English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Afrodit

Afrodit Çeviri İspanyolca

170 parallel translation
"Diana'ı yolda kaybetmiş olabilirsin ama... bak" hendekte bir Afrodit var "
"Quizás perdieras a Diana en el camino " Pero, mira, Afrodita cruza tu destino "
Kirke, Afrodit, Troyalı Helen.
Circe, Afrodita, Helena de Troya.
Afrodit'in ( Venüs ) bir armağanı.
Es un regalo de Venus Afrodita.
Afrodit Venüs, onların kalplerine parmak ucuyla dokunur dokunmaz içlerindeki kötülük yok olur.
Venus Afrodita toca... su corazón con los dedos... y libera al diablo.
birer yudum alalım ve Venüs Afrodit gelip bize dokunsun.
Vamos a tomar un trago. Y Venus Afrodita... vendrá a tocarnos.
Sanırım Venüs Afrodit, şu an bana dokundu.
Creo que Venus Afrodita me ha tocado de manera correcta.
Roma ve Yunan uygarlıklarındaki aşk ve güzellik tanrıçaları... Venüs ve Afrodit gibi, ona da tapılmasına rağmen O'nunki şeytani bir sevgiydi, şiddete sürükleyen.
Aunque fue venerada como diosa del amor y de la belleza, como Venus y Afrodita en las culturas romana y griega, su amor era mezquino, cruel y sanguinario.
Benim. Apollo. Güneş Tanrısı, Afrodit'ine...
Tu Apolo, dios del sol, llamando a su Afrodisiaca.
Sana göre bir Afrodit ise, bu senin meselen, güzelim.
Si a ti te parece Afrodita, es cosa tuya, adonis.
Afrodit ve Athena'ya nasıl da benziyor.
lgual que Afrodita y Atenea.
Afrodit'i gururlandırırsın.
No desentonaríais al lado de Afrodita.
Hera, Afrodit...
Hera, Afrodita...
Antik Yunanlılar Afrodit'in ayaklarının dibinde ibadet ettiler.
Los antiguos griegos rendían culto a los pies de Afrodita.
Eminim Afrodit'i kastediyorsunuzdur.
Seguro que quiere decir "a Afrodita".
Afrodit gibisin...
Estas tan perturbadora...
Ya da aşk tanrıçası Afrodit'e.
O a Afrodita, diosa del amor.
- Afrodit'in rahibelerinden biriydi.
- Era la sacerdotisa de Afrodita.
Afrodit tapınağında seviştiler.
Hicieron el amor en el templo de Afrodita.
Hermes oldu Merkür, Afrodit oldu Venüs, Gaya oldu Zemi ( dünya ), Selena oldu Luna ( ay )...
Ahora, veamos Hermes se transforma en Mercurio. Afrodita, Venus. Gaia, la Tierra.
O gece Lenny ve Linda sevişti. Lenny Zeus gibi, Linda'ysa Afrodit gibiydi, sanki afrodizyak almış gibiydiler. Neticeye gel!
Esa noche, Lenny Weinrib y Linda hicieron el amor como si él fuera Zeus y ella Afrodita con un afrodisíaco.
Neyseki Afrodit aşıklara acıdı ve onları tekrar bir araya getirmenin bir yolunu düşündü.
Por fortuna, Afrodita se apiadó de los amantes y pensó en una manera para reunirlos.
Şey, Afrodit Lepidus'u kara... ve Io'yu yağmura çevirdi.
Bueno, Afrodita convirtió a Lápitus en nieve y a Ío en lluvia.
Buna bak... Afrodit'in karaya geldiği deniz kabuğunun bir parçası.
Mira esto un trozo de la venera desde la que desembarcó Afrodita.
Afrodit deniz kabuğuyla ilgilenen kişi sensin, değil mi?
Tú estás interesado en la venera de Afrodita, ¿ verdad?
Benimle Afrodit'in tapınağında buluşun. - Sen nereye gidiyorsun?
Encuéntrenme en el templo de Afrodita.
Afrodit'ten daha mı güzel?
¿ Más bella que Afrodita?
Şimdi, Afrodit'in şu sinir bozucu tapınaklarından kendimizi kurtarmanın zamanı.
Ahora nos libraremos de estos molestos templos de Afrodita.
- Afrodit'le tanıştığını mı söyledin?
- Espera un minuto. - ¿ Dijiste que conociste a Afrodita? - Sí.
Afrodit?
¿ Afrodita?
Afrodit sadece zaten orada olan şeyi kullandı.
Afrodita sólo usó lo que ya estaba allí.
Her daim Afrodit'ti.
Siempre es Afrodita.
İt ile Boru'nun arkasında iş pişiren emici Afrodit mi?
¿ Afrodita Baggot que lo hace tras El Perro y la Trompeta?
Kara Sue, Koca Phoebe Burbage'ın terzisi Rosaline, arkada iş pişiren Afrodit- -
La Negra Sue, la Gorda Phoebe la costurera de Rosaline Burbage Afrodita que lo hace detrás de...
Afrodit...
Afrodita.
Afrodit nasıl Kuzey Yıldızı'nı çalabildi?
¿ Cómo pudo Afrodita robar la Estrella del Norte?
Afrodit'in Tapınağı'ndaki kadınların resimlerinin onun birçok yüzünü temsil ettiğini söylüyorlar, değil mi?
Dicen que las pinturas de mujeres en los templos de Afrodita representan sus tantas etapas, ¿ verdad?
Kim bilir Afrodit elmasla nasıl - aptalca- birşey yapmasını ondan isteyecek?
Quién sabe qué estupidez quiere Afrodita que haga con el diamante.
Afrodit onun üzerine bir tür sihir koymuş olmalı.
Afrodita le debe haber lanzado un hechizo.
Afrodit sana ve Joxer'a olan şeyin bana bunu unutturacağını düşünüyor.
Bueno, Afrodita cree que lo que les pasó a Joxer y a ti me hará olvidarlo pero no.
Bu da Afrodit'in uşaklarını gölün etrafından dolaşmaya zorlayacak.
Y eso forzará a los secuaces de Afrodita a desviarse alrededor del lago.
Afrodit seni büyüledi.
Afrodita te ha hechizado.
Afrodit işte bu yüzden onu istiyordu.
Bueno, es por eso que Afrodita lo quería.
Afrodit'in havası iniyor!
¡ Afrodita apesta!
Çok yakında, insanlar "aşkı" düşündükleri zaman... Zeyna'yı düşünecekler, Afrodit'i değil.
Muy pronto, cuando la gente piense en el amor pensarán en Xena, no en Afrodita.
- Güzellik Tanrıçası Afrodit bile gölgende kalır.
¡ Haces sombra a Afrodita, diosa de la belleza!
Zeus, Athena, Afrodit, Artemis.
Zeus, Atenea, Afrodita, Artemisa.
Afrodit Willow için bir başka kurban.
Suavemente, Johnny mi jingaloe otro sacrificio para Afrodita, Willow.
Hermes, Afrodit, Gaia, Selena, Areus, Zeus ve Kronos. - Evet.
Sí.
Afrodit mi?
¿ Afrodita?
Afrodit'le tanıştım...
Conocí a Afrodita.
Afrodit!
Afrodita.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]