be stamped everywhere was bound to their steps like ball and chain.
Gelecek 20 yılını, zincirli halde geçirmek ister misin?
You want to spend the next 20 years of your life on some chain gang bustin'rock?
Burada zincirli yaşamaktan iyidir.
Better than to live in chains below these decks.
Kaybedersek, küreğine zincirli olarak bu gemiyle batarsın.
If we are not, you will sink with this ship, chained to your oar.
Sanki bir tımarhane varmış.. ya da zincirli bir mahkum.
Just as though you were in a lunatic asylum or a convict chain-gang.
Gümüş zincirli el, kol ve çıplak omuz görüyorum.
I see a hand, an arm, a bare shoulder with a silver chain.
Altın zincirli madalyonumu kaybettim.
I lost my lock et and gold chain.
- Ben iki parçayım şimdi çünkü senin yüzünden Macaristan'da zincirli kaldım.
I'm a pariah twice over now. Because of you, the Hungarians remain in chains.
Buraya zincirli olarak getirilmiştim, efendim.
I was brought here in chains, sir.
Bak zincirli.
It's the chain.
Bu yollarda gidip gelirken birbirine zincirli adam görmedin mi hiç?
All your big-time driving around, you ain't never seen a chain gang before?
Çift-zincirli, 51 amino asitli. Sülfür atomlarıyla çapraz bağlı 17 amino asit.
Double-chain, 51 amino acids... employing 17 basic aminos cross-linked by sulfur atoms.
Zincirli oldukları müddetçe, onları gezdirecek milyonlarca yer var.
There are millions of places to run them as long as they're on a leash.
Sifon tepede ve zincirli tiplerden.
You know, the box and the chain thing.
Zincirli iki adam.
T wo men chained together.
Tesshin Kamiesu Zincirli Orak, Okinawan Kobudo
Tesshin Kamiesu Chained Sickle, Okinawan Kobudo
Daha önce korumasındaki hiçbir şey çalınmamış Zincirli kılıcını çok dehşet kullanırmış!
The flag bears Te-Wei Security Service 50 straws means 50,000 bucks
# Britanya'daki savaş nihayet sona ermişti... #... ve Kral Caractacus, zincirli olarak Roma'ya getirilmişti.
The war in Britain finally came to an end, and King Caractacus was brought in chains to Rome.
Hep böyle zincirli mi kalacağım?
We get to Sonora, you're gonna chain me in a cell.
Bu küp kapalı, sürgülü ve zincirli iken, Büyük Santini içerde olduğu halde su sızdırmayacak şekilde mühürlenmiş olacaktır.
When this cube is shut, bolted and chained, it will be hermetically sealed with the Great Santini inside of it.
Hala zincirli!
Easy. His feet are still chained.
Diğer dilleri konuşanlar, Wolof dilini Serere dilini, Fulani dilini zincirli olduğun adamla konuş.
Those who speak other words, words of the Wolof of the Serere, the Fulani talk to the man chained to you.
Diğer dilleri konuşanlar Wolof dilini, Serere dilini, Fulani dilini zincirli olduğun adamla konuş.
Those who speak other words words of the Wolof, of the Serere, the Fulani talk to the man chained to you.
- Sağlıklı ve silahlı adamlar eminim ki, zincirli ve halsiz adamları zaptedebilirler.
- Surely, armed men in good health can restrain chained men in weakened condition.
Ama hala zincirli.
But he's still in chains.
Dört aydan sonra hala zincirli mi?
Still in chains after four months?
Maceralarınızda, bir uçuruma zincirli genç bir kızı kurtardınız.
In your adventures, you rescued a maiden chained to a dark cliff.
Zincirli büyük barlar ve herşey.
Big bars with chains and everything.
Zincirli ya da zincirsiz hepimizi atlatabilir gibi gözüküyor.
She looks like she could take us all on, with or without chains.
Zincirli Gürz! Uygun mudur sizin için?
Chain Hammer, sir.
Ne yazık ki Zincirli Gürzüm... Jiu Bey tarafından kırıldı!
unfortunately my Chain Hammer is... broken by Jiu in anger.
Derler ki ; Demir zincirli Teng Piao çetin cevizmiş!
They say Teng Piao, the Iron Chain, is a tough nut
Yanılmıyorsam... Karşımda duran şahıs Meşhur Demir zincirli Üstad Teng olmalı
If I'm not wrong the one standing in front of me must be the most renowned Master Teng, the Iron Chain
Demir zincirli Teng Piao, Şöhretini yaşatıyorsun
Teng Piao the Iron Chain, your name precedes you
Hazel'in köpeği zincirli değil.
Hazel's dog ain't chained.
Özür dilerim bayım ama köpek zincirli değildi, o yüzden...
Sorry, mister, but the dog wasn't chained, so...
ve sen buna karışmamalısın! O nedenle biraz daha zincirli kalacaksın!
And you shouldn't interfere so you have to bear with this tonight
Beni zincirli tutabilesin diye mi?
- Why?