English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Afganistan

Afganistan Çeviri İspanyolca

3,018 parallel translation
Avlaki kısa süre sonra camiden istifa etti ve ülkeyi terk etti. Fakat Afganistan ve Irak savaşları başladı.
Al-awlaki renunció a la mezquita poco después y se fue del país, pero la guerra en Afganistán e Iraq siguió.
McRaven'in kendisi operasyonu Afganistan'dan yönetiyordu.
El propio McRaven estaba ejecutando la operación desde Afganistán.
Irak, Afganistan gibi yerlere baktığımızda ve açıkçası küresel çapta Yemen'deki sıcak noktalara baktığımızda Arap Yarımadası'nda El-Kaideyi görüyoruz, veya Somali'de Doğu Afrika El-Kaide'si ve El-Şebab örgütünü görmekteyiz şimdi bu noktalar endişe verici...
- Al mirar fuera de Iraq, Afganistán y francamente, en todo el mundo, los puntos calientes en Yemen, donde tienes a Al-Qaeda en la península arábiga o Somalia, al este de África y Al-Shabaab, estos son claramente...
11 Eylül'den sonra ölüm listesinde yedi kişi vardı Irak'ta ise iskambil kağıtlarında 55 kişi Afganistan'da binlercesi bulunuyordu.
Después del 11 de septiembre había siete personas en la lista de asesinatos. En Iraq, 55 en el mazo de cartas. En Afganistán, había miles.
"Mucize Yaratan Cerrah, Afganistan'da beş deniz piyadesinin hayatını kurtardı."
El Cirujano Milagroso. " " Salvó las vidas de cinco marines en Afganistán. "
Afganistan'dayken Dr. McCormick, muharebe cerrahıydı.
Cuando estaba en Afganistán, el Dr. McCormick, era un cirujano del batallón.
Afganistan'daki özel kuvvetler gibi mi?
Has hablado... como las Fuerzas Especiales en Afganistan.
Irak ve Afganistanla savaşa girdik, Bu savaşlarda yaklaşık 5000 şehit verdik.
Hemos ido a la guerra a Iraq y Afganistán, hemos perdido casi 5.000 soldados a manos de nuestros enemigos.
Altı ay önce Quantico'ya dönmeden üç defa Afganistan'a göreve gitmiş.
Estuvo en tres misiones en Afganistán antes de volver a Quántico hace seis meses.
Irak ve Afganistan'daki yapılanmalarda bulundum.
Desplegada en Irak y Afganistán.
Aylardır Afganistan çölünde zaten.
Ha estado en el desierto afgano por meses.
Afganistan'da.
- En Afganistán.
Bu numaları Afganistan'dan anımsıyorum.
Reconozco esos números de Afganistán.
Bayan Bluth, oğlunuz Afganistan üzerinde uçuş yaparken düştü.
Sra. Bluth, su hijo se estrelló mientras pilotaba un avión en Afganistán. Dios mío.
Doktor Afganistan üzerinde uçuş yaparken vurulduğunu söyledi.
El doctor dijo que te estrellaste mientras volabas por Afganistán.
Evet, o uçak Afganistan'daydı.
Sí, el avión estaba en Afganistán.
Biliyor musun, Afganistan'daki ilk vurulmamdan sonra, aylarca uyuyamamıştım.
La primera vez que me dispararon en Afganistán, no pude dormir por meses.
Afganistan'ın neresinden?
De acuerdo, ¿ De qué parte de Afganistán exactamente?
Yeni gelen şu Afganistanlı çocuğun olayı ne?
¿ Qué pasa con el nuevo de "Afganistán"?
Daha yeni altı ay önce Afganistandan dönmüş.
Acaba de volver hace seis meses de Afganistán.
Birliğiyle birlikte Afganistan'dan yaklaşık iki ay önce dönmüş.
Volvió de Afganistán con su unidad hace unos dos meses y recibió una recomendación del ejército.
- Birkaç yıldır. Afganistan'a ilk gittiğimden beri.
Desde mi primera misión en Afganistán.
11 ay önce Afganistan'da.
Hace 11 meses en Afganistán.
Afganistan'dan geldikten sonra onun için bir gösteri yapmıştık.
Tuvimos un desfile para él en el centro cuando regresó de Afganistán.
Afganistan'dan yeni döndüm.
Acabo de volver de Afganistán.
Afganistan'da bunların hiçbiri yok.
No hay nada de estas cosas en Afganistán.
Irak'ta bir tur, bir tur da Afganistan'da.
Solo un periodo en Iraq y uno en Afganistán.
Orası resmen Afganistan.
Literalmente es Afganistán.
Afganistan'da öldürülmeni istemiyorum, tamam mı?
Bueno, no quiero que te asesinen en Afganistán. ¿ Está bien?
Afganistan'a geri dönüyorum.
Voy a volver a Afganistán.
Bu işte bana yardım et, seni Afganistan olayından kurtarayım... Bize olan borcun böylece bitmiş olur.
Ayuda a corregir esto y desaparecemos lo de Afganistán, quedarás libre de tu deuda con nosotros.
Hâlâ bana karşı Afganistan kozunu oynuyorlar, anladın mı?
Todavía tienen lo de Afganistán en mi contra, ¿ lo entiendes?
Bana Afganistan'da ne olduğunu sormuştun.
Me preguntaste lo que pasó en Afganistán.
- Boyd'un ekibinde Irak ve Afganistan'da bulunmuş eski bir asker var.
Boyd tiene a un veterano de Irak y de Afganistán en su equipo.
Afganistan'dan önce Irak'ta olduğun konusunda haklı mıyım?
¿ Tengo razón si digo que estuviste en Iraq... antes de Afganistán?
86. Hava İndirme Birliği. Afganistan'da.
86ta Aerotransportada, tres períodos de servicio en Afganistán.
Karım, ben Afganistan'dayken onlardan yollamıştı bana.
Mi esposa me mandaba CD's llena de esas canciones cuando estaba en Afganistán.
Afganistan'da, böyle çocukları gördüğünde onların savaşmasına izin mi verdin?
En Afganistán, cuando veías chicos así, ¿ permitías que combatieran?
Afganistan'da bir görevdeyken birliğimden ayrılmıştım.
Durante una misión en Afganistán, me separé de mi equipo.
Afganistan'da çekilmiş.
Parece Afganistán.
- Ne, Afganistan'da olmadı mı?
- Espera, ¿ no te ocurrió en Afganistán?
Bacağımı Afganistan'da kaybetmiş olsaydım yardım alırdım.
Mira, si la hubiera perdido en Afganistán, tendría ayuda.
Afganistan'daki Taliban örgütleri arasındaki geçen haftalardaki konuşmalara göre ABD'ye bir terör saldırısı düzenlenecekmiş.
El incremento de las conversaciones entre grupos talibán en Afganistán en las últimas semanas indica que es inminente un ataque terrorista contra Estados Unidos.
Tüm NATO askerlerinin Papa Üssü'nden Afganistan'a geçtiğini gözden kaçırmışım.
Tengo que supervisar el tránsito de todas las tropas de la OTAN que van a Afganistán haciendo escala en la base aérea de Papa.
Yarın olur mu? Pilot olduğunu biliyorum ama Afganistan'a gece görevine de gitmiyorsun ki.
Vale, sé que eres un piloto, pero no es que estés haciendo misiones nocturnas en Afganistán.
- Jeremy bize katıldığın için teşekkürler.
- Jeremy, gracias por estar con nosotros. Devuelta en Nueva York empecé a escribir sobre el JSOC, su ascenso para liderar las fuerzas en Afganistán, sus ataques en Yemen, y sentí como si pisara el cable de una trampa invisible. - Gracias...
Afganistan'daki yükselişleriyle belirleyici güç olmaları, Yemen'deki gizli operasyonları... bu yazdıklarım sanki görünmez bir bubi tuzağının teline basmışım gibi hissettirdi. Gerçek şu ki Birleşik Devletler'in Yemen'deki anti-terör takıntısı insan hakları endişesini doğurmuştur.
La realidad es que la obsesión antiterrorista de EE UU con Yemen, superó el interés por los derechos humanos.
Bu hikayeye başladığımda Birleşik Devletler, Irak ve Afganistan ile savaştaydı.
Cuando comenzó esta historia, EE UU estaban en guerra con Iraq y Afganistán.
Afganistan.
De Afganistán.
O kadın sahtekar.
Si haces esto bien, lo de Afganistán desaparecerá.
Şimdi, bu işi düzelt. Afganistan'dan kurtul.
Puedo decirte que tienes una perspectiva única, Cosima.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]