English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ 2 ] / 260

260 Çeviri İspanyolca

295 parallel translation
Temasa 260 saniye kaldı!
¡ 360 segundos hasta el contacto!
- FORT SCOTT - 260 KM WICHITA - 75 KM
- FORT SCOTT - 250 KM WICHITA - 70 KM
Sanırım 260 kilometre kadar götürür.
Creo que tenemos bastante para 260 km.
- Bilemedin 250-260 km kadar.
- Como 150 ó 160 millas.
1.260 liret.
- Cómo no, cómo no. - Son 1260 liras.
İşte, 1.260.
- Lo que he adelantado. - Aquí tiene, 1260 liras. ¡ Largo!
Sana indirim yapacağım. 3 fıçı için 270 yerine 260 frank.
Se los dejo por 260 francos en lugar de 270.
İsteyen herkese 250 dönüm toprağı bedava veriyorlar.
Todo hombre tiene derecho a 260 hectáreas.
Yemeğinizin tam 260 kalori olduğunu bilmekten gurur duyacaksınız.
Le enorgullecerá saber que consumió sólo 260 calorías.
Buraya yemeğe geldi, 260 kalori.
Vino a cenar aquí : 260 calorías.
Hedefe rota olarak 260 ver ve onun 4 deniz mili hızda 30 dakika gittiğini varsay.
Coloque el objetivo en 260 durante 30 minutos a una velocidad de cuatro nudos.
260, 30 dakika, 4 deniz mili.
260, 30 minutos, cuatro nudos.
İki buçuk hafta.
- 260. ... 260 dólares a la semana.
Basamak kalasları : 260.
Tablones para las gradas : 260.
Ne barışçıl bir devir. 300 yıllık barış bize kılıç ustalarının yeteneklerinin körelmesi olarak geri döndü.
Qué era tan pacífica... 260 años de paz hacen que se oxiden las habilidades de los guerreros.
Kuru havada 257'ye çıkıyorsun ve.. ... sonra aniden yağmur çıkıyor karşına.
Vas a 260 en seco y de repente te metes bajo toda esa lluvia.
260,000 $.
$ 260.000.
260 fitte kaptan ve artmaya devam ediyor.
Ochenta metros, Capitán, y aguantando.
241... 225... 208... 183...
260... 250... 240... 230...
- 260!
- ¡ $ 260!
Sağa dönün, 2-6-0 rotasına yönelin.
Rumbo derecha 260.
Dalışta 170'e vurmuş olmalıyım ve bu sadece kısa bir dalıştı.
Caí en picada a 260 km / h y fue una caída corta.
PL-45 alçak uçuşla bir uçaktan püskürtülürse iki saat içinde 260 kilometrekarelik bir alana yayılabilir.
Aviones de vuelo bajo rociando PL-45 pueden cubrir 100 millas cuadradas en dos horas.
260.000 içerideyim.
- 260 dólares en total.
Şimdi, istediğim miktar 260.000 dolar. Nakit.
Ahora lo que quiero, son 260 mil dólares en efectivo.
İstediğin 260.000 dolar.
- 260 mil como pediste.
İrtifa : 260 metre.
Altitud : 260 metros
Marlo parayı ve teknede her ne bulduysa onları almış hatta kurbanın üzerinde bulduklarını da toplamı 2 milyon Frank kadar 200 milyon eski Frank Bayan Wormser'in yeni Datsun 260 arabasını da alarak kaçmış Bayan Wormser daha sonra onun yanına gidecekmiş.
Marle se llevó el dinero y las acciones que había en la caja fuerte del barco o quizá en los bolsillos de la víctima. La suma total ascendía a unos 2 millones de francos,... 200 de los antiguos,... y se llevó el coche nuevo de la sra. Wormser, un Datsun 260 y emprendió la fuga y la sra.
Araç yoldan çıkmış yaklaşık saatte 260, 2-6-0 kilometreyle.
Se ha salido de la calzada... ... aproximadamente a unos 250 kilómetros por hora.
Karşısında 260.000 Çinli askerin olduğunu söylüyor.
Dice que hay 260 mil chinos luchando contra él.
Japon filosu 055 derecede, 12 mil hızla ilerliyor.
La flota japonesa está a 0-5-5 grados, a 260 kilómetros.
2 üzeri 260.199'da birdir der. Bu inanılmaz bir şekilde, Arthur'un Islington'da, güzel yemekler yediği, güzel içkiler içtiği, iyi arkadaşlar edindiği, ve beraber çıkmayı başaramadığı güzel bir kızla tanıştığı bir partinin ev sahibinin telefon numarasıdır,
son de 2 elevado a 260199 contra 1 Que por una meticulosa casualidad era también el número de teléfono de un piso de Islington al que Arthur fue una vez a una muy buena fiesta, en la que comio una muy buena comida,
Kesin ölümden, 2 üzeri 260.199'e bir, belki de daha yüksek bir olasılıksızlıkla kurtulmuş olduğunuz için en başlarda yan etkileri olması normaldir.
Van a sentir algunos efectos secundarios negativos iniciales ya que han sido rescatados de una muerte segura con un factor de improbabilidad de 2 elevado a 260,199 contra 1. Posiblemente incluso mayor.
- 270 metre! - Nöbetçi, hazır ol. 260 metre.
- Lista la primera guardia, 260 metros,
Hepimiz hata yaparız bayan ama 160? Bu ufak bir hatadan biraz fazla değilmi?
Todos erramos señorita, pero 260 es algo más que un lapsus.
Dakika da 1260 atış.
Disparaba 1.260 balas por minuto.
50 dollar mı?
¿ 260 fr.?
260 bin Sterlin.
260.000 libras.
Triax nükleer patlamaya yolaçmadan yaklaşık 260 milyon metrekarelik alanı buharlaştırabilir.
Lydia, el Triax puede vaporizar cien millas a la redonda. Sin el riesgo nuclear.
Bugün 260.000 dolar öneriyorum.
¡ Hoy les ofrezco 260.000 dólares!
Temas 2-6-0 yönüne ani dönüş yaptı, hızını da 130 deniz miline çıkardı, Efendim!
Contacto se acaba de disparar a 260 y acelera a a 130 nudos, señor.
Kaç yapacak, 260 mı?
¿ Qué está boleando, 260?
260 dolarlık telefon faturasını kim yapabilir ki?
Yeow! ¿ Quién gasto en teléfono 260 dólares?
Yön : 260.
Rumbo : 260.
Dalış talimatı, yön : 260.
Comandante de inmersión, rumbo : 260.
Seni domuz 947 01 : 06 : 53,260 - - 01 : 06 : 56,426 Oh, lanet!
¡ Cerdo!
Teğmen, rotamızı Yıldızüssü 260'a çevirin, warp 2.
Alférez, ponga rumbo a la Base Estelar 260, Warp 2.
Adam başı $ 260.
260 para cada uno.
Siyasi tutuklular.
Y sólo 260 hombres para hacerlo.
Ve sadece 260 adamla yaptım bu işi.
Me las arreglé.
Siz Amerikalılar, sınırımızın ötesinde 260 bin askere... ve 7 bin nükleer silaha sahipken... buna provakatif bir tavır mı diyorsunuz? Elçi Karajin? Provakatif mi?
Provocativa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]