Ölmüşsün Çeviri İngilizce
114 parallel translation
Ölmüşsün.
You're dead.
Ne ölmüşsün ne de kaçmışsın.
You ain't dead nor gone.
Sana gerçekten ölmüşsün havası vereceğim.
There. I'll make you look real dead too.
Açlıktan ölmüşsün ufaklık.
Oh, you're starving, little one.
Hayır. Sen ölmüşsün.
You are dead.
Ha burada ölmüşsün ha Edo'da, aynı şey.
If you die here or at Edo, it's the same.
Doğduğun anda ölmüşsün sen.
You died the moment you were born.
Sana evlilik teklif edecek bir adam bulamıyorsan ölmüşsün demektir.
If you can't get a man to propose to you, you might as well be dead.
Ha can sıkıntısından ha da savaş esnasında ölmüşsün.
Die of boredom, die in battle.
Rosa ölüm döşeğinde yatıyor ama sen zaten ölmüşsün.
Rosa may be dying... but you... are already dead.
İyi bir yer, sadece sanki ölmüşsün ve Yahudi cennetinde uyanmışsın gibi.
It's okay, but it's like you died and woke up in Jew heaven.
- Sen ölmüşsün.
You are fuckin'dead.
Ölmüşsün gibi oluyor.
It feels like you're dead.
- Sen ölmüşsün.
- You're dead.
Çoktan ölmüşsün!
You're so dead.
Başın belada değil. Ölmüşsün.
You're dead where you stand.
Diğer madde vücuda girince ikisi buluşurlar ve dolaşım sisteminde küçük bir parti verirler sonra bir de bakmışsın ki ölmüşsün.
When the other half of the poison enters the body, the two meet... have a little party in your cardiovascular system... and suddenly you are quite dead.
Dibe vurmuşsan ölmüşsün demektir.
If you hit bottom then you are dead.
Birinci hastanedesin. İkincisi hapistesin ve üçüncüsü ölmüşsün.
One, you in a hospital ; two, you in jail ; three, you ass is dead.
Gerek yok... ölmüşsün.
Of course not... you're dead.
Yataktaysan ölmüşsün demektir.
If you're in bed, you're dead.
Yataktaysan ölmüşsün demektir.
- When you're in bed, you're dead.
Biraz cızırdar ve hırlarsın ve bir sabah uyanırsın ki ölmüşsün, şanslıysan tabii.
You scratch and wheeze a bit, then one morning you wake up dead, if you're lucky.
- Ölmüşsün.
- He's right.
Kate Jones, sen 1973 yılında ölmüşsün.
Kate Jones. You died in 1973.
Çarkıfeleği seyrederken bir bakıyorsun ölmüşsün.
One minute you're watching Wheel of Fortune- - next thing, game over.
Sen ölmüşsün.
You're dead.
Sürekli "Sen zaten ölmüşsün!" diye bağırıp durdum.
I JUST KEPT SCREAMING, "SO FUCKING DIE ALREADY!"
Ölmüşsün.
Dead.
- Yaşamak için hiçbirşeyin yok ve, zaten sen ölmüşsün.
- You've got nothing to live for and, in a way, you're already dead.
Bana göre sen zaten ölmüşsün.
In my opinion, you're already dead.
Seni ölmüşsün gibi göstermek için içtiğin ilaç.
The drug you took to make it appear as though you were dead.
Bu makaleye göre, seyrek görülen bir karaciğer hastalığından ölmüşsün ve birden değişik bir isimle karşıma dikiliyorsun?
According to this article, you died five months ago of a rare liver disease... and suddenly you're standing in front of me with a different name?
Ölmüşsün gibi konuşuyorsun
You are talking as though are dead!
Ahbab, sen ölmüşsün.Bu berbat.
- You're a martyr. That sucks.
Sen çok çabuk ölmüşsün.
You died too soon.
Ama kimse bir şey kanıtlayamamış, çünkü güya orada ölmüşsün.
However, no one could prove anything, of course, Because supposedly you died there.
Odanı hiç bozmayacağım, sanki ölmüşsün gibi.
I'll keep your room just the same - like if you'd died.
Bu şey gibi bu çoktan ölmüşsün gibi.
it's like it's like being dead already
Ve o gün geldiğinde ölmüşsün demektir.
And on that day... hey, hey, hey, you die.
Ölmüşsün sen.
You're dead.
Bir de bakarsın ölmüşsün!
Next thing you know, you're dead.
Ve yüreğin kanamaya başladığında,... ölmüşsün demektir...
"And when your heart begins to bleed, " You're dead...
- Hadi ama Nada, ölmüşsün gibi bağırıyor işte.
- Come on Nada, she's screaming like she's being torn alive.
Sanki ölmüşsün de cennete gelmişsin gibi, değil mi?
Like you died and went to heaven, right?
Sen ölmüşsün!
You rot.
Zaten ölmüşsün.
You're dead already.
Ve sonra herkesin anılarında sanki sen ölmüşsün gibi oldu.
Eventually, everyone thought you were really dead.
Beş yıldızlı bir general bulursa, ölmüşsün sen!
If she wants a 5-star general, you're dead!
Sen de ölmüşsün, dostum.
AND YOU'RE DEAD, FRIEND.
Ölmüşsün demektir.
YOU'RE DEAD.
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20