English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ü ] / Ülkeye

Ülkeye Çeviri İngilizce

2,662 parallel translation
Elçiliği kapatıp, ülkeye geri dönmek için emir aldık.
We've got orders to close the embassy and go back.
2 gün önce ülkeye giriş yaptığınızı gösteriyor.
It says that you landed in the country two days ago.
Bu ülkeye ilk geldiğimden beri burada olduğumu sanmıyorum.
I don't think I've been here since the first time I came to this country.
O ilk kokain gemiyle ülkeye sokulduğunda bedene ve ülkemizin ruhuna çok fazla zarar veren ölümcül bir bakteri ile karşı karşıyayız.
And when that first cocaine was smuggled in on a ship, it may as well have been a deadly bacteria, so much as it hurt the body, the soul of our country.
Hayal kırıklığına uğrayan grubun şiddet içermeyen protestoları savaşı bitirmeye yetmedi. Weathermen denilen bu gruba göre Amerika'nın Vietnam'a müdahalesini bitirmenin en iyi yolunun savaşın ülkeye getirilmesiydi.
Frustrated with years of non-violent protests that had failed to end the war, the so-called Weathermen decided the best way to stop America's involvement in Vietnam was to bring the war home.
Temelinde onun elinde tuttuğu orta sınıf ve üst sınıflar ülkeye bağlılık sergiliyorlar.. Ama bazı memurların Yeni Dünyaz Düzeni toplantılarına.. .. ya da Prens Borghese'nin Milliyetçisi'nin buluşmalarına katıldığını biliyoruz.
The base, its middle ranks and part of the higher ranks are loyal, but I know several officers go to meetings of New Order or Prince Borghese's National Front.
Heinrich'i L.A. Limanından ülkeye sokmaya çalışmasını bekliyoruz.
We expect he's trying to get Heinrich into the country through L.A. Harbor.
Bizi o ülkeye ancak korku götürebilir.
Only fear could tempt us to travel to this country.
Bu herhangi bir ülkeye uygulanabilir.
That applies to any country.
Yarın doğduğum ülkeye dönüyorum ancak yuvam olan ülkenin beni sahte suçlamalarla kovmasından çok rahatsızım.
I am returning to my country of birth tomorrow but I am distraught that the country that is my home is expelling me on false charges.
Aslında yeni değil, kayınbabam ya da sevgilimin babası 13 kilo sosisi ülkeye sokmaya çalıştığı için 4 saat gümrükte alıkonuldu.
Well, not exactly fresh. My father-in-law - or girlfriend's father - was detained at Customs for four hours for trying to smuggle in 30lb of sausage.
Yani gerçekten Güney Amerika'da her ülkeye olmuştur?
So you've really been to every country in South America?
Bir çırpıda başka bir ülkeye sahte kimlikle girmemizi, ajanlarla uğraşmamızı istiyorsun.
You're asking us to fly to another country with a fake I. D... dealing with spies at the drop of a hat.
Beni yabancı bir ülkeye getirdin,
You brought me to a foreign country,
BM silah denetçilerinin ülkeye girişleri Wadiyalı lider Amiral General Aladin tarafından bir kez daha reddedildiğinden dünya toplumu ile sahtekâr Kuzey Afrika ülkesi Wadiya arasındaki restleşmenin bugün şiddetlenmesiyle gerilim artıyor.
Tensions are rising as the stand-off between the world community and the rogue North African nation of Wadiya intensified today as U.N. Weapons inspectors were once again refused access to the country by Wadiyan leader, Admiral General Aladeen.
Evet, yeni baban seni başka ülkeye götürecek.
Your new father here is Chan and he'll take you to America.
Ailene bağlı güdülerle tasarlandın... ülkeye değil.
You were designed with selfish motivations... loyalty to family, not country.
Şu ülkeye bak.
Look at this country.
Başka bir ülkeye gidiyoruz ve ben sizi bu ailenin çocukları gibi gösteren kimlikler getireceğim.
We will go to another city... And there I'm gonna make some documents for you and you will be recognized as the sons of this family
Ben 14. bölgenin ve sizlerin Çin'e ya da Brezilya'ya Nova Scotia... yada bir başka ülkeye... satılmayacağını bilmenizi isterim.
I want the 14th district to know that you will not be sold to China to Brazil to Nova Scotia or any other country.
Arabalarıyla ülkeye gizlice eroin soktuğunu düşünüyoruz ama köpekler koku alamadı.
We believe he's smuggling heroin into the country through his cars, but our dogs have never been able to pick up the scent.
Bu yüzden kaçmışlar. Kimsenin bilmediği çok uzak bir ülkeye gitmeye karar vermişler.
So they escaped decided to go to some far-flung country... who knows?
Aranızda hepinizden farklı bir sefil adam var ki yıllarca sürgünde huzurlu ve dürüst bir yaşam sürmesine rağmen durup dururken kesinlikle adım atması yasak olan bir ülkeye dönmeye karar vermiş.
I must, amongst you, single out a miserable man who, after many years of living a peaceable and honest life in exile, decided, in a fatal moment, to return to the country where he was expressly proscribed.
Ve eğer yardım edebileceğimi düşünüyorsanız Bu ülkeye yardımım olacağını düşünüyorsanız.. o zaman kesinlikle..
And if you really think I can help this ticket, if you really think I can help this country, then absolutely-I'll do this with ya.
Bu ülkeye okumaya geldim, şimdiyse numune insanlara döndüm.
I came to this country to study, and now I have become the specimen.
Yani bu ülkeye Fransa'ya taşınacak kadar çok kızdığını mı söylüyorsun?
You're telling us you got so angry at this country "that you moved to France?"
2001'deki ziyaretinizden önce bu ülkeye gelmiş miydiniz?
Prior to your arrival in 2001, had you made any other visits to this country?
Sizi bu ülkeye getiren nedir Bay Jarrah?
What brought you to this country, Mr. Jarrah?
" Bay Jarrah İç Güvenlik İşleri Bakanlığı tarafından toplanan kanıta göre doğduğunuz ülkeye gitmeniz uygun görülmüştür.
" Mr. Jarrah, based on evidence gathered by the Department of Homeland Security, you are being recommended for deportation to your country of origin.
Yetkililer, Jarrah'ı Lübnan'a, doğduğu ülkeye göndermeye çalışıyor.
Officials are seeking to deport Jarrah to Lebanon, his country of origin.
İnsanların senden neden bu kadar nefret ettiğini anlamıyorum bu ülkeye girmek için yaptığın onca şeye rağmen.
I don't understand why people want to hate on you so tough... after all you did just to get into this country.
Geç kalınmadan doğduğu ülkeye gönderilmesi gerekmektedir.
He must be sent back to his country of origin... without delay.
Sizi bu ülkeye getiren nedir Bay Jarrah?
What brought you to this country?
- Bay Jarrah, bu ülkeye vardığınız gece nerede kalmayı planladığınızı yalan söylediğiniz doğru değil mi?
Mr. Jarrah, isn't it true that you lied... to a federal agent about where you were planning to stay... on the night you arrived in this country?
Bu ülkeye verdiği hizmet için.
For his service to his country.
Bu ülkeye inanmaktan vazgeçtim.
I've stopped believing in this country.
Eğer her şey yolunda giderse, bu sefer de tek kelime etmeden başka bir ülkeye kaybolacaktın.
If it all goes right, you disappear to another country without a word.
Neredeyse üç milyar sterlinlik parayı bir anda başka bir ülkeye transfer etmeklerinde hiçbir tuhaflık sezmediniz mi?
You didn't think it odd that they would suddenly want to expatriate nearly three billion in sterling?
Bu ülkeye daha yeni geldi.
He just got to this country.
Kendine daha iyi bir hayat kurmak için bu ülkeye gelen masum bir genç kız kayboldu.
There is an innocent young girl missing who came to this country trying to make a better life for herself.
Bayan, Çavuş Pepper sizin özgürlüğünüzü korumak için bu ülkeye cephede hizmet ediyor.
Ma'am, Sergeant Pepper serves his country in the Army Reserves, preserving freedom!
Tenekelerle ülkeye kaçak kadın sokmaya benzemez bu.
This is not smuggling Oriental women into the country in steel cans.
Gidip komedinizi tüm ülkeye yayın.
Go and spread your comedy to all corners of this country.
Seni kim ülkeye soktu lan?
Who the hell let you back in the country?
Sizin ülkeye yasadışı girmek için iki sınır geçmek lazım.
You got to cross two borders to get to be illegal in yours.
Ve çektiğiniz acılar için üzgünüm. Ama göçmenlerin bu ülkeye yasal olarak girebilmeleri için kurallarımız ve kanunlarımız var.
And I'm sorry for your suffering, but we have rules and regulations for immigrants to come into this country legally.
Başka bir ülkeye taşınmak bazen iyi bir hayat iyi bir iş demek oluyor.
Ok, well, at some point they up and moved to a foreign country for better jobs and a better life.
Beni gizlice ülkeye soktu ki böylece sana kan verebildim.
She snuck me back into the country so I could provide it for you.
Doğru kişilerin eline para geçerse, Karl iade isteyemeyeceğimiz bir ülkeye kaçar.
The money gets into the right hands, Karl's off to a country where we can't extradite him.
İltifat için teşekkür ederim Leonard, bu ülkeye verdiğin hizmet için de.
Thank you, Leonard, for that compliment, and for your service to this country.
Ailem bu ülkeye göçmen olarak gelmiş ve babam, bir daha asla geri dönmeyeceğimize yemin etmiş.
My parents got to this country in bounds and our father made a swear we'd never go back

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]