2o Çeviri İspanyolca
97 parallel translation
Onsu 20 dolardan, 250 ons, 5,000 dolar yapar.
Calculando el oro a 2O $ el gramo, 25O gramos hacen 5OOO $.
2O dakika sonra oradayım.
Estaré con vos en 20 minutos.
Bize katılmaya ne dersin?
Que dices, si te unes a nosotros? como teniente 2o, de inmediato, entonces?
Gemiyi 70 fite çıkart.
Suba 2O metros.
2. alaya, sol kanadı takviye etmesini söyle.
decir el 2o regimiento para reforzar el lateral izquierdo.
2. alayın sol kanadı takviye etmesi gerek.
del 2o regimiento debe reforzar el lateral izquierdo.
Çılgın Janie, bu yıl Watkins Glen'deki deneme sürüşlerinin birincisi 1998 yılının ikincisi ve geçen sene ikinci turda vites problemi yaşayana kadar yarış lideriydi.
Zany Janie, ganadora de las pruebas de este año en Watkins Glen... quedó en 2o lugar en 1998... y el año pasado iba ganando en la 2a vuelta... hasta que se retiró por problemas del motor.
2O milyon frankına bahse girerim ki değil.
Te apuesto que 20 millones de Francos lo harán.
- 2O milyon frankı nerden bulacağım?
- Donde podría conseguir 20 millones de Francos?
2O milyon frank.
Veinte millones Francos.
Kişi başı 2o, ooo!
¡ 20.000 a cada uno!
Kişi başı 2o, ooo!
Son 20.000 cada uno.
İnsanlık 2000 yıldır değişmedi.
La humanidad no ha cambiado en 2O siglos.
Üzgünüm. Sizin tarifinize uyan bir kazazede yirmi dakika önce öldü.
Lo siento... acaba de morir una víctima de accidente hace 2O minutos.
İkinci Manga'nın köftesi mi?
¿ El lento del 2o. Pelotón?
İkinci rauntta Rocky'nin başı dertte.
¡ Rocky tiene problemas en el 2o. encuentro!
Kaybediyorsun.
Tú has tenido 2O mejores que ella. ¡ Te estás desquiciando!
Amritrao 20,000 rupi tazminat istiyormuş, şeyden... Yirmi bin mi?
Amritrao pide 2O mil rupias por dafios a... ¢ Veinte mil?
Godbole, Amritrao'nun 20,000 rupi tazminat talep ettiğini söyledi.
Godbole me conté que Amritrao pide 2O mil rupias por dafios.
Ve Chip adında bir öğrenci tarafından iğnelenebilirsiniz.
Y al final quedas prendido... de un estudiante de 2o. llamado Chip.
Paranormal ikinci sırada.
Paranormal en 2o.
En Uzun Gün ikinci sırada.
Longest Day va al 2o. lugar.
Yirmi yıldır filme giderim, bir kere bile öpüşme görmedim.
¡ Hace 2O años que voy al cine!
Bir seyehatte 20 pound kaybettim
Perdí 2O libras en un viaje.
Alfie, buranın bu hafta birlikte geldiğimiz ikinci yer olduğunun farkında mısın?
Alfie, ¿ te das cuenta de que éste es el 2o. Lugar en el que estamos juntos en dos semanas?
" 2o derece yıldız tarafında.
" Veinte grados a estribor.
Yani 20-30 kişi önünde kendini aptal yerine koydun. Ne olmuş yani?
- Te ridiculizaste... delante de 2O ó 3O personas, ¿ y qué?
İma ettiğin şey 20 yıl önce oldu ve o şekilde değil.
Lo que piensas, pasó hace 2O años y no de la manera que lo estás poniendo.
20'li yaşlarda Kafkasyalı kadın ve erkek olarak tanımlanıyorlar ve mavi bir 1972 model Plymouth Roadrunner kullanıyor olduklarından şüpheleniliyor.
Se describen como un hombre y una mujer blancos de unos 2O años... y conducen un Plymouth azul del año 72.
Seçilmiş başkanımız ilkokulda beden eğitiminden kalmış!
¡ Acabo de descubrir que nuestra presidenta sacó F en gimnasia en 2o. grado!
Eğer ikinci devre sonunda da, aktarım hala tamamlanmamış ise içinizden 2 kişi ölecek,
Al acabar el 2o tiempo, morirán dos.
"İkinci bölüm başlamak üzere. Penguenler ve Şahinler eşit durumdalar"
Está a punto de empezar el 2o tiempo.
"İkinci devrede 4 dakikamız kaldı"
Quedan 4 minutos del 2o tiempo.
Bizimkiler İkinci katta ki çift... kapıdan geçmek üzereler
los ll son cruzados por las puertas partidas del 2o.
Sana yanıt vermezsem, üzerime yirmi kürek toprak at.
Si no te contesto, echa 2O paladas de tierra sobre mi.
O çukura yirmi kürek toprak atamaz mısın?
¿ No puedes tirar 2O palas llenas de tierra en aquel agujero?
Yirmi kürek toprak
2O palas llenas de tierra.
Sadece yirmi, Her birisi 10.000 toman ödeyeceğim.
Sólo 2O, Cada una pagada con 10,000 tomans
Neyse, 2O yıldır bizimle çalışıyor.
E... e... en fin, ella a estado trabajando para nosotros por veinte años.
Susan 2O yıldır benimle.
Ella trabaja para nocsotros desde hace mucho, pero no significa... Susan está conmigo desde hace 20 años.
- Birinci sebep, para.
Primero, por el dinero, y en 2o lugar, el dinero.
Bunu 20 yıl önce yapmanı isterdim.
Hubiera deseado que hicieras esto 2O años atrás.
Sınıf derecen ikincilik, okulda henüz 25. sıradasın.
Estás en 2o. lugar de la clase, y 25o. del insituto.
Anna Reilly, Sekizinci sınıf.
Anna Reilly, 2o. De secundaria, sin duda.
Hapsi güç istasyonuna çevirip, suçluları çalıştırmak benim fikrimdi.
Fue idea mía volver la prisión una planta eléctrica. Fue idea mía poner a los reos a trabajar y conectar un 2o. generador.
- "Yani"? Senden başka, birileriyle yatmayan 2O yaşında bir üniversiteli tanıyor musun? Hatta hiç denemeyen?
¿ Conoces algún otro muchacho universitario soltero que nunca se acuesta y que ni trata?
20 yaşında falan.
Para alguien de 2O años.
- 2O
- 20 años.
2O!
En la 20!
- Susan 2O yıldır benimle.
Susan..
Sekizinci sınıftan sonraki yaz, Anna'nın babası iş için California'ya gitti...
El verano de 2o.