English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Aden

Aden Çeviri İspanyolca

165 parallel translation
görüntü yönetmeni DMITRİ FELDMAN yapım VİCTOR ADEN
Fotografía DMITRI FELDMAN Decorados VICTOR ADEN
"Kabil oradan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusundaki Nod topraklarına yerleşti."
al este del Edén.
"... ve Aden bahçesinin doğusunda... "
Y habitó en tierra de Nod... "...
St. Aden'in is kokulu ormanının arkasında oturdum.
Nos sentamos por detrás del Santo Aden, fumando los Woodies.
Saat 06 : 00 da ayrılacaksınız ve yakıt için Aden'e ineceksiniz.
Partirán a las 6 horas y aterrizarán en Aden para repostar.
Tanrı, doğuya doğru, Aden'e bir bahçe dikti.
Dios había plantado un jardín en Edén, en oriente.
Ve Kain Tanrı'nın huzurundan ayrıldı ve Aden'in doğusuna Nod diyarına yerleşti.
Y Caín se alejó de Dios y fue a vivir a Nod, al este del Edén.
Romanlarından birinin adı "Aden Arabistan" dı.
Y otra novela : "Aden-Arabia"
Diyalog : Aden Arabistan Hücresinden Atılmasının Ardından Henri
HENRI DESPUÉS DE SU EXPULSIÓN.
Gerçek Aden cenneti, Jim.
Es un edén de verdad, Jim.
Argyll Alayı, Aden'de ne yedi sanıyorsunuz? Arapları mı?
¿ Qué cree que comían los Argyll en Aden?
Öldürülen kadının oğlu Aden Rey, gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.
El Hijo de la mujer muerta, Aden Rey, desapareció misteriosamente.
Aden Rey'in yakın zamanda çekilmiş bir fotoğrafı.
Una foto reciente de Aden Rey.
Aden Rey'i bulmalıyız.
Debemos encontrar a Aden Rey.
Aden Rey olabilir.
Puede ser Aden Rey.
Aden Rey çok izole biriymiş, hiç arkadaşı yok.
Aden Rey es muy reservado, no tiene amigos.
Aden!
¡ Aden!
Aden'in ülkesine gidiyorum.
Voy a irme a la tierra de Aden.
Sana söylediğim gibi.
Te lo dije. Es Aden Rey.
O, Aden Rey. Tutuklanması için emir verin.
Deme una orden para arrestarlo.
Cineyet şüphelisi Aden Rey hakkında bilgi verebilecek kişilerin polisle temasa geçmesi istendi.
Cualquiera que pueda dar informaciones respecto al sospechoso de asesinato Aden Rey, se le pide que entre en contacto con la policía.
Aden Rey bir jip kullanıyor.
Aden Rey está manejando un jeep.
Aden Rey bir jip kullanıyor.
Está manejando un jeep.
Burada hazır bulunan Aden suçlandı.
Aden es el acusado. Ojo por ojo, diente por diente.
Evet, Aden, her parçanı yiyeceğim.
Sí, Aden, me comeré cada pedazo de ti.
Yılanı ve diğer avcıları da içeren Aden Bahçesi.
Un jardín de Edén perenne, con serpientes y otros predadores.
Aden.
A Aden.
Dünkü toplantıdan sonra, Koloni Bakanı Aden'de bağımsızlığının hızlanmasını umduğunu söyledi.
Tras la conferencia de ayer, el Secretario de Colonias comentó que esperaba que el proceso de independencia de Aden fuese rápido.
Azalt biraz kederimi, söyle ruhum cennette mi
"dile a este alma cargada de pena,..." "si dentro del lejano Aden,..."
Eğer ilgilenirseniz, annem, bugün öğlene doğru Aden'e varmış olacak.
Si el asunto es de su interés mi madre llegaré a Adén hoy al mediodia, a la hora de ellos.
Msabu, ben, Farah Aden.
Msabu, soy Farah Aden.
İyi misin, Farah Aden?
¿ Estás bien, Farah?
Yarın Mısır'da duracağız, sonraki durağımız Bombay, ve sonra da Hong Kong.
El canal de Suez, luego Aden, Bombay, Singapour, Hong Kong.
Sonra Kahire ve buradan Aden'e ulaştık.
Finalmente, se ha llegado a Aden.
Bay Garrad Aden'de bulunmuş.
El señor Garrad ha ido a Aden.
Aden?
¿ A Aden?
Siz Aden'e hiç gittiniz mi Bay Anson?
¿ Ha ido a Aden, señor, Anson?
Veya Aden'de...
Ni a Aden.
- Terry, Arap Denizinde Aden Körfezine gitmek üzere emir aldık.
Terry, nos han ordenado ir al Mar Rojo, al Golfo de Aden.
Ben Aden Corso, Sebrus'un kaptanı.
Soy Aiden Corso, Capitán de la Seberus.
- Bana Aden de.
— Llámame Aiden.
Aden Amca'mın adını vermişler, cesaretle nehri sarhoş geçmeye kalkışmış ve ölmüş.
Me llamaron así por mi tío Aiden que murió borracho mientras atravesaba un río por una apuesta.
Aden...
Aiden...
Gerçekten şu ünlü yarışa atınızla katılmak için Aden'e gittiğiniz doğru mu?
¿ Es cierto que va a inscribir su caballo en la famosa carrera?
Aden kervanı ulaştı.
Ha llegado la caravana de Adén.
Doğu yolundan Aden'e geri dönmenizi tavsiye ederim.
Sugiero que coja el camino de vuelta a Adén.
Buradaki âşık çiftimizi Aden'de yaratılmış mutlu çiftlerden kabul et.
Alegra a estos amantes... Bendito seas, Dios.
Aden havaalanında yolcuların ve mürettebatın mahkûmlarla takas edilmesi planlanıyor. Yemen devlet başkanı bugün öğlende Kahire'de ülkesinin teröristlere iniş izni vermeye hazır olmadığını açıkladı. Lufthansa acil iniş izni istiyor
En el aeropuerto de Adén, la tripulación y los pasajeros siguen detenidos, esperando ser canjeados por prisioneros han llegado a El Cairo presos en su país serán aterrizaje de emergencia!
- Aden Arabistan Hücresi olsun o zaman. - Tamam.
¡ La célula Aden-Arabia!
- Aden?
¿ Adén?
Uçak Aden'den tekrar kalktı.
Despegaron de nuevo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]