English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Z ] / Zıplama

Zıplama Çeviri İngilizce

268 parallel translation
Koltuklarda zıplama, Roger.
Don't jump on the seats, Roger.
Zıplama olarak adlandırmam, dans ediyordum.
I wouldn't say jumping around, I'm supposed to be dancing.
Zıplama!
Don't jump up!
Ve sonra göle zıplama olayı, gerçekten oldu.
And that business about jumping in the lake, it really did happen.
Ne yapacağız, zıplama?
What are we gonna do, jump?
Ne oynama, zıplama, ne de kız ve arkadaşlar, iyileştirebilir... altın ateşini...
♪ No rompin', rollin girl-and-fellow stuff ♪ Can cure the gold fever
Ne oynama, zıplama, ne de kız ve arkadaşlar, iyileştirebilir... altın ateşini...
♪ No rompin', rollin girl-and-fellow stuff ♪ Can cure the ♪ Gold fever
- Zıplama tahtasının üzerinde yaşlıya bak.
Oi, look at the old one upon the board there. Wahey!
Tümünü görebiliyor musun - Zıplama halkaları gümüş şeritler, gösteriş, ışıklar?
A clown! Can't you see it all - the sawdust ring, the tinsel, the glitter, the lights?
Onunkileri hissetmeni istiyor, üzerime zıplama şimdi.
She wants you to feel yours, don't jump on me now.
Hayır, yukarı aşağı zıplama.
No, you don't jump straight up and down.
Dur söyleyeceğim, zıplama dansı?
You had to hold, the jump?
- Zıplama dansı mı?
- The jump?
( Music ) Bir atlama-sıçrama-ve-bir-zıplama Ben darbesiz oynarım ( Music )
( Music ) A hop-skip-and-a-jump but I play no bump ( Music )
Zıplama eylemindeki en önemli nokta dengedir.
The danger of being thrown off-balance is a constant threat.
Noel Baba'nın kucağına hızlı zıplama küçük kız.
Aah! Ah, don't jump on Santa's lap too hard, little girl.
Garip bir çeşit zıplama efekti olmuş gibi görünüyor.
There seems to be some kind of strange bouncing effect.
Öyle ağır ağır zıplama.
Oh, don't jump back so slow.
Bir saniye zıplama lütfen.
Don't bounce for a second.
Bu mümkün değildir. Bu, bir dağcının en alttan en tepeye zıplama olasılığı kadar imkansızdır.
It can't be done, you could no more do that than a mountaineer could leap from the bottom of a cliff to the top.
Sürekli zıplama yeteneğiyle böbürlenip durur George ben de tenteye dokunamayacağına dair 50 dolarına bahse girdim.
He always brags about his vertical leap so I bet him 50 bucks that he couldn't touch the awning.
Sana zıplama dedim, değil mi?
I told you twice not to jump up and down, didn't I?
New York Knicks oyuncusuymuşsun gibi adamın üstünden zıplama!
Yo, don't be jumpin'on my boy like you're the fuckin'New York Knicks!
İlk hastam bir kurbağaydı.Onu zıplama hastalığından kurtardım.
My first patient was a frog. I cured him of jumping.
Zıplama olsun.
A hop, a bound. Gimme a jump, oh God -!
Tanrım. Zıplama. Kendine gel Niles!
Niles, will you just get a grip!
İşte Joe, bu yüzden ailen sana yatakta zıplama diyor!
See, Joe, that's why your parents told you not to jump on the bed!
O zıplama olayını yapıyorlar gerçekten, değil mi?
They do that skipping stuff, don't they?
Bu doğru, ordu olayı, o koşma, zıplama, ayakta dikili kalmaları sevmiştim.
This is true, in the army thing, I liked that running, jumping, standing still.
- Ufacık bir zıplama yaptın.
- You did a little hop.
Ve o bir zıplama değildi.
And it wasn't a hop.
Bu hoplayıp zıplama da nedir böyle!
Why so much movement?
Zihin bir sıçrama ve bir zıplama algılıyor... fakat bu vucut bunu bir daha tırmanış olarak hissediyor.
The mind perceives a skip and a jump... but this old body feels it has climbed a mountain.
Zıplama ve ateş tuşlarına aynı anda basamıyorum bile!
I can't press the "fire" button and jump at the same time!
Yunanlıların ; Savaş Tanrısı, Gök Gürültüsü Tanrısı, Etrafta Koşup Zıplama Tanrısı vardı.
They had the god of war, the god of thunder, the god of running around and jumping.
Zıplama kızım, düşeceksin.
Don'tjump, you'll fall.
Belki'Evce Zıplama Kanalı'dır.
Maybe it's the Home Jumping Channel.
Bir zıplama dalışı yapacağım, bir kurtarma hattı takacağım ve onu çıkaracağım.
Gonna bounce dive, put him on a rescue line and yank him out.
- Zıplama dalışı mı?
- Bounce dive?
Sadece küçük bir zıplama yapman yeterli olur
You'd just have to make a little leap.
Bilirsin, büyük kaya üstünde zıpladığım zıplamadan, daha büyük, en iyi zıplayıcıların zıplamalarından daha zor bir zıplama.
You know, that bounce I bounc-ed when I bounced that big rock, the most hardest bounce of all that only the very bestest bouncers can bounce.
- Sadece en iyi zıplayıcıların zıplayabildiği, bir zıplama.
- Only the very bestest bouncers... can bounce it.
# Süp - süper Çı - çılgın Zıplama #
§ The Whoop-de-Dooper Loop-de-Looper Ali-Ooper Bounce §
# Süp - süper Çı - çılgın Zıplama #
§ In the Whoop-de-Dooper Loop-de-Looper Ali-Ooper Bounce §
# Süp - süper Çı - çılgın Zıplama #
§ ln the Whoop-de-Dooper Loop-de-Looper Ali-Ooper Bounce §
# Zıplama #
[Together] § Ali-Ooper §
# Süp - süper Çı - çılgın Zıplama #
§ Bounce §
Ateş olan yerde zıplama.
Never bounce near an open flame.
Yemekten hemen sonra zıplama, yoksa kramp girer.
Never bounce right after eatin', or you'll get tail cramps.
Süper Çılgın Zıplama'ya çalışıyorum anne.
I'm practising the Whoop-de-Doop-Tee Bounce.
# Bir aradayken zıplama şenliği #
§ When we're all together it's a jumpin'jamboree §
zıpla 130

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]