Zorlamak Çeviri İngilizce
1,141 parallel translation
Ama mümkün değilse zorlamak istemem tabii.
But not if it's an imposition.
Hikayede ruhlar, Scrooge'u, huyunu değiştirmeye zorlamak için korkuyu kullandılar.
The spirits used fear to motivate Scrooge to reform his character.
Holling en olacak onları zorlamak.
Holling's gonna force them out.
Sizi zorlamak istemem.
I'd be imposing.
Seni zorlamak istemiyorum.
I can't force you.
Hayır, sizi zorlamak istemem.
Oh, I don't want to impose.
"Bu, imkânsızı zorlamak olur."
'It is quite impossible.
Çocuklarımı ve eşimi kendi seçimleri olmayan, yani kamusal medyaya maruz bir şekilde yaşamaya zorlamak istemem.
It shows that their conception of a spectrum of opinion is ridiculously narrow, at least by European or world standards.
Şansımı zorlamak istemiyorum.
I don't want to take any chances.
Seni zorlamak istemezdim ama çocuklarımın önünde artık bu şekilde konuşmayacağını ümit ediyorum.
I don't want to be hard on you but I wish you wouldn't curse in front of my boys.
Sevmeye zorlamak mutsuzluk getirir
Coerced love gives no happiness!
Bayan Jordan, Ted'le evlenmişiz gibi konuşuyorsunuz. Bu durumu zorlamak olur.
Mrs. Jordan, you sound as if Ted and I are getting married.
Beyler, sabrınızı zorlamak istemeyiz.
Let me deal in this. Gentlemen both, we will not wake your patience.
Haydi ama, seni zorlamak istemediğimi biliyorsun.
Come on, you know I didn't mean that.
Onu zorlamak istemiyorum.
I'm not putting him down.
Zorlamak istemiyorum, bayanlar ve beyler, eğer şov işindeyseniz, büyük bir yıldız ajanı tanıyorsunuzdur?
I don't want to impose, Ladies and Gents, but since you're in show-biz, do you know any... big-time agents?
Bilimin sınırlarını zorlamak, risk almadan olmaz.
Pushing back the frontiers of science is not without risk.
Sizi zorlamak istemem ama arabamda futbol topum var.
Hey, I don't wanna impose, but I got my football in the car.
Tatlım, şu anda neler hissettiğini bilmiyorum o yüzden seni zorlamak istemem.
Honey, I don't know what you're feelin'right now... so I don't wanna push anything.
Kesin olan bir şey var ki... [Spain Rodriguez - Karikatürist]... o da yeraltı çizgi romanları daha çok büyüyebilme olaylarına girebilirdi ve Crumb bu tarz bir şeyi zorlamak konusunda gönülsüzdü.
There was a certain point where it seemed... as though underground comics... could kind of get into the big time... and Crumb almost seemed reluctant to push that sort of thing.
Koç Bedford King'i alan savunmasını bırakmaya zorlamak... ve onların büyük, yavaş oyuncularının Marshall'ın çabuk gardlarıyla birebir kalmasını istiyor.
Coach Bedford wants to force King out of their zone defense... and make their big, slow players match up man-to-man against Marshall's quick guards.
Yapacağımız en iyi şey ; bürokratları kontrol edebilecek ve... bize adalet verebilecek... daha güçlü bir yüce başkan seçimi için oylamaya zorlamak olacaktır.
Our best choice would be to push for the election... of a stronger supreme chancellor... one who could control the bureaucrats... and give usjustice.
Belki ama meseleyi zorlamak kesinlikle yanlış olur.
Perhaps. But surely it would be wrong to force the issue.
Danışmanlığı bırakmak istemiyorum ama kendimi biraz zorlamak istiyorum.
I don't want to give up counselling, but just stretch myself a little.
Bu yüzden kızın boğazını kesip Wallace'ı savaşa zorlamak istemiş ve o da savaşmış.
So he cut the girl's throat to tempt Wallace to fight... and fight he did.
Harika bence biraz fazla zorlamak olur.
- Wonderful, I think, would be pushing it.
Sözleşme yüzünden kendimi zorlamak istemiyorum.
I only try to be clear and sincere not forced by a contract.
Kimseyi zorlamak istemeyiz.
We don't want to force anyone.
Yapılması gereken tek bir şey kaldı ; o da Willie'yi rüyama çağırıp, son güç gösterisini yapmaya zorlamak.
The only thing left to do is go into my dream and force Willie into a final showdown.
Zorlamak istemem ama ben de seninle Frederick'i almaya hava alanına gelebilir miyim?
Oh, that reminds me, I don't want to impose, but may I ride with you to the airport to pick up Frederick? Of course you may, Niles.
Okulda bize yıldız gemilerine manevra yaptırırken çok narin olmamız öğretildi, fakat yıllar içinde bazen yolumuzu açmak için biraz zorlamak gerektiğini öğrendim.
In command school, they taught us to always remember that maneuvering a starship is a very delicate process, but over the years, I've learned that sometimes you just have to punch your way through.
"Yolunu açmak için bazen zorlamak gerekir"
"Sometimes you just have to punch your way through."
Ama sizi hiç bir şeye zorlamak istemem
I would never want to force your hand
Zorlamak istemem ama... bu öyle kolaylıkla verilebilecek... türden bir bilgi değil.
I don't want to be pushy... but this kind of information's... a little too valuable to be giving away.
- Seni zorlamak hoşuma gidiyor.
I like to oblige you
- Zorlamak mı, bu çok yorucu
It's exhausting.
Bu konuda bir kitabım var. Zorlamak istemem.
I've got a book on the subject, if you're interested.
Biliyorum, "siyah kravat opsiyonel" diyor ama bu da biraz zorlamak olmuyor mu şimdi?
I know it says "black tie optional" but this may be pushing it a little.
Bu, barı kapatmak için Quark'ı zorlamak demek.
You mean, we should force Quark to close the bar.
Aslını sorarsan Teğmen şansımı zorlamak istemedim.
Well... Lieutenant, actually. I didn't want to push my luck.
Korkarım ki Kaptan, Treyb ile birlikte yapmış olduğunuz birleşme, bizi teslim olmaya zorlamak için yapılmış gibi görünüyor.
What I fear, Captain, is that this union you've made with the Trabe is an effort to force us to capitulate.
"Zorlamak" demek.
It means \ x22to push. \ x22
Yapabildiğin kadar zorlamak zorunda kalacaksın.
- You'll have to stretch it as far as you can.
Seni zorlamak istemem.
I don't mean to pry.
Hiçbirinizi bu işe sokmaya zorlamak istemedim.
I just didn't want to force anyone into this. Farouk?
Zorlamak istemem.
I'm not trying to push you.
Ama sizi zorlamak istemiyorum.
But I don't want to impose.
Ama bu benim bencil isteklerimin bir ifadesi. Sizi bir şeye zorlamak istemem.
But that is an expression of my own selfish desires, and I should not burden you with it.
Carla sizi yıkmak için öldürüldü istifanızı zorlamak için.
Carla was killed to destroy you... ... to force your resignation.
Seni zorlamak istemem ama bana öyle geldi ki...
Sorry. I don't mean to be pushy, but I figured...
Ama sen her şeyi zorlamak zorundasın, değil mi?
But you always take everything right over the edge, don't you?