English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ü ] / Üzüyor

Üzüyor Çeviri İngilizce

1,105 parallel translation
Ben yarın evleneceğim. Bu beni sadece üzüyor.
I gotta get married tomorrow.
Polonya'da olanlar sizi son derece üzüyor olmalı.
Must be extremely upsetting to you what's happening in Poland.
Bu aristokrasi beni gerçekten üzüyor.
I've even got a bit of the aristocracy feeling sorry for me.
Biliyorum boşanma sözü bile sizi üzüyor.
The word "divorce" is ugly.
Bu beni çok üzüyor.
It breaks my heart.
Gitmek beni üzüyor.
It hurts me to go.
Gerçek üzüyor mu?
Does the truth hurt?
Biliyor musun... Beni en fazla ne üzüyor?
You know what - You know what upsets me the most?
Veda etmek Neden üzüyor?
Saying goodbye Why is it sad?
Onu, o yağmurda düşünmek beni de üzüyor ama burada, sivil serviste duygulara yer yoktur.
I hate to think of him out there in the rain... but there's no room for sentiment in the civil service.
Sizi birbirinizden ayrı görmek beni üzüyor.
I'm sorry to see you apart.
Albert'in benimle yatması seni üzüyor mu?
Do you mind if Albert sleep with me?
Hayır. Seni böyle görmek beni üzüyor.
No, it breaks my heart to see you like this.
Ama üzüyor.
It does.
Bu beyaz toz meselesi Nam Soong'u çok üzüyor, Ma.
It makes the Nam Soong very upset about White Powder Ma.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu beni üzüyor.
AS A MATTER OF FACT, IT MAKES ME SAD.
Bunu yapmak beni çok üzüyor, fakat bir dahaki sefere burada yendiğimde Jack'e karşı öyle hızlı bir birlik oluşturursunuz ki o da neye uğradığını şaşırır!
Breaks my heart to do this, but the next time I'm down here, you'lI gang up on Jack so fast he won't know what the hell happened.
Dedim ya beni çok üzüyor.
I told you it's been giving me trouble.
Anneni çok üzüyor olmalısın.
You must be breaking your mother's heart.
Bu beni üzüyor.
It breaks my heart.
Tüm bu ihanet insanı çok üzüyor.
All this treachery is so depressing.
Ne kadar cesetlerle uğraşmış olsam da Noel'de cesetle uğraşmak beni çok üzüyor.
You know, no matter how many bodies I handle, Christmas corpses always get me down.
Bana çok iyi davranıyor ama komutanı üzüyor.
She's nice to me, but she's giving him fits.
Ve bu beni çok üzüyor.
And it makes me so sad.
Görüyorsun ya, genç Ahmet, onları bu kapıları ve bu pencereleri... bırakırken görmek beni o kadar çok üzüyor ki şehre gidebilmek için büyük çabayla yaptığım o kapı ve pencereleri
You see, young Ahmad, it saddens me so much... when I see them leaving these windows and these doors which I built with so much effort to go to the city.
Duymak sizi üzüyor mu?
Does it bother you to hear?
Her gün sıkıştırılmak beni üzüyor. Ellerim şişti.
I was worried about being caught everyday so I got heavy handed
Beni mutlu etmek fikri sizi neden bu kadar üzüyor?
Why should you be so upset by the idea of making me happy?
Bu mesele beni üzüyor. Umarım sonunda her şey düzelir.
It worries me, yes, but I hope everything will be all right in the end, as they say.
İtiraf etmeliyim ki üzüyor bu beni.
I confess, that saddens me.
Sana bu üzücü haberi vermek zorunda kalmak bizi de üzüyor.
I'm sorry we had to be the ones to tell you this.
Mümkün olabilecek diğer şeyleri gördükten sonra, tekrar o durumla karşılaşacak olmak, beni üzüyor.
It makes me sad having to face it again after seeing what else is possible.
Sizden ayrılacak olmak beni üzüyor ve korkutuyor.
I am saddened and frightened to leave you.
Sonra bir şekilde Fitch'i üzüyor.
Then she upsets Fitch in some way.
Yasuko'nun alay konusu olduğunu görmek beni çok üzüyor.
I feel sad to see Yasuko the butt of ridicule.
Ne yazık ki, ve bu beni çok üzüyor, zavallı Stefan'ı dolaba asan kişi hâlâ kendini bana rapor etmedi.
Unfortunately, and this makes me very sad, but person who hung poor Stefan in the cabinet has still not reported to me.
Böyle bir kapanma olayı insanı üzüyor ama hayat da devam ediyor.
It's never pleasant when something like this comes to an end... but life goes on.
Senin neyin beni üzüyor biliyor musun?
Know what shatters me about you?
Seni böyle görmek beni çok üzüyor.
It just breaks my heart to see you like this.
- Ne seni üzüyor?
- Sorry for what?
Ve sizin de bir doktor olduğunuzu bildiğim için bu beni daha çok üzüyor.
And that burns me up because you are a doctor and you know better.
Bu beni çok üzüyor.
This is making me way too sad.
Tanrım, seni böyle görmek beni üzüyor, Gaston...
Gosh, it disturbs me to see you, Gaston
Sen çok hassassın, ve bu beni üzüyor.
You're so vulnerable about everything.
Ama bugüne dek, sizi müşterimiz yapamamış olmak beni çok üzüyor.
But I'm most distraught at not having obtained... your patronage as yet.
- Hayır, seni incitmek beni çok üzüyor.
- No. It hurts me to hurt you.
Acı çektiğini görmek beni üzüyor.
God, it hurts me to see you in pain.
Kesinlikle Otostop çektiğini görmek bizi üzüyor.
Absolutely. We hate to see you hitchhike.
Tabii ki sizin oğlunuzun hasta olması beni üzüyor.
Of course I anguish for the suffering of your boy.
Al, karın beni çok üzüyor. Onu öldür.
Bud, while Kelly's having her party, you will stay in your room, and you're only allowed out for dinner, which means you'll be in your room.
Onu üzüyor.
It's got him upset.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]