Üstelik Çeviri İngilizce
2,285 parallel translation
Macquarie'nin en yakın komşusu 400mil den daha uzaktır. üstelik onların favori beslenme bölgelerine göre ters taraftadır.
Macquarie's nearest neighbour is more than 400 miles away, and in the opposite direction from their favourite feeding grounds.
Tony Gill'in geri dönmesi zaten yeterince kötü üstelik Demir Adam da ona yardım ediyor!
Bad enough that Tony Gill is back, but now Iron Man is helping him!
Bu korkunç pençelere sahip yaratık da neyin nesi böyle? Üstüne üstelik korkunç dişlerle dolu korkunç bir de çene.
Who is this creature with terrible claws, and terrible teeth, in his terrible jaws?
Bu korkunç pençelere sahip yaratık da neyin nesi böyle? Üstüne üstelik korkunç dişlerle dolu korkunç bir de çene.
Who is this creature, with terrible claws, and terrible teeth, in his terrible jaws?
Ancak her ne sebeptense sıkışıp kalmışlar üstelik hiçbir bilgi de alamıyorlar, pilottan bile!
Bur for whatever reason, they are stuck, without any information, even from the pilot.
Bu daha ne kadar sürecek belki de sonsuza dek sürebilir üstelik hiç içki de servis etmiyorlar.
How much longer it's going to be. And it's taking forever. They are not serving drinks yet.
İsotKovucu Kyle, üstelik onu ben kullanmıyorum.
Chipotlaway. I'm not the one who uses it.
Senden küçük üstelik!
He's younger than you!
Öldüğü gün yeni bir cep telefonu almış, üstelik GPS'li.,
SHE BOUGHT A NEW CELL PHONE THE DAY SHE DIED, AND IT HAD GPS IN IT,
Şimdi de, kocanızın başka bir kadınla ilişkisi olduğunu üstelik bu kadının hamile olduğunu öğrendiğinizde tepkiniz ne oldu?
Now, let's talk about your reaction when you found out your husband not only had an affair but has got another woman pregnant.
Kim teknik olarak GD'nin malı, üstelik henüz bilgileri de almadık.
Kim is technically property of G.D., and we haven't downloaded her yet.
Hey, üstelik göbek adı bir kız ismi.
Hey, he's got a girl's middle name too.
Şef garson kötü olduğundan değil üstelik üstümü de çok şey dökmüştü...
Well, it's not like the maitre d'wasn't obnoxious, and it isn't the first time he ever spilled something on me.
Polis gibisin üstelik birini vurduktan suçluluk hissi yoktur.
It lets you feel like a cop without all the guilt after you shoot someone.
İkiniz, zorla adam kaçırıyorsunuz, üstelik kaçırdığınız kişi de bir polis memuru... Hey, kapat çeneni!
you two have kidnapped, assaulted, and are now unlawfully detaining a police off - hey, shut up.
Hasta septik, hipotansif, üstelik kalbi yok.
She's septic, hypotensive, and she has no heart.
Yani yapmanız gereken tek şey, bu formu imzalamak, sonra siz ve ekibiniz bütün bir yıl boyunca sahip olduğum tüm beceri ve coşkudan yararlanabileceksiniz, üstelik tamamen ücretsiz.
So all you have to do is sign that form, and you and your staff can take full advantage of all the skill and enthusiasm I have to offer for an entire year, absolutely free.
Burada oturup bu insanların bağırmalarını dinlemek mi şişman ve kızarmış suratlarıyla üstelik- -
I'm supposed to sit here and listen to people, these fat faces turning all red. You kidding me?
Bayram seyran da değildi üstelik.
It isn't even a holiday.
Evet, üstelik bunu bilerek yaptı.
Yeah, and he did it on purpose.
Yaşlıyım, sakatlandım üstelik artık avcı da değilim.
I'm old... And broke down... and I can't... I ain't a hunter no more.
Bu dünyadaki en güzel patlamış mısır üstelik öylesine söylemiyorum.
Well, this is the best popcorn in the world, and I'm not just saying that.
Bu cezayı hak eden bir saldırı üstelik de sevdiğin tarzda bir ceza da değil!
This is a punishable offense. And not the kind of punishment you like.
Ulan üstelik prezervatif bile kullanmıyorlar!
half of them didn't even use a condom!
Yarın sabaha kadar uyanık kalmak için kahve içtim üstelik doktorun zararlı olduğunu söylemesine rağmen ;
I drank coffee to stay awake'till tomorrow morning, even though the doctor said it's bad for me ;
Çok da kötü birisi olmadığını düşünüyordum üstelik.
And I thought maybe he wasn't so bad...
üstelik buna mecbur değildin.
And you didn't have to.
Morlighem'in bakıcısını ziyaret ediyorum,... üstelik boş zamanlarında Vachewski ile yiyişiyor.
Just visiting Morlighem's babysitter, who is also screwing Vachewski in her spare time.
İçinde üç kişi olan bir arabaya kasten çarptın,... üstelik çocukların ikisi reşit bile değil.
You deliberately drove into a car containing three people, including two minors.
Kayıtlara göre, Dr. Paris seni ziyaret etmiş altı defa üstelik.
According to their records, Dr. Paris visited you on six separate occasions.
Bir de üstelik, bu hafta Andre'ye karşı oynuyorum.
Not to mention, I'm playing Andre this week.
Evet, üstelik aslında pipine ellemeden önce ellerini yıkamalısın.
- Yeah, if anything, you should wash your hands before you touch your wiener.
Yarım kilo hamburger alıp tüm ailen için lezzetli bir yemeğe ne dersin üstelik peynirle?
How would you like to take a half pound of hamburger and make a delicious meal for the whole family... with cheese?
Aşağıdaki ormandan daha nemli, üstelik yılanlar da yok.
It's even wetter than the forest below and there are no snakes.
Başardı, üstelik kursağı hâlâ balıkla dolu.
He has made it, with his crop still full of fish.
İyi bir fikir ve üstelik senin fikrin.
It's a good idea and itts yours.
Demek aklına birden esiverdi kalkıp bir insan için yaşanması en zor olan yere, üstelik hiçbir eğitim almadan gelip şansını denemek istedin?
So you just figured you'd come out here, to the most hostile environment known to man, with no training of any kind, and see how it went?
Su altında, hasta müşterileri ve çalışkan temizlikçileri olan üstelik balıklar tarafından işletilen, tımar istasyonları vardır.
There are fish-operated grooming stations under the sea... with patient customers and busy cleaners.
Çok çekici, üstelik sürekli duygulardan söz edip durmuyor.
She's smokin'hot, and she doesn't like talking about feelings all the time.
Yol üzerinde olduğun her saniyede vurulma şansın gittikçe artar adamların vurulur, patlarlar, seni koruyacak bir Hacı zırhlın da yoktur üstelik haftalık 25 milyon dolarlık bir operasyonu bok etmek üzeresindir çünkü 25 sentlik bir soğutma hortumun yoktur.
Every second you're on the side of the road... increases your chances of getting shot... your boys shot, your boys blown up. No haji armor's gonna protect you. Plus you're fucking up a five billion dollar a week operation... because you don't have a 25 cent cooling hose.
Sanırım biraz stres altındayım üstelik bu salak partiyi de hiç istemedim ailesi baskı kurdu...
I don't know, there's, like, all this stress. You know, I don't even want this stupid party anyways, and his parents —
Senin tüm savaşta geçirdiğin zaman kadar çatışmalar ve patlamalar gördüm üstelik buna senin Kuveyt'te tanklarla güneş banyosu yaptığın süreler de dahil.
I got blown up in a firefight that lasted longer than your entire war. I didn't sunbathe in Kuwait with the rest of the POG's.
... üstelik cinayete kurban gitmiş.
... and there was a murder.
- Bir avuç adamız, üstelik silahımız da yok.
- There is a handful of us, we have no weapons.
Ertesi hafta daha da azmış, üstelik bu sefer 10 değil, 20 papeli varmış.
So the next week, he's even hornier, but this time he's got 20 bucks instead of 10.
O kadar da çok isim yok, üstelik zan altındasın.
It's not that many names, and besides, you're on suspension.
Babamın beni sevdiğine eminim, üstelik onu tanımıyorum bile.
I'm sure my dad loves me, and I don't even know him.
O şarkı da boktan üstelik.
And that song sucks.
Şimdi buradasın, tek başına, üstelik bir saat geç.
And now it's you, alone, and an hour late.
Ve burada açık olalım, biz bir ücret ödüyoruz üstelik yerel ücretlerden oldukça yüksek.
And let's be clear about this, the wages we are paying are substantially higher than local wages.
Ev hanımları arasında popüler görünüyor, üstelik yakışıklı biri.
He seems popular with the housewives and he got good looks too.