English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Acıdı

Acıdı Çeviri İspanyolca

6,271 parallel translation
Acıdı.
Maldita, amiga eso duele.
Çünkü fıkramı bana acıdığın için dinleyeceksin.
Dado que escucharás la broma sólo para simpatizar conmigo.
Onu acıdığım için asmıştım!
Fue enganchada en el frigorífico por pena.
İzlerini sildirirken canın acıdı mı?
¿ Dolió? ¿ Quitarte las marcas?
Onu Edendale'ye bırakmamı istemişti, ben de ona acıdım ve...
Vale, me pidió que lo llevara a Edendale, y me sentí mal por él, y...
Benim yanlız öleceğimi düşündüğünüz ve bana acıdığınız için mi?
¿ Porque me tenéis lástima y pensáis que moriré sola?
Boğazım tüm gün acıdı.
Me ha dolido el estómago todo el día.
Bir yerin acıdı mı?
¿ Estás lastimada? ¿ Te lastimaste?
Çok acıdı!
Eso me dolió!
Konuşmayı ve duygusal şeyleri seviyorsun. Gerçekler acıdır, kardo.
Tengo sentimientos sin resolver en relación con él.
Aşk, acıdır.
Dolor.
Acıdı. Neydi şimdi bunlar?
¿ Qué carajo fue eso?
Ona acıdım. Brick çok üzgün görünüyordu.
Me sentí tan mal.
Gerçekler acıdır, değil mi?
La verdad duele, ¿ no?
- Acıdığını söyledi.
- Me dijo que le dolía
Silahsız mısın? Acıdı mı?
traes armas? ¿ eso te dolió?
Acıdı.
Que daño...
Dış Hebridler takımadası açıklarında. Sorun ne?
Frente a las Hébridas Exteriores. ¿ Qué ocurre?
Orada olmasının tek açıklaması kız, kurulan tuzak ve saldırı hakkında söylediğinden daha fazlasını biliyor olmasıdır.
Pues bien, que estuviera allí solo puede significar que ella sabía más de la chica, de la... trampa, de la emboscada que lo que deja ver.
" Gey yada heteroseksüel herkese açık olan bu etkinlik madencilere verdiğimiz desteği dışarı yansıtabileceğimiz festival tadında bir gece yaşatacak.
"El evento es abierto a cualquiera, gay o heterosexual... y será una verdadera ocasión festiva... a través de la cual podremos expresar nuestra solidaridad... con la comunidad minera".
Ama bunu çok düşündüm ve bir de bu açıdan bakmanı istedim bu 200 yıl içinde dışarı atıldığın ilk sefer.
Pero he estado pensando mucho sobre esto y quiero que lo veas de este modo : Esta es la primera vez que te han dejado. En 200 años.
Acaba kapı açık mıdır?
podría ser que la puerta esté abierta?
Franklin D. Roosevelt'in ikinci açılış töreninden bir kaç ay sonra köprü açıldı.
Se abrió a unos meses del 2 ° discurso de toma de posesión de Roosevelt.
Diğerleri için, bir iştah açıcıdır.
Para otros, es un aperitivo.
İşler biraz gıcıklaşıyor çünkü bazı üçgenler geniş açılıdır bu yüzden dönüşüm yapman gerek- -
Mira, aquí es donde se pone un poco difícil, porque algunos triángulos oblícuos - son obtusos, y lo suyo es... - Vale.
Senin dışarıda gözün açık olsun.
Busca allá afuera.
İç organlar dışarıda, karın kısmı tamamen açılmış fakat kızışma veya ısırma izi yok, Jack.
Las vísceras están expuestas, la barriga está al descubierto, pero no hay señales de garras ni mordisqueos, Jack.
İnan bana D'Anthony'nin iştahı açıldığında kahvaltısını anca karşılar.
cuando D ´ Anthony recupere su apetito esto apenas cubrirá el desayuno.
Oradan büyü dışa doğru açıla açıla gidecek yayıldıkça ruh büyüsünü söküp atacak.
Desde ahí, el hechizo se propagará más allá, deshaciendo el espíritu de la magia mientras se expande.
Işığı kendinde görmek için çok yıpranmış durumda. Ama ben inanıyorum ki taşıdığın bu bebek Klaus için bir umut olacak. Hazır bebekten konu açılmışken, ailemizin sayısız düşmanı vardır.
Está demasiado roto para darse cuenta por sí solo, pero creo que hay esperanza para él en el bebé que llevas, y hablando de tu hija, nuestra familia no tiene pocos enemigos.
Kameranın görüş açısının hemen dışında bir yerde.
Fuera del campo de grabación de las cámaras.
Schaeffer cesedin, kamera açısının hemen dışında bir yerde olabileceğini söyledi.
Schaeffer dijo que el cadáver, estaría fuera del campo de visión.
18 yaş üzeri için yasa dışı bir açık hava lazerli ebelemece oyunu. Hedef de çıplak bir yetişkin kadın.
¡ Es un simulador electrónico de tiro al aire libre ilegal para mayores de edad donde tu presa es una mujer adulta desnuda!
Öncü için, Yaklaşan ilkbahar onun acı döngüsünün sadece bir devamıdır.
para la protagonista... la primavera es una continuación de su ciclo de sufrimiento.
Acardo intikam istiyorsa, ben dışarı açık kalacak, beni bulabilirsiniz.
Si Acardo quiere venganza, me mantendré a vista de todos, donde puedan encontrarme.
Bu gayet acılıdır.
Eso es doloroso.
Asıl mesele herhangi bir açıdan buna Beyaz Saray'ın bulaşıp bulaşmamasıdır.
El tema en juego es si la Casa Blanca estuvo involucrada de algún modo.
Yani bizim açık hedef olmasıdır etkisi maksimum miktarı Kılan bu yeni model oluşturarak Küresel yumurta sektörü tamamen eskimiş.
Por eso nuestro objetivo explícito es tener la mayor cantidad de impacto mediante la creación de este nuevo modelo que hace la industria del huevo mundial totalmente obsoleto.
Kapağı aç ki gaz dışarı çıksın.
Abre la escotilla y deja salir el gas.
Acınası mıdır bilemem artık.
No sé si eso es patético.
Ben seninle aynı şeyi istiyorum. Başka bir sırrı açığa çıkarmak S.H.I.E.L.D.'in senden sakladığı sırrı açığa çıkarmak istiyorum.
Yo quiero lo que usted quiere... descubrir un secreto diferente... el secreto que S.H.I.E.L.D. esta guardando de usted.
Dışarıya açılmaktan korktuğunu biliyorum.
Sé que tienes miedo de salir y conocer gente.
Dışarıya açılman lâzım.
Tienes que volver a salir.
Ne yazık ki, açıları bilinen nedenlerle sınırlıdır.
Por desgracia, los ángulos son limitados por razones obvias.
Kalın kafanın dışındaki fikirlere açık değildin.
Tan cabeza dura.
Ben açım. Dışarı çıkayım diye düşündüm.
Tú estás ocupado, yo tengo hambre, se me ocurrió salir.
İkimiz de biliyoruz ki, bu evrende tek bir gerçek varsa o da Rick'lerin Morty'leri umursamadığıdır. Durumun içler acısı.
Patético.
Her acı dolu an Tanrı'nın planının bir parçasıdır.
Cada momento doloroso es parte del plan divino.
Müzik kulaklarımı acıtıyor, müsaadenizle gidip DJ ile biraz insafa gel konuşması yapacağım. Ben dışarı çıkıyorum.
Oye, este músico hiere mi sensibilidad, así que discúlpame mientras tengo una pequeña charla reveladora con el DJ.
- Arkadaşlarım ve ben dans gecesini dışarıda açık havada içerek geçiriyoruz.
- Mis colegas y yo siempre pasamos el baile afuera bebiendo por las gradas.
Neden dışarıya, Batıya doğru açılmıyoruz?
¿ Por que no miramos hacia afuera, hacia el oeste?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]