Üçünüz Çeviri İngilizce
839 parallel translation
Siz üçünüz kalanlar için dövüşün.
You three fight for what's left.
- Ona önerdiğim bir rolü okumak için benim tiyatroma geldiğinde üçünüz olacaksınız.
Well, when he comes to my theatre to read a part i shall offer him, There'll be 3 of us.
Siz üçünüz, şuraya girin.
Get in there, you three.
Eminim ki üçünüz batıdaki hayatınızda çok mutlu olacaksınız.
I'm sure that the three of you will be very happy out where the West begins.
Bu büyüklükte bir odada sadece üçünüz mü kalıyorsunuz?
Just three people in a room this size?
Siz üçünüz, anneniz Fanny ve David olacak.
And there will be the three of you and mama, Fanny and David.
Siz üçünüz, oraya gidin ve herkesi dışarı çıkarın.
You three go over there and get everyone downstairs.
Sadece üçünüz.
Just the three of you?
Burayı üçünüz idare ediyorsunuz.
You three are running things.
Bana sorarsanız, üçünüz de değerinizin iki katını alıyorsunuz.
And if you ask me, all three of you get twice as much as you're worth.
Sadece üçünüz mü?
Only three of you?
Demek üçünüz, huh.
There's three of you.
Eminim üçünüz papağanı yakalayabilirsiniz.
- SURELY THE THREE OF YOU CAN CATCH A PARROT.
Üç küçücük odada, siz üçünüz ve minicik bir bebek.
The three of you and a little baby in three skinny little rooms.
Siz üçünüz değil miydiniz tuğla fabrikasının etrafında sinsice dolaşan?
Weren't there three of you prowling around this brickworks?
Siz üçünüz çok iyi birer istisnasınız.
All three of you are such very fine exceptions.
Sorun çıkarmayacağınızı umuyorduk ama üçünüz de tutuklusunuz.
We hoped you'd make no trouble, but you're all three under arrest.
Ya aşılış gecesinde üçünüz de yukarıda olursunuz ya da hiç biriniz olmazsınız.
Either the three of you are up there opening night, or you're not there at all.
Siz üçünüz bizimle geleceksiniz.
You three are to come with us on that cart.
- Siz üçünüz nasıl buraya geldiniz?
- How'd you three wind up here?
Size nerede olduğunu söylerim ve üçünüz gidersiniz ama kadın burada kalacak.
I'll tell you where it is, then the three of you will go, and the woman stays here.
Ama neden siz üçünüz de ölesiniz -
But why should three of you die...
Siz üçünüz olduğunuz yerde kalın.
You three stay like you was.
Unutmayın, hala benim yasal sorumluluğum altındasınız, üçünüz de.
Remember, you're still under my jurisdiction, the three of you.
Siz üçünüz yalancı serserilersiniz, bana yardım edin, siz hapishaneye gideceksiniz, oraya sizi kendim koymak zorunda kalsam bile.
He sure did. Does it sound like I have something wrong with my throat?
Kesin sesinizi, siz üçünüz!
I'm telling you, he asked us to come in.
üçünüz de çıkın dışarı.
Get out, the three of you.
O harika yatta yalnız üçünüz olacaksınız.
Just the three of you on that great big boat.
Siz üçünüz birkaç gün daha burada bekleyip sonra dönün.
You three wait here another couple of days, then head on back.
Hepiniz mi yoksa sadece üçünüz mü çalışmak istiyorsunuz? - Hepimiz.
You all asked to work or just you three?
Olmaz, siz üçünüz gidin. Ben iyileşirim.
No, you three run along. I'll be fine.
Siz üçünüz merdivenlere oturmuş, kendi işinize bakıyor, geçip giden dünyayı izliyordunuz.
The three of you were seated on the front steps minding your own business, watching the world go by. Is that correct?
- Sadece siz üçünüz mü?
- No customers. All three of you?
Bir yerlerde ayılmanız gerekecek. Sizi tutuklardım ama üçünüz tuvalette çok sıkışırdınız.
Well, when the sun comes up, you just walk straight towards it and that'll take you back to the road.
Siz üçünüz, ve siz üçünüz, benimle kalın.
You three, and you three, stay with me.
Seni kıskandım üçünüz de kaplıcalara mı gidiyorsunuz?
I envy you... Are the three of you going to the hot baths?
Siz üçünüz acınası haldesiniz.
You three are pathetic.
Siz üçünüz de böyle mi düşünüyorsunuz?
You three, too?
Siz üçünüz Imagawa'ya mal taşımakla görevliydiniz.
The three of you were in charge of merchandise delivery to Imagawa.
Dördüncüyü bulmak için gene de 3 haftanız olacak, olmazsa da üçünüz işi halledebilirsiniz.
You'd still have three weeks to find a fourth, or you three could do it.
Pekala, siz üçünüz. Çukura. Haydi!
Okay, you three, down in the hole!
Siz üçünüz bana lazımsınız.
I will need you three.
Siz üçünüz, devam edin.
Now, you three. Go on.
- Ama yalnızca üçünüz varsınız.
- But there are only three of you.
Ey Tanrım, evlatlarım üçünüz birden kral olamazsınız ki.
My God, boys, you can't all three be king.
Siz üçünüz, kendinize dikkat etseniz iyi olur.
You three had better watch it.
Siz üçünüz, tüm okulun ahlakı için birer tehdit haline geldiniz.
You three have become a danger to the morale of the whole house.
Tamam, üçünüz. Hemen donun.
Okay, you three, let's see you petrify.
Eğer kaderinizde varsa... üçünüz tekrar bir araya gelirsiniz
If it is destined... You three will be reunited some day
Siz üçünüz kahvaltıyı hazırlayın. Kahve, kızarmış ekmek ve yumurta.
Coffee, toast, eggs and bacon.
Siz üçünüz bunu değiştiremez, bu imkansız.
No way!