English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ I ] / Islak

Islak Çeviri İngilizce

3,069 parallel translation
Istakoz hizmetçilerinden bazıları ıslak kıyafet yarışması fikrine açıkmış Bobby.
Hey, Bobby, some of the Lobster maidens are open to the idea of a wet gown contest.
İtalyanlar için, ıslak ekmeksiz çorba, kızarmış ekmeksiz yumurta yemek gibidir.
For Italians, soup without soggy bread, would be like boiled egg without soldiers.
# Seviyorum ıslak gözlerini Gözyaşlannın tadını #
I like your eyes, you taste the tears that pass
Sen ıslak tişört yarışını kazandın.
YOU WON A WET T-SHIRT CONTEST.
Köpek ilacıyla kafayı buldum, bir kutu cemaat ikramını yedim, kutsal suyla sırılsıklam ıslak tişörtle yarış kazandım.
- SO, HIGH ON DOG MEDICINE, I ATE A BOX OF COMMUNION WAFERS AND WON A WET T-SHIRT CONTEST DRENCHED IN HOLY WATER.
Bana bir kase sıcak su ve ıslak havlu getirir misin?
Can you get me a bowl of hot water and some towels?
Bebekler için olan ıslak mendil dışında.
Uh, except the infant baby wipes.
Namussuzlar hemoroidimi yumuşak, ıslak bir dille öpüyor gibi.
Those gems are like a deep, wet tongue kiss on my hemorrhoids.
Hani şu ıslak görünen ; ama aslında yapış yapış olanlar var ya, ondan.
You know the kind that looks wet, but it's really sticky?
Gözlerine baktığım zaman, beni tişörtsüz sabun köpükleri içinde ıslak olarak görmeyi umut ettiğini anlıyorum.
I can see that look in your eyes. You were hoping I'd be shirtless, wet, dripping with suds.
1dakika 25 sn de yaptı. Eğer pist ıslak olmasaydı, M3'ten daha hızlıydı.
It did it in 1 minute 25 dead so, even though it was a damp track, it was faster than an M3.
Fakat ıslak çimde bile hala düzgün devam ediyor.
But even on the wet grass it's still in shape.
Geri ye sadece ıslak bir koltuk kaldı.
I've just got a wet seat.
Cankurtaran işi sayesinde, Axl'ın evde var olduğuna dair tek kanıt ıslak havlu ve kirli çamaşır yığınlarıydı.
Thanks to his lifeguard job, the only evidence of Axl even existing in our house anymore was a pile of wet towels and dirty clothes.
Bana verdiğiniz araba ıslak köpek gibi kokuyor.
The car you rented me out there smells like a wet dog.
En iyi ıslak ve çıplak performans ödülü gibi mi?
Uh, Academy Award for best wet, shirtless performance?
Sırtıma o soğuk, ıslak elini koyarak beni uyandırırdın.
You'd wake me up by putting your cold, wet hand on my back.
Kızlar, acele edin, ıslak havlu getirin.
Oh, and, guys, hurry up, go get some moist towels.
Finn'i denize yeniden yuvarlamadan önce ıslak tutalım.
We have to keep Finn wet before we can roll him back in the sea.
- Bir de ıslak. Tanrım, sizi öldüreceğim.
Oh, my God, I'm gonna kill you.
Ama benim için gidecek. Çamurdan, kirden ve ıslak kıyafetlerini temizlemekten büyüyen bir çocuğa eşlik eden zahmetten, bakımdan ve angaryadan hepimizi yataklarımızda öldürecek kadar azan cani ve hırsızlarla dolu bu soğuk tenha araziden kurtulmak için gidecek ve tüm bunlara bir son verecek.
He's going for me, to make up for the mud and dirt and the cleaning of wet clothes and the toil and the care and the drudgery that goes with raising a boy by hand in these freezing god-forsaken flatlands with thieves and villains running wild
Kurbanın cesedi ıslak olduğu için yirmi dört saat su altında kalmasından sonra deri, alt derisinden ayrılmaya başlar.
MAX We're dealing with a wet body, so after 24 hours of submersion, the skin separates from the dermis.
"Glen ile işim bittiğinde, yerde ıslak bir noktadan ibaret olacak."
"by the time I get done with Glenn, he gonna be a wet spot on the floor." Tsk!
Sana tereyağlı ıslak çörek denen şeyi yemenin iyi bir fikir olmadığını söylemiştim.
Man, I told you eating something called "stick o'butter in a bun" was a bad idea.
Banyo zemininde ıslak bir yara bandı var!
There's a wet Band-Aid on the shower floor!
Zemin oldukça ıslak olmalı, bu tür detayı koruyabilmesi için, ve yağmur sabah 4 : 00 civarında mı kesilmişti?
The ground had to have been pretty wet to retain that kind of detail, and the rain stopped at around 4 : 00 in the morning?
Han'fendi, yerlinin tekini dert edinmek için hem çok geç hem de ortalık fazla ıslak.
Ma'am, it is way too late and way too wet to be trying to figure out some Indian, all right?
Çok ıslak, he?
Pretty wet, huh?
Tanrım. Pierce, ıslak mendillerin gay ikonu olmuş.
Oh, my God, Pierce, your moist towelettes are a gay icon.
Hiçbir şey. Bence zatürre olmadan seni bu ıslak elbiselerin içinden çıkarmalıyız.
I think we should get you out of these wet clothes before you catch your death.
- Giymiyorum, çünkü ıslak.
- I know because they got wet.
Camı boyuyor, filme çekiyor, ıslak boyayı silip biraz daha ekleyip tekrar çekiyordu.
He painted on glass, filmed the result, wiped the wet paint, added more, and filmed again.
Duşta ıslak ve çıplak hâlde duruyorum bu arada.
Um, I am naked and wet in the shower, so...
Duşta diyorum, ıslak ve çıplağım.
Naked and wet in the shower.
Altı ıslak mı?
Um, is she wet?
Etraf biraz ıslak.
Are you sure?
Akan çatı yüzünden havlular hala ıslak!
Towels are still wet from the leaky roof!
Ben de bir kez sikimi ıslak sincap yuvasına sokmuştum...
I once stuck my pecker in a wet gopher hole.
Her şeyi berbat ettim ikisi de beni ıslak ve çıplakken gördü.
I've made a mess of things, and two of them have seen me wet and naked.
Çarşaflarını çekip kıçına ıslak havluyla vurmam gerekti.
Had to pull his covers down and snap a wet towel at his behind.
İlerisi ıslak, ilerisi ıslak.
Yes, it's wet ahead, it's wet ahead
Kurumuş ağaçlar, böyle ıslak olmaz.
Dry trees are not wet like this.
Tüm bu didinmeler... ıslak vücutlar.
All those writhing... sweaty bodies.
Bileklerim ıslak ve ağrılı diyor.
She says her wrists are sore and damp.
O büyük, ıslak gözler..
Those big, watery eyes.
Çok çılgın ve ıslak olacak, bebeğim!
It's gonna be wet and wild, baby!
- Kime ne ya Sokak ıslak ayaklarım ıslanaacak
The pavement is wet, and I have suede shoes on.
Bebeğim, dikkat et, yerler ıslak.
Baby, watch out, the floor's wet.
Bu ıslak havluyu alıp yüzüne koydum ama hiç tepki vermedin.
I took this towel and put it on your face but you didn't react.
Bu simitlere bayılıyorum. Beni ıslak-mit yapıyorlar.
They make me wet-zels.
Beni ıslak-mit yapıyorlar.
- They make-a me wet-zels.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]