English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ 9 ] / 95

95 Çeviri İspanyolca

2,324 parallel translation
95'te Brewerytown'da öldürülen kimliği belirsiz adamla ilgili bilgisi olduğunu düşünüyor.
Ellos creen que tiene información sobre el asesinato de una víctima no identificada en Brewerytown, en el'95
Ağabeyim Nash, 95 baharında evden kaçtı.
Mi hermano, Nash. Escapó en la primavera del'95.
Nash'ın cesedi 95'te oraya terk edilmiş.
El cuerpo de Nash fue abandonado alla en 1995.
- Nash 95'te öldürüldü. Cesedi Brewerytown'da bulundu.
Nash fue asesinado en junio del'95, el cuerpo abandonado en Brewerytown.
Onun 95'te yaptıklarını biz bugün hala yapmaya uğraşıyoruz.
- Si. Cosas que desde el 95, los niños de hoy siguen tratando de hacer.
95 yılında Brewerytown'da ölüsünün bulunması.
Fue encontrado muerto en Brewerytown en 1995.
95'te satılmaya hazırmışsın ama.
Parece que estaba dispuesto a hacerlo en el'95.
95 yazı.
Verano del 95.
Sınav sonuçlarında % 95 başarı.
La puntuación del examen es del 95 %.
Neredeyse 1.95.
1'95 de alto, por lo menos.
Üç şişe'95 Dom ayırtılmış. - Şaka mısın nesin?
¿ Tres botellas de Dom 95?
3 şişe'95 Dom çocuğun oda servisi faturasındaydı hatırladığım kadarıyla en sevdiğin.
Tres botellas de Dom'95 en la cuenta de servicio a la habitación uno de tus favoritos, si mal no recuerdo.
- İş ödeşmeye gelince Chuck'dan iyisi yoktur. Ayrıca, Blair'le o kadar zaman geçirince'95 Dom her şeyi açıklıyor gibi.
Más, el hecho de haber pasado tanto tiempo con Blair el Dom del 95 fue una manera de notarlo.
Sonra 1995'de birkaç aylığına daha.
Así es. Y de nuevo en el'95 durante unos meses.
- 95,000 mi?
- ¿ Noventa y cinco mil?
Nabız 120. Oksijen basıncı 10 / 95.
Pulso 120, saturación a 95 con diez litros.
Bu, I-95'teki bir trafik kamerasından alındı.
Esto fue tomado desde una cámara de tráfico en la I-95.
Benim yüzde 95'im helyum.
Soy un 95 % helio.
95'te onu evlat edindim.
La adopté en el 95.
Oyuna kadar. 1992'den beri, Cheerios'larının % 95'i İspanyolcadan kalmalıydı ve ben artık bunun bir parçası olmayacağım.
Además, desde 1992, el 95 % de tus Cheerios debieron suspender Español, y yo he terminado, no seguiré formando parte de esto.
Temyiz başvurularının % 95'i ilk celsede reddedilir.
El 95 % de las apelaciones automáticas se desechan de primera mano.
Hepsi sadece 9,95 dolara.
Todo por el bajo precio de $ 9.95.
Kafir ülkelere gönderim 69.95 dolara patlar.
Envío a países infieles es extra.
40 yıldır Dünya'nın zenginliğinin % 95'ini, % 1'lik bir kesim kontrol ediyor. Ve hiç kimsenin bu konuda bir şey yapmaya cesareti yok.
El 1 % de la población del mundo controla el 95 % de sus riquezas y durante 40 años, nadie ha tenido las pelotas para hacer algo sobre eso.
Sen'95 Dixie Trek'e mi gittin?
¿ Fuiste a la Dixie-Trek del 95?
Balkanlar'daki savaş 93-95 arasındaydı.
La Guerra de los Balcanes se desarrolló entre el'93 y el'95.
Sadece üç taksit $ 19.95.
Tres cómodos pagos de 19,95 cada uno.
Kayınpederimin 95. yaşını kutluyoruz.
Mi suegro celebra sus 95 años.
Pratiğimin yüzde 95'i artistik anlatımımı kullanarak, gerçek, trajik geçmişle, soyut, sonsuz geleceği uzlaştırmak.
El 95 por ciento de mi práctica es usar el arte para reconciliar el doloroso pasado tangible con un intangible futuro infinito.
Bu Jackson Pollock'un * 99.95 dolara araba boyaması gibi bir şey.
Es como Jackson Pollock pintando autos por $ 99,95.
Ona $ 95'lık bir şişe zeytinyağı almıştım.
Le compré una botella de aceite de oliva de $ 95.
5.56 kalibre. Danimarka ordusunun M-95'lerde kullandığı kurşun.
Balas de calibre 5.56 usadas por los soldados daneses en sus AK-47.
Bu sözler bana, çalışanlarımın % 95'i ve tüm ailemi hatırlattı.
Bueno, eso describe al 95 % de mis empleados y a todos en mi familia...
Kraliyet ailesini temsil eden bir kaç kişiyle birlikte Kolomb, yerlilerin hayatlarını mahvetmek ve madeni kaynaklarını sömürmek için keşfe gönderildi Karayiplerdeki her bir adayı gezdi altın madenlerini boşalttı ve Tano kabilesinden bir sürü köle topladı
La población en el territorio actual de Estados Unidos antes de la llegada europea era superior a los 12 millones, cuatro siglos después, la cuenta se redujo en un 95 % a 237 mil.
Avrupa'nın eli değmeden önce Amerika'nın nüfusu 12 milyondan fazlaydı dört asır sonra bu sayı yüzde 95 azalarak 237 bine düştü
Yo, mientras escribo esto como un testigo presente no lo puedo creer... Mis ojos han visto estos actos tan extraños para la conducta humana, y ahora, mientras lo escribo, tiemblo.
Yüzde 95'lik kısmında bilinçaltımız ve diğer insanların oraya yükledikleri programlar tarafından yönetiliyoruz
Entonces, la pregunta es ¿ Vivimos vidas conscientes o inconscientes?
Problem şu ki, bu programlar çalışırken biz onları göremiyoruz şüpheciler şöyle düşünürler : "bilinç? modeller? astroloji?"
La neurociencia moderna nos ha dicho que en el desarrollo de nuestras vidas sólo el 5 % de ellas es controlado por nuestra mente consciente y el 95 % del tiempo somos controlados por nuestro subconsciente con sistemas de pensamiento creados por otros, pero instalados en nuestra mente.
I-95 yolunun orada Galaxy Motor Lodge oteli var.
Hay un motel sobre la I-95. El hotel Galaxy Motor.
- 95 nolu yolu takip et.
- Quédate en la 95.
Şu an 95'teyiz.
Estamos en la 95.
Bunca zamandır hep 95 nolu yolda olmalıyız.
Deberíamos haber ido en la 95 todo el tiempo.
Yeniden 95 nolu yola çıkacağız.
Sólo tenemos que volver hacia atrás a la 95.
Ona 95'te kalmasını söylemiştim.
Te dije que te quedaras en la 95.
Onay kodu dokuz-beş-Wictor Wictor-iki.
Código de autorización de cadete, 95 Wictor Wictor 2.
Pekâlâ. Onay kodu dokuz-beş Victor-Victor-iki.
Código de autorización de cadete 95 Victor Victor 2.
Aslına bakarsan bu, geçen gün - 95'te olanların yanında hiçbir şey.
De hecho, esto no es nada comparado con Io que acaba de pasar en la l-95 hace muy poco.
Yani ben değil.. burda oturan herhangi başka biri de.. .. bayan Milly Council'in 95 sayfa senaryosuna gülerdi
Quiero decir, yo no, no el hombre que soy ahora, pero el hombre que estuve leyendo durante las 95 páginas del guión de la señorita Millie Counsel, sí, lo haría.
95.
Noventa y cinco.
Baba olmanın % 95'ini iç güdüler oluşturur.
Oye.
Seninkiler de gayet iyi.
Ser padre es 95 por ciento instinto y tú lo tienes.
I-95'in orada bir otel var.
Hay un motel sobre la I95, es...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]