English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ü ] / Üsüyor

Üsüyor Çeviri İngilizce

202 parallel translation
Kafan mı üşüyor?
The head cold?
Parmaklarım üşüyor.
My fingers are cold.
Bir süre oturunca insanın içi üşüyor.
It gets kind of cold after you sit awhile.
- Sorun nedir, üşüyor musun?
What's the matter, you cold?
Kaldırımda ayaklarım üşüyor.
If I wait too long on a sidewalk, my feet get cold.
- Başın mı üşüyor?
- Is your head cold?
Biraz üşüyor.
He feels a little chill.
Sen üşüyor musun?
Are you cold?
- Başınız mı üşüyor?
- Your head cold?
- Sürekli üşüyor.
- He's aΙways coΙd.
- Sen üşüyor musun?
- Are you?
Ayaklarım üşüyor.
My feet cold.
Çok üşüyor.
It feels too cold.
Hala üşüyor musun?
Still cold?
- Hâlâ üşüyor musun? - Hayır.
- Are you still cold?
Hasta üşüyor, doktor terliyor.
The patient's cold, and the doctor sweats.
Başın mı üşüyor?
Is your head cold?
Kollarım üşüyor.
- My arm's cold.
Ateşinin başında bile üşüyor... herşeyi yeni bakanının ellerine teslim etmiş.
He shivers by his fire now... and leaves everything in the hands of his new minister...
- Hâlâ üşüyor musun?
Are you still cold?
Hücresi soğuk, ayakları üşüyor.
Her cell is cold, she suffers from cold feet.
Başkaları için merhamet duy... Peki yanındaki kişi üşüyor mu?
You have compassion for the per - Well, is the person next to you cold?
İçim üşüyor ama terliyorum.
I'm frozen inside. And I'm hot...
Anne! Çok üşüyor olmalısın.
Ma... you must be very cold.
Ayakların mı üşüyor?
Getting cold feet?
Dışarı çıkınca insan üşüyor.
I mean, it get cold when you go outside.
Amiral üşüyor musunuz?
Mister admiral, are you feeling cold?
Üşüyorum, Randy, Her yerim üşüyor.
I'm freezing, Randy. I'm numb all over.
- Wallace, üşüyor musun?
- Wallace, are you cold?
Ve eğer hala üşüyor olursan seni kemerle boydan boya kalorifere bağlarım.
And if you're still cold, I could strap you to the radiator spread-eagle.
Yalnız ve üşüyor olacağım.
I'll... I'll be so cold and all alone.
- Port, üşüyor musun?
- Yeah, I am a little bit.
- Ayaklarım üşüyor.
- My feet are cold.
Çok üşüyor olmalı.
- He must be cold. - Got guts.
Aynı yemeklerle besleniyor aynı silahlarla yaralanıyor aynı hastalıklara yakalanıp, aynı ilaçlarla iyileşiyor aynı kışta üşüyor, aynı yazda terlemiyorlar mı tıpkı bir Hıristiyan gibi?
"Fed with the same food? Hurt with the same weapons? " Subject to the same diseases, healed by the same means?
- Hastanede üşüyor.
- Gets cold in the hospital.
- Pek çok kişi... üşüyor, geceleri titriyor.
- So many are cold, shivering in the night.
Hiç önemi yok, insan duştan çıkınca çok üşüyor.
- Oh... nothing! People get out of the shower, they're cold!
- Ama arkadaşım çok üşüyor.
- But my friend here has hypothermia.
- Çok üşüyor.
- Hypothermia.
O üşüyor.
She's cold.
- Bayan Woodhouse üşüyor musunuz? - Hayır.
- Miss Woodhouse, are you warm enough?
Acaba üşüyor mu?
Does she have a cold?
Şu anda çok üşüyor olmalısın.
You should be getting real cold about now.
Orada iyi olduklarını, aç veya... üşüyor olmadıklarını biliyorum.
I know they're OK there, that they're not cold or hungry.
Tanrım, derim yandı ama içim üşüyor.
Oh, man. My skin is burning up, but I'm freezing inside.
Üstündeki ceketle üşüyor musun?
- Cool? You're feeling cold with a coat on?
Oh, üşüyor musun?
Oh, you're a little cold?
Şu eşyalara bakın, şu an birinin keli fena halde üşüyor olmalı.
We've got the fun job of figuring out who all this stuff belongs to. Somebody's head is very cold right now.
Herkes üşüyor.
Control yourself.
Sadece ellerim üşüyor. Gel bakalım.
I have only cold hands.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]