English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Z ] / Ziploc

Ziploc Çeviri İngilizce

81 parallel translation
Baksana, neden eve gidip büyük bir Ziploc torbası bulmuyorsun?
Look, why don't you go into the house and find a large Ziploc bag?
- Ziploc?
- Ziploc?
Bir şırınga çıkardı ve plastik torbanın içindekileri kadına enjekte etti... bardağı barın üzerine bıraktı... kapıları ve pencereleri açık bıraktı... ve evine gitti.
Takes a syringe and injects the contents of the Ziploc bag... Leaves the glass on the bar... Unlocks the door and windows...
Şu yeni kilitli bidonlara bayılıyorum.
I just love these new Ziploc seals.
Sana yardım edemem şapşal.
I can't help you, Ziploc.
Yalanlarının arasında kaldım.
I saw through your lies like Spam in a Ziploc bag.
Bir dostum göğsüne dövüşçü çörek yedi, eve 4 ceset torbasında döndü.
My buddy took a fighting muffin in the chest, he went home in 4 Ziploc bags.
Tamam. Hiç değilse kilitli torbaya koy.
Put'em in Ziploc bags.
Fermuarı kilitli bir çantada.
In a Ziploc bag!
Kızın adın Greer'ın dondurucusundaki poşetin üstündeydi.
Her name was on a Ziploc bag in Greer's freezer.
Torbadaki kadar taze.
Ziploc fresh.
Brokoliyi hava geçirmeyen poşete koy.
Put the broccoli in a Ziploc.
- Birisi torba oldu.
- One came out in a Ziploc.
Ama eğer en ufak bir hapşırma belirtisi hissedersen, ellerinle ağzını sıkıca kapatacaksın tamam mı?
But if you feel even the slightest inkling of a sneeze, you cover your face and ziploc it shut, okay?
Bak, dostum. Ben gayet güçlü bir şekilde devam edeceğim. Bana Ziploc demelerine çok az kaldı.
Look, man, I'm gonna be so tight out there, dog, they about to be calling me Ziploc.
İlk başta iyi bir izlenim bıraksan bile o insanlarla çok vakit geçireceksin.
- but you really grow on people, too. - Mom... You need Ziploc bags.
Beni büyük plastik bir torbaya koyacaklar ve beni morga kaldıracaklar.
They'll put me in a big Ziploc bag and take me to the morgue.
Elliot şunun gibi, ardı arkası kesilmez, deli işi kurallar koyana kadar her şey harikaydı. Tüm açık gevrekleri büyük boy, fermuarlı buzdolabı poşetlerine koy.
Everything was fine until Elliot broke out her unending list of insane rules, like "Put all open cereal in giant Ziploc bags."
Çantanızda sıvı varsa lütfen şimdi gösterin.
If you have liquids in a Ziploc bag, please show them to us now.
Sen yumurta pişirmekten bile acizsin.
You couldn't cook your way out of a Ziploc.
Buna Ziploc diyorum.
- That guy's called Ziploc. - Hmm.
Bu Ziploc.
That's Ziploc.
Sanırım Ziploc filmin sonunda onu arıyordu.
I - - which I guess is what Ziploc was looking for at the end.
Para gerçekse Ziploc ta gerçek ve daktilo şeridindeki mesaj için buraya gelecek.
And if the cash is real, then Ziploc's real, and he's gonna be coming'cause of the fucking note in the typewriter ribbon.
Ziploc evin içinde.
Ziploc in this house.
"Çok havalı ve tuhaf bir tip." "Mankenler üzerinde devamlı bilimsel bir şeyler yapıp..." "...
What's cooler still, he's weird, always doing science on mannequins, and talking to some terrorist dude named Ziploc.
Bu gece Ziploc bizi öldürecek bunu da canlı yayınlıyacağız.
Tonight's the night Ziploc kills us, and then we go live.
Ben Trevor Grainger, söylediğim gibi Havoc ve Ziploc'u ben oynadım izlediğiniz diğer bölümlerde beraberdik.
Uh, I'm Trevor Grainger, as I mentioned, and I played Havoc and Ziploc and a city official and other parts in this drama that you've just been watching.
Umarım Havoc, Ziploc ve diğer malzemeleri ayrıca hikayeyi beğenirsiniz.
Havoc, Ziploc, movers, and other good stuff. I hope you guys liked our story.
Kilitli torba sayesinde taze kalıyor.
The Ziploc bag keeps them crisp.
- Bir kaç tahta takıp ayağa kaldırmak yeter.
Stop it. - I got wood just Ziploc'ing her up.
Ayrıca şüphe kalmasın diye söylüyorum, bir paket dolusu bunlardan bulduk.
And, you know, just in case there was any doubt, Flynn had a Ziploc full of these.
Neden plastik torbada?
Why is it in a Ziploc bag?
O bıçağı kanıt dolabından al, bir çantanın içine koy.
You take that knife out of the evidence locker, you put it in a Ziploc bag.
Kurbanın kulağının fermuarlı bir çantada bulunması, ortaya çeşitli teorilerin çıkmasına sebep oldu.
There are different theories as to why one of the victim's ears was placed in a Ziploc bag
Kavun gibi ve içinde çorba bulunan saklama poşeti
Like a cantaloupe... and a Ziploc bag of mushroom soup.
Bütün hafta boyunca, kilitli buzdolabı poşetlerini o yüzden mi benim buz küplerimle doldurdun?
Is that why you've been filling Ziploc bags with my ice cubes all week?
Bir de maymun ve buzdolabı poşetlerinin.
Was in Tijuana. It involved a donkey and a ziploc baggie.
Beezus onunkileri "Ziploc" içinde istiyor, ve Ramona alüminyum folyoda ısrar ediyor.
Okay. Beezus wants hers in a Ziploc, and Ramona insists on having tin foil.
Tüm sıvılar, jeller, aerosollerin plastik bir torbaya konulması gerek sonra da bilgisayarını çantandan çıkarıp, makineden geçireceğiz.
So all liquids, gels, aerosols must be placed in a Ziploc, and then your computer, we take out of the case and run through the machine.
İnternetten aldığım kilitli poşetlere olabilir.
It's a kind of Ziploc baggies that I got online.
Arcadian'ı, içinde Türk koltuk altı kılı dolu bir naylon torbayla kıyaslayamazsın.
You cannot compare The Arcadian to a Ziploc bag full of Turkish armpit hair.
Poşet çantalar ve gazlı kalemleri kullanın.
We got Ziploc bags and Sharpies use them
Buzdolabı poşeti mi olsun, çöp poşeti mi? - Ne bulursan getir.
Ziploc or garbage?
- Ziploc'nun nesi var?
- What's with all the Ziplocs?
İşine, naylon poşette ot satmayacak kadar saygı duyuyordu.
He had too much respect for his work to sell it in Ziploc baggies.
-... açılıp kapanabilen torbalar.
Ziploc bags. - Thank you Berry munches.
Jamie, Ziploc reklamı için tekrar çekim yapıyor.
Jamie is doing re-shoots for a Ziploc commercial she got.
Bir gün gözünü açtığında sikini adamın buzlukta naylon poşet içinde bulacaksın.
You're gonna wake up and find your dick in a ziploc in his freezer.
Şapşallar ekibi, orada mısınız?
Come in, Ziploc team.
Ziploc torbalarına doldurup eve götürsek iyi olur aslında.
Um, you know, there's no way we're gonna finish all this food. We should really get some Ziploc baggies and take it home.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]