45 dakika Çeviri İspanyolca
1,375 parallel translation
45 dakika içinde uçakta olmam lazım.
Mi avión despega en 45 minutos.
45 dakika içinde gelip beni almalısın.
Tendrás que venir a recogerme en 45 minutos.
İhtiyaç molası, 45 dakika.
¡ Tienen 45 minutos!
45 dakika yeterli bir zaman değil.
Con 45 minutos no alcanza.
Buradan yaklaşık 45 dakika uzaklıkta.
Está como a 45 minutos de aquí.
Hatlarımız şu anda meşguldür, bekleme süresi 45 dakika.
Por la gran cantidad de llamados. deberá esperar - 45 minutos.
45 dakika içinde Berlin'de olmak üzere uçağa biniyorum, yarım saat içinde ara.
Tomaré un avión a Berlín en 45 minutos, por lo tanto me llamará en 30 minutos.
45 dakika sonra bir seçim toplantın var.
Tienes una reunión por las elecciones en 45 minutos.
Haftada bir kez, toplam 45 dakika.
Uno. Un día a la semana. Por 45 minutos.
Eğer hiç ciddi ciddi onu öldürmeyi planlamamışsan aşık olmamışsın demektir. Eğer hiç, bir kutu fare zehirini eline alıp 45 dakika boyunca aralıksız bakmamışsan, aşık olmamışsın demektir. Eğer hiç, onu sarmak için battaniye, içine koymak için çanta ve bir tane de kürek almamışsan, aşık olmamışsın demektir.
si no has pensado seriamente en asesinar a esa puta, no has estado enamorado si no has tenido veneno para ratas en la mano y los has mirado 45 minutos, no has estado enamorado si no has comprado una pala y una bolsa
Ama o sadece 45 dakika bekledi...
Pero él sólo esperó cuarenta y cinco minutos
45 dakika sonra ilk menteşem bitmişti. Fena değil.
en 45 minutos, mi bisagra estaba hecha no está mal
Genellikle yürüyüş 30-45 dakika kadar sürüyor.
Normalmente dura alrededor alrededor de unos 30-45 minutos.
Saunders 45 dakika önce bu adresten bir arama yapmış.
Saunders hizo una transferencia hace 45 minutos desde ahí.
Evet. 45 dakika önce buradan pek fazla uzakta olmayan bir apartmandan arama yapmış.
Hace 45 minutos hizo una llamada no lejos de aquí.
Ama 45 dakika önce orada olduğunu bildiklerini söyledin.
Pero dijiste que saben que estaba ahí hace 45 minutos.
45 dakika önce bu yakınlarda bir daireden aramış.
Hace 45 minutos, ha llamado de un piso cercano.
45 dakika içinde, onların kimliklerinin listesini bir web sitesi üzerinden göndereceksiniz
En 45 minutos, quiero que envíen una lista con sus identidades a través de esta página :
45 dakika içinde kimliklerinin bir listesini istiyorum.
En 45 minutos quiero una lista de sus identidades.
45 dakika.
Tenemos cuarenta y cinco minutos, así que...
Endişelendiğim, 2 saat 45 dakika daha uykuya geçemeyeceğim.
Me preocupa no poder dormirme... hasta dentro de dos horas y 45 minutos.
Merhaba, ben George Bluth ve önümüzdeki 45 dakika boyunca sizi bir yolculuğa çıkaracağım.
Hola, soy George Bluth... y en los próximos 45 minutos... los llevare por un viaje- -
45 dakika içeride kaldılar ve sonra çok mutlu bir şekilde çıktılar.
Estuvieron 45 minutos y al salir parecían muy contentos.
45 dakika mı?
¿ Cuarenta y cinco minutos?
45 dakika boyunca bir kadınla olamayacağını biliyordum!
¡ Sabía que no podías estar 45 minutos con una chica!
Ve sonra orada oturup... ... 45 dakika boyunca söylediklerinin doğru olduğunu kanıtlamasını dinledim.
Y tuve que estar ahí como 45 minutos mientras él demostraba que lo que dijo era cierto.
David Waters otelden ayrılmış... 45 dakika önce.
David Waters se marchó... hace 45 minutos
Tamam, ne kadar 45 dakika uygun mu? 45 dakika.
Bien, ¿ qué tal en unos... 45 minutos?
45 dakika, evet...
45 minutos, sí...
45 dakika içinde zaten ölecekti.
Iba a morir en 45 minutos de todas formas.
Eğer 45 dakika sonra uyumazsam, hiçbir işe yaramam.
Si no duermo mis 45 minutos, No puedo funcionar.
45 dakika önce tuvalete gittin.
Fuiste al baño de hombres hace 45 minutos.
45 dakika gitmek, 22 dakika çıkmak için 15 mil yarıçaplı bu alanın herhangi bir yerinde olabilir.
Tardó 45 minutos en dejarla. 22 minutos de ida, 22 de vuelta. Eso nos da un radio de 24 km en el que podría estar.
45 dakika boyunca telefonda bekledi, sen aramadın bile.
Ha esperado 45 minutos, pero ni siquiera has llamado.
Son 45 dakika içerisinde başında bir ağrı olduğunu düşündün, değil mi?
¿ En los últimos 45 minutos has pensado en tener dolor de cabeza?
Muhtemelen 45 dakika kadar sonra evde olurum.
Estaré en casa.. no lo sé, probablemente en unos 45 minutos.
45 dakika oldu hâlâ doktor yok.
¿ Pasaron 45 minutos y no vino un doctor?
Bak, aralıksız 45 dakika çalıştım. Bir mola veremez miyim? Merhaba.
Mira, estudié 45 minutos seguidos ¿ no puedo tomar un descanso?
Şimdiden 45 dakika oldu.
Hace 45 minutos que espero.
45 dakika otobüs yolculuğu sonra tüm gün domuz gibi terleyerek banka sandalyesinde oturdum ve paramı geri vermek istemediler.
- ¡ Hola! 45 minutos de autobús, y luego me tengo que sentar... sudando como una cerda todo el día en esas sillas de fieltro del banco y nadie me quiere dar dinero.
45 dakika daha harikasınız, süperdiniz
Quedan 45 minutos. Eso mismo. Sigan presionando.
Buraya 45 dakika mesafedesin.
Estás a sólo 45 minutos.
ETA Deepwater Horizon'a 45 dakika kaldı.
Tiempo estimado, 45 minutos a la Deepwater Horizon.
- Üzgünüm. 45 dakika beklemeniz gerek.
Lo siento, tenemos una espera de 45 minutos.
45 dakika önce de aynı şeyi söylediniz.
Eso me dijeron hace 45 minutos.
Hemen hemen 4,5 kg ağırlık kaldıra bilir, takriben 5 dakika suyun altında kalabilirim.
Ahora puedo levantar pesas de casi 45 kilos y permanecer bajo el agua por casi cinco minutos.
Dağcı 1 dakika 45 saniye.
Mountaineer, tienes 1 minuto 45.
Dinle, çocuklar film izliyorlar. Bu da Nemo'yu bulmalarına kırk beş dakika var demek.
Escucha, los niños están viendo un video, lo que significa que disponemos de 45 minutos hasta que finalmente encuentren a Nemo.
- 35 dakika.
- 45 minutos.
Beni 45 dakika boyunca kamarada tuttu.
Porque necesitaré 100 % de Jeremy este fin de semana y te ves un poco raro. ¿ Estás bien? Me llevó abajo 45 minutos.
Beni yarın gece 8 : 43 ile 8 : 45 arası burada bulabilirsiniz, fakat söz veriyorum farklı bir iki dakika geçireceksiniz. Söz veriyorum.
Pueden volver a verme manana en la noche, actuando de las 8 : 43 a las 8 : 45, pero serán otros dos minutos distintos, te Io prometo.