Ücret Çeviri İngilizce
2,389 parallel translation
Birinin çalması için vereceği ücret, yüz binleri bazen milyonları bulur.
Price to produce - - hundreds of thousands, Sometimes millions.
İkisi değil. Sadece birine çalışması için ücret teklif edeceğiz.
They're both- - they're the only ones that'll work for the money we're offering.
Kabul edelim ki, Tanya saat başına aldığın ücret çok yüksek.
Let's face it, Tanya, your hourly rate is too high.
Belli bir ücret karşılığında tabii.
For a fee, of course.
Bilirsin, münasip bir ücret veya kurtardığımız hazineden biraz pay ya da onun gibi bir şeyler.
We can talk flat rate or a return of the percentage or something like that.
Bir ücret karşılığı, özel çekimler yapıyoruz.
We do private shoots, for a fee.
Bu kızlar için ekstra ücret talep ettin mi?
Did you charge these girls extra?
Belli bir ücret karşılığında.
For a fee.
Sonra küçük bir ücret karşılığı onları sözde hayalet ve iblislerden kurtarıyor.
And he delivered them out of your mind and Demons for a small reward.
Ama henüz bir ücret almadım.
- And I haven't goen paid yet.
- Ayrıca ücret meselesi de var.
- There's also the matter of my fee.
Hatta 1 gecede teslimat için ekstra ücret bile ödedim.
I even payed extra for overnight shipping.
Yasal işlemler için ücret alabilirim ama sarılmak bedava.
I may charge for legal services, but the hugs are free.
Her şeyi onlar ödeyecek. Ayrıca seninle paylaşacağım, küçük de bir ücret var.
They're gonna pay for everything, and there's a small fee, which I'll split with you 60-40.
Haklı olan saat başı ücret ödemez.
The righteous do not pay by the hour.
O raporlar yaz okuma kitaplarına pek benzemese de danışmanlık için ücret aldığımdan ben de göz gezdirdim.
You know, those things are not exactly summer reading, but I get paid to consult, so skim I do.
Hiç ücret ödemeyeceğim, ancak geçinmem için paraya ihtiyacım var.
No fees to pay, but I need money to support myself.
Öğret bana, ama ücret ödeyemem.
Teach me, but! Can't pay.
Hayır, bir ücret ödemeniz gerekmiyor.
No, you don't have to pay fees.
Daha fazla ücret talep etmem.
I won't charge you more.
Referansı olmayan birisi için 250 iyi bir ücret.
250 is generous forsomeone without references.
Evet orası. Onlardan ne kadar ücret aldın?
That's the one How much did you charge them?
Ne kadar ücret alıyorsunuz?
How much do you charge?
Parayı geri almak için ne kadar ücret istiyorsunuz?
What's your fee for getting money back?
Günaydın, mektup ücret be kadar öğrenebilir miyim?
Good morning, I'd like to know how much the letter costs.
Her zamanki ücret olmaz.
Usual rates then...
Bunun için ücret alıyoruz.
We're bound to take charge of it.
Uzun hikâye, bücür. Düşük ücret, yarım gün.
Long story short, it's crummy pay, it's part-time.
Üç katı ücret.
It's ten times normal.
Bir tür ücret gibi görünüyor.
It looks like some kind of fee.
Evet, ben ve diğer bayanlar Jake'e tek gecelik ilişkiler için iyi bir ücret ödedik.
Yes, I and an assortment of other ladies pay Jake very handsomely to accompany us to various functions and events.
Sam de şöyle dedi : " Paul, bu adamın şansı olduğunu düşünüyorsan ve sana benim verebileceğimden daha iyi bir ücret ödeyebiliyorsa ve doğru olduğunu düşünüyorsan sana engel olmam...
"Paul, if you think this other guy's got a chance at winning and he can pay you more and if it's what you need to do, then I won't get in your way."
Bir haftayı aşarsa ek ücret isterim.
The motion goes pass a week.
Joe'ya iyilik olarak ücret istemeyecekmiş. Güzel.
He talked to me for free as a favor to Joe.
Japonya'da böyle bir kız için on kat fazla ücret ödüyorsunuz.
In Japan you would pay ten times as much for a girl.
Ama benim zamanımda ücret her şey dâhil 100 peso'ydu. Benim faal çalıştığım dönemde böyleydi.
We did everything for 100 in my day, back when I was still working as a whore.
Eşyalarını alman için bir saatiniz var yoksa bir günlük ücret daha ödersiniz.
See, you've got 60 to get this shit out of this rented truck or I've got to charge you for another day.
Süreç tamamen anonimdir ve karşılığında ücret bile alacaksınız.
The process is completely anonymous and you will be monetarily compensated.
10 yaşımdayken benim için pazarlığını yaptığı yıllık ücret gerekenden bile fazla olmuştu.
The annual stipend that she negotiated for me when I was ten was more than enough.
Peki kocanız ne kadar bir ücret belirledi?
Now... What your husband say you can pay?
dört noktada, daha iyi bir korumna, istihbarat için daha fazla erişim ücret bu iş için kabul edilemez.
In four points, a better immunity language, more access to intelligence, this fee structure is unacceptable.
tamam.korunma yapabileceğimizin en iyisi ücret düzenlemesi... rakam ver?
All right, now the immunity language is as good as we can do. Fee structure... A number?
Ayrıca belirttiğim ücret artışını kabul etmezseniz Lordum,... topluma bazı gerçekleri açıklamak zorunda kalacağım.
And if your lordship does not agree to an increase in my fee then I shall be forced to make certain facts public.
Oyunculuk yapacaksak ücret almalıyız.
If it's an acting job, we should get paid.
Ben gerçek ücret istiyorum.
I wanna actually get paid.
Eve atarsan ücret iki katı olur.
Outcalls are twice the price.
Benden ücret mi alacaksın?
Charge me?
Oraya 30 dakikada varırsan iki kat ücret öderim.
I'll pay double if you get there in 30 minutes
Asgari ücret tarzı.
It's very minimum-wage.
- En düşük ücret bu. - Tamam, üç dakika.
Alright, three minutes.
- Toplam ücret...
The box is about...