Acuña Çeviri İspanyolca
40 parallel translation
Saf altından daha değerli bir adam yapacağım. Ofir'in altın kamasından bile değerli bir adam.
Haré de ti un hombre más valioso que el oro fino que se acuña en Ophir.
Rosa Elena Rivas Acuña, Alicia Jovita Jurí... ve Rosita Sánchez Rivas'ı kasten öldürmek...
Por la responsabilidad de autor de los delitos de homicidio simple de Rosa Elena Rivas Acuña,
Villa Acuna adında bir yere gittin mi?
¿ Alguna vez has llegado a un lugar llamado Villa Acuña?
Hatırlıyor musun, sana Villa Acuna'yı sormuştum.
¿ Te acuerdas, que te pregunté una vez sobre Villa Acuña?
Ben Villa Acuna'da doğmuşum.
Yo nací en Villa Acuña.
Siz bu adamları Acuña'da arayın.
Debe referirse a los chicos de Acuña.
Acuña'ya gidin ve Wolf Barda Billy Sánchez'i isteyin.
Vaya a Acuña y pregunte por Billy Sánchez en el bar del Lobo.
Şu anda biz Acuña'ya gidiyoruz.
De momento, nos dirigimos a Acuña.
Acuña'ya daha çok yol var.
Acuña está a un montón de kilómetros.
Acuña yolu 90. kilometresi
Se dirigía hacia Acuña por la carretera 90.
- Acuña'da?
- ¿ En Acuña?
Omurların arasına sıkışan başka bir mermi omuriliği kısmen parçalamış.
Otra concha se acuña entre la tercera y la cuarta vértebra... Cortando parcialmente la médula espinal.
50 yıldan uzun süredir, Meksika, Acuna'da bir genel ev işletiyordu.
Manejó un burdel en Acuña, México durante más de 50 años.
Fahişelerinin babasız döllerinden oluşan çetesi, Acuna Gençleri, Acuna'yı yönetiyordu.
Su ejército, los chicos Acuña, constituido por hijos sin padre de sus prostitutas, controlaban Acuña.
O da, Acuna Gençlerini.
Él manejaba a los chicos Acuña.
New 0rleans'ta bütün gün bunlardan yapıyorlar.
El palacio de la moneda de Nueva Orleáns acuña medias águilas todo el día.
Grubun tek sağ kalan üyesi Jose Carillo, Kübalı Joaquin Acuna'nın emrinde olan yerel bir madenci.
El único sobreviviente del grupo es José Carrillo, minero boliviano que estaba bajo las órdenes que un cubano llamado Joaquín Acuña.
Bir adam bul, bir laf uydur.
Encuentra un hombre, acuña una frase.
Şey, aslında, çatıdaki kapıyı tam kapatamamışsın.
Font color = "# ffff80" Bueno, en realidad, dejaste la puerta de la azotea acuña abierta.
Acuna geçidinde sizi bekliyor.
Está en el cruce de Acuña.
Gecko kardeşler Acuna'dan sınırı geçiyorlar.
Los Gecko cruzaran por Acuña.
Acuna'dan sınırı geçeceğiz. Pasaportlarınız var, güzel yüzünüzü ve tatlı gülümsemenizi göstereceksiniz hiç takılmadan geçeceğiz.
Llegamos al cruce de Acuña muestran sus pasaportes enseñan sus hermosas sonrisas y entonces pasamos.
İki kardeşi arıyorum, biri Acuña'da bir banka soydu.
Estoy buscando a unos hermanos. Uno robó un banco en Acuña.
Şey, ağaç baltasının güzelliği..... bir ucunun el baltası gibi kalmış olmasıdır ama diğer tarafı kayayı kıyacak kadar kördür.
Bueno, lo hermoso de un hacha para mutilar... es que un extremo se acuña como un hacha. Pero el otro es contundente como para reventar una piedra.
Meksika'da Acuna'da ne yapacaksınız bugün?
¿ Y qué van a hacer en Acuna, México hoy?
Meksika Acuna'da iyi günler.
Que lo pasen bien en México.
Sizi rahatlatır, siz uyuyana kadar size beşik olur. Ve yanınızda doğru kişiyle yatacak kadar şanslıysanız, ertesi sabah yataktan çıkmanız için hiçbir neden yoktur.
Te reconforta, te acuna hasta dormirte y si eres tan afortunado para tener acostada a tu lado a la persona adecuada, no hay razón para levantarte de esa cama en la mañana.
İnsanı sağa sola, öne arkaya sallıyor.
Te acuna de lado a lado. De adelante a atrás.
İyi bir anne çocuğuna rahatlık sunar, sarılır, öper.
Una madre los acuna, los acaricia... los cubre de besos.
Bana sarılıyor ve saçlarımı okşuyor ve ne olursa olsun, birbirimizi bırakmıyoruz.
Me acuna y me acaricia el pelo y ya nada, nada de lo que ocurrió volverá a interponerse entre nosotros.
Bir anne çocuğunu uyutuyor. Baba savaşta, çocuk ağlıyor.
La madre acuna al niño, su padre está en la guerra y el niño, por supuesto, llora.
Onlar Kuzey Kutbunun çocukları, Hayatları çevrelerindeki buzla kucaklanmış.
Son pequeñas del Ártico y sus vidas se mecen al ritmo del hielo que las acuna.
Acuna açık ağdaki birileri konuşuyor.
Es alguien en la amplia, amplia red mundial.
Bırak yıldızlar ruhunuzu beslesin ay herkesi sarıp sarmaladığında
Que las estrellas llenen su alma cuando la luna a todos acuna
Acuna, Meksika, Sınırdan 3 kilometre
Acuna, Méjico - 3.2 km al sur de la frontera.
O yüzden facebook sayfana girdim ve şu yavru kediye annellik yapan orangutanı görünce birden yüzümde bir gülümseme belirdi işte.
Entonces he visto tu llamativa página de Facebook y debo admitir que el orangután que acuna el gatito me... me ha hecho sonreir
Beli düzeltiyor kuyruk sokumunu sarmalıyor ve kalçayı da dengeliyor.
Alinea el lumbar, acuna el coxis, y balancea las nalgas.
# Sen benim duygularımı anlayabilen tek kişisin
Eres el abrazo donde Se acuna mi sentimiento