Üçlü Çeviri İngilizce
1,944 parallel translation
üçlü mü yapacaksınz?
Going for a nice threesome?
Üçlü, dörtlü, evli çiftlerle üçlü, beşli, altılı grup yaptım.
You know, I've done three ways, four ways, ménage à trois, ménage cinq, six.
Sherry ile beraber o üçlü ilişkiye onu çağırmamam gerektiğini biliyordum.
I knew I shouldn't have invited her over for that threesome with Sherry.
Ben bir... Benden üçlü!
Three of a kind.
Son derece akıllı oyunculara karşı üçlü bir oyun oynuyoruz.
I mean, we're here trying to run a triple game on some very smart and very motivated players.
- Kamera 1, üçlü çekim.
- Camera 1, ready for a three-shot.
Elektriğimiz çok iyiydi, bence üçlü yapmalıyız.
Chemistry. I smell threesome.
Bence üçlü yapabiliriz.
I would do a threesome, I think.
- Müthiş üçlü.
- The holy triumvirate.
Kutsal üçlü bu akşam Avalon'da çalıyorlar.
The Holy Trinity is playing a small club gig tonight at the Avalon.
Bir yarışma her şeyi ortaya çıkaracak, akıl mı daha üçlü, yoksa kas mı?
A duel will show whether brains or muscles are stronger!
Ve annen gibi üçlü bir grup olarak mı yaşamamızı istiyorsun?
And you want us to live in a threesome, like your mother?
Harika. Çizburger alayım, 3 tane şimdi, bir tanesi paket fazladan mayonez, patates cipsi ve üçlü çikolata karışımı.
Well, I'll have three cheeseburgers for here, one to go, extra mayo, french fries and a triple chocolate shake.
Rıhtımdaki üçlü cinayet mi?
Triple homicide on the pier?
Işık üzerindeki üçlü, kötü şanstır.
Three on a light, it's bad luck.
Işık üzerindeki üçlü, kötü şanstır.
Three on a light. It's bad luck.
Düşünebiliyor musun bu ikiliyle üçlü yaptığnı?
Can you imagine a threesome with these two?
Pardon, şu yeni suni vanilyanın üçlü noktası beklediğimizden yüksek çıktı. Yani üzerinde çalıştığımız yeni aroma özütü iyi sonuç verebilir ve Weber Flavors bileğimizi bükmeden önce bunu bir sonuca vardırmalıyım.
Sorry, it's just this new synthetic vanilla has a much higher triple point than we thought, which means that the new cookies-and-cream extract that we've been working on could really work, and I just...
Merhaba, sizi üçlü.
Hey there, you three.
Onlar bizim Mary'le üçlü ilişkimizden tanıdıklarım.
Uh, they were girls Mary and I had three-ways with.
- Üç kez üçlü ilişkiniz mi oldu?
- You've had three three-ways?
Hiç üçlü yaptınız mı?
Ever had a threesome?
Bir Countach aldım, dünya çevresinde seyahate çıktım ve üçlü yaptım.
I owned a Countach, had a cruise around the world and threesomes.
Beş yıl önce üçlü bir cinayette kullanılmış.
It was used in a triple murder five years ago.
Bir defasında Jon Hamm ve Mia Hamm ile üçlü seks yapmıştık.
I once had a threesome with Jon Hamm and Mia Hamm.
Lesbiyen arkadaşlarından birini üçlü yapmanız için davet etti mi?
She invited any of her lesbian friends into bed with you?
Sanırım üçlü bir kız takımı olsaydı çok ilginç olurdu. Güçleri olan, son derece güçlü ve bir de oldukça cesur bir karakter.
I think that it would be very interesting if you had a triad of the girls, where you would have the powers, an extremely strong one and just a ballsy character.
Size harika bir üçlü ayarladım.
I got a great threesome lined up for you.
Hayır, her şey yolunda, onda üçlü kilit sistemi var.
No, it's fine, it's got a triple-deadlock.
Ama onda üçlü kilit sistemi var, alamazlar!
But it's got a triple deadlock, they can't have!
Efendim, listemdeki üçlü holiganlık nedeniyle hapse atıldılar. Özellikle de memurMavis'in önerdiği üç mahkuma karşı.
Sir, the three I put forward are here for hooligan activity principally directed against the three inmates Officer Mavis proposes.
Sanwa polisinden gelen üçlü cinayet vakası.
Sanwa County has a triple homicide.
Daha sonra Jim ve Pam, Londra'da şair Michael McClure'la takılırlar ve üçlü, günler süren bir içki alemine dalar.
Afterwards, Jim stays in London with Pam, hanging out with poet Michael McClure.
Kutsal üçlü. Uyuşturucu davranış değişikliğini açıklar.
Drugs could explain the change in demeanor.
üçlü bahis.
He's got Hep C.
Erkeksi bir şeyler verseydin, üçlü çatal, sakal falan.
You've got to give me something manly, like a trident, or a beard.
O zaman, şu üçlü, buraya gelsin.
Those involved, step forward.
Çifte midir üçlü müdür o randevuya gittim, bağırsak mıdır gopchang mıdır ondan yedim, pirinç böceği kadar zararlı bir varlığı mahvettim.
I went out on a double or triple with them, I ate intestines or gopchang with them, I even exterminated a guy as harmful as rice insect.
Pazar günü ise üçlü takılacaktık. Ama bu biraz garip kaçardı, değil mi?
And Sunday was supposed to be a threesome, but I think that woulda been weird, right?
Bende ilk üçlü yaptığımda aynı şeyleri hissetmiştim.
That's exactly how I felt after my first double penetration.
Lezbiyen bir modelle ayarlamama rağmen üçlü * yapmayı kabul etmiyordu.
And... She wouldn't have this threesome even though I organised it with a top lezza model.
Acaba hiç üçlü yaptın mı?
So like, have you every made out with two chicks?
Yüksek çözünürlükleri ve üçlü entegre matris sistemlere sahiptirler.
They are a high-resolution, 3-chip matrix system.
Bhamba : 1 yüksek çözünürlüklü üçlü entegre matris sistem : 0.
Bhamba... 1. High-resolution, 3 chip matrix system... 0.
O zaman geçen hafta o iki kızı seni üçlü yapmaya ikna ettiklerine nasıl inandırdığını anlat.
Tell him about how you let those two girls believe that they convinced you to have a threesome last week.
Ama sıranın üstündeki var olan "Ç" yi kullanarak, ondan önceki Ö-L ile ve ardından E-K-L-E-M ile iki tane üçlü kelime yaptım ve tombala.
Uh, but using the existing "S" in the top row, with R-E before it and I-Z-I-N-G after it, hitting two triple word scores, and it's a bingo.
Sonra bir restriksiyon endonükleazı * kullanarak DNA şeritlerini sırasıyla dördüncü, yedinci ve sekizinci kromozomlara eklemeyi başarmışsın sonra bu üçüncü şeridi tekrardan ayrılmış çifte sarmallı matrisle bir araya getirip uçlarından birleştirmişsin ve elbette böylece sonunda bu kromozomlarda daha güçlü, süper bir üçlü DNA sarmallı üretmişsin.
then reintroduced this third strand back to the separated double-helix matrix and spliced it in, which, of course, ultimately created a stronger, super-triple DNA helix within these chromosomes.
Buck bu üçlü için çalışmaktan memnun değildi.
But they came to Alaska, like so many others, expecting to pick up a fortune in gold nuggets right off the ground.
İlk üçlü.
That's the first 3.
Adam "üçlü tehdit" gibi.
He's a triple threat.
Gerçekten harika.. ne şaka.. ne cici kız.. ne üçlü ilişki
Oh! Duffy's voice : But that is all over now.