English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Z ] / Zorluyorum

Zorluyorum Çeviri İngilizce

280 parallel translation
- Kendimi zorluyorum.
- I try hard enough.
Kendimi zorluyorum ve umuyorum ki- -
I'm trying hard. I'm hoping...
- Zaten arabayı zorluyorum.
I'm giving her all she'll take.
Ona ne zaman baksam, kendimi kolundaki yas bandına bakmaya zorluyorum. İkimiz arasında bir bariyer yaratmasını umut ediyorum.
Whenever I look at him, I make myself look at that mourning band on his arm, hoping it'll create a barrier between us.
Sadece yaparak öğrenileceğine... inandığım için sizi zorluyorum.
If I seem to be rushing things a bit... it's only because I believe in learning by doing.
Sonra kendimi bir gün daha, tek bir güncük daha dayanmaya zorluyorum!
JUST ONE MORE DAY! BUT I CAN'T DO THAT FOR ANOTHER 46 YEARS. I'LL GO RIGHT OUT OF MY MIND.
Tamam, sigortacılar zorlu ve zeki adamlar.Ama ben de..... onlar kadar zorluyorum.Bütün numaralarını bilirim.Üzerine çekiçle vurup, iğne batıracaklar.
Sure, insurance guys are tough and they're smart. But I know all their tricks. They'll hit you with hammers, stick pins in you...
Onları zorluyorum.
Still no response.
Şu oyuna katılmamak için tüm irademi zorluyorum.
You know, it took every ounce of self-control that I have to leave that game.
Zorluyorum.
Yes, I do.
Bir kobay olarak kendimi çok daha fazlasını başarmak için zorluyorum.
I'm such an obliging guinea pig that I went a step further.
Bu kabuslar beni sarıyor. Bu anıları yaşamak için kendimi zorluyorum.
That's a nightmare I reeled in, by forcing myself to relive those memories.
Ve burada bir adamı büyük bir çavdar ekmeğiyle ilişkiye zorluyorum.
Here I am forcing a man to copular with an enormous bread of rye.
Buna inanmak için kendimi çok zorluyorum.
I'm trying very hard to believe this.
Çok zorluyorum, çünkü daha iyiyi arıyorum.
I push too hard because I want things to be better.
İşgal bölgesinde şansımı çok zorluyorum.
I take a great chance in an occupied territory.
- Sana satış yapıyorum, zorluyorum.
- I have to sell you, make you go.
Onları çok zorluyorum, farkedilinceye kadar buradayım.
I'm pushing them so far I'll get myself confined to camp until further notice.
Daha güçlü olabilmeniz için sizi bu kadar çok zorluyorum.
The reason why I am pushing you guys so hard, - is that I am hoping you guys will become tougher.
Kafamı zorluyorum, ama anlayamıyorum.
I'm trying so hard, but I can't.
Sizin için bütün kanalları zorluyorum.
I been checkin'all the channels for you fellas.
Kendimi nehir kıyısındaki kampımızı... Berkeley'yi... ve beni uçakla ilk defa gezdirdiğin günü hatırlamaya zorluyorum.
I make myself think about our camp on the river... and Berkeley... and the first time that you took me flying.
İşte seni bu yüzden zorluyorum.
THAT'S WHY I MAKE YOU WORK SO HARD.
- Çok mu zorluyorum, bay Abbot?
- Am I imposing too much, Mr Abbot?
Seni sevmiyorum diye bir şey yok anne! Her gün, yaptıklarına rağmen kendimi seni sevmeye zorluyorum.
Not I have stopped to love you mom, I put under an obligation to love you every day in spite of that faces.
Ya da hep şöyle demeliyim, bunu düşünmemek için kendimi zorluyorum.
Or should I say, I... I keep myself from thinking about it.
Ben sadece sizi ona oturmaya zorluyorum.
I am simply forcing you to sit in it.
Seni zorluyorum... çünkü senin en iyisi olacağını düşünüyorum.
I'm pushing you... because I think you could be one of the best.
Aslında şansımı bayağı zorluyorum bunu yaparak.
I'm taking a hell of a chance here
Bütün bunların ne ifade ettiğini, şu soruları... sorduğunuzda anlıyorsunuz, " Neden kendimi zorluyorum?
And you're all learning what that means when you ask yourself, " Why do I push myself?
Çok mu zorluyorum acaba?
Am I trying much too hard?
Fazla mı zorluyorum?
Am I pushing it too hard?
Kendimi şu zavallı çocuğa acımaya zorluyorum ama işe yaramıyor!
I'm trying to force myself to feel sorry for the poor guy, but it won't work!
Neden herkesi ben zorluyorum.
Why do I have to push all the time?
Hayır. Hayır Peder, sizi zorluyorum.
No, Father, I'm forcing you.
Beynimi zorluyorum.
I'm racking my brain.
Galiba bu nedenle zavallı Spencer'ı bana daha çok sarılması için zorluyorum.
Which is probably why I make Spence hug me more than he wants to.
Ben de iyi taraflarını görmek için kendimi zorluyorum.
So I force myself to give him the benefit of the doubt.
Seni fazla zorluyorum çünkü nelerle karşılacağını biliyorum.
I drive you too hard because I know what you have to face.
Ben sadece durmamak için zorluyorum.
I'm just... It's kinda hard to stop in...
Çok zorluyorum.
I'm over-eager. I was trying too hard.
Şansımı zorluyorum! "
I'm taking a big chance! "
O dinlerken ben zorluyorum.
When she's listening, I push.
Bir şeyler yemeye zorluyorum ama...
I'm trying to keep something down, but...
- Zaten mevcut yüzdelerindeki limiti zorluyorum.
I'm already pushing the limit on their percentages as it is.
Wall Street'i öyle zorluyorum ki ancak Beşinci Avenue ödeyebilir.
I've placed Wall Street under obligations... that only 5th Avenue can repay.
Kalmak için zorluyorum
I'm pushin'to stay
Evet, bir şeyle kalmak için zorluyorum
Yes, I'm pushin to stay with something
Fazla zorluyorum.
I'm trying too hard.
- Kendimi zorluyorum.
- I do my best.
Seni çok mu zorluyorum?
- I don't know.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]