English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Ahali

Ahali Çeviri İspanyolca

285 parallel translation
Kulak verin sözlerime ey ahali Saat 10, çalıyor her kilisenin çanı!
Escuchad lo que voy a decir, buena gente : ¡ Las diez en punto!
Kulak verin sözlerime ey ahali :
Escuchad lo que voy a decir, buena gente :
Dediklerime kulak verin ey ahali!
¡ Escuchad lo que voy a decir, buena gente!
" Makul olun, ahali!
- ¡ Sed razonables!
Bütün ahali evlerindeki tek odada yaşıyor.
Todos los habitantes de una casa hurdana viven en una única habitación.
Belediye Başkanı, meclis üyeleri ve ahali. İstemeyerekte olsa bu bilinmeyen trajedinin nedeninin... babamın kazası yüzünden olduğunun farkındayım.
Herr Burgomaestre, señores concejales, vecinos, me doy cuenta de que mi padre tuvo la desgracia... de ser, sin quererlo ni saberlo, el causante de una tragedia.
Ya kocalarını bırakırlar ve dört çocukla geri gelip misafir odasına yerleşirler ya da kocaları işlerini kaybeder ve tüm ahali geri dönerler.
Si dejan a sus maridos... y vuelven con cuatro niños y ocupan la habitación de invitados... o su marido pierde el trabajo y vuelven todos.
Ahali ikiniz hakkında konuşuyormuş, buradaki yaşantınızla ilgili, savcı bunu iddia ediyor.
Dice que la gente comenta que viven juntos.
Benden size yer ve ahali hakkında bilgi vermemi istedi.
Me pidió que le hablara del lugar y de la gente.
Ahali için bir hastane ve okul yapsınlar diye bu evi onlara vereceğim.
Les daré esta casa para hacer una escuela y hospital para la gente.
Tamam, ahali, kalabalık etmeyin.
no se apelotonen.
Çocuk çoban birçok kez "kurt, kurt" diye bağırmış ama ahali ne zaman onun yardımına koşsa orada "kurt" tan eser bulamazlarmış. "
El chico gritó "el lobo" en varias ocasiones y la gente siempre acudió en su ayuda, para descubrir que no había ningún lobo.
Ben dışardayken Ahali "Tommy, Geliyor?" diye bağırıyordu, ben daha yetişemeden herkes ayrılmış!
Estaba en el establo, cuando vinieron a buscarme, pero no pude irme con ellos, y se marcharon.
Ahali, dışarı çıkın!
¡ Vecinos de la casa!
Ey ahali, duyduk duymadık demeyin Başkanımıza kulak vermeyi ihmal etmeyin.
Venid, honrados ciudadanos, acercaos. Y a vuestro buen Corregidor... prestad atención.
Ey ahali, görüyor musunuz?
¿ Lo veis, amigos?
Dediğimiz gibi ey ahali, burada televizyon kameramızın önünde emekli makinist, eski bir demiryolları görevlisi Otis Denham var.
Como les decía, amigos, aquí ante nuestra cámara... tenemos a un veterano del ferrocarril, Otis Denham, maquinista jubilado.
Hey, ahali bakın!
¡ Escuchad, mirad!
Bakın ahali pis serseri!
¡ Miradle! ¡ Mirad a ese canalla!
Bize köylü, kıro diyorlar, ama biz tarlada çalışmasak zengin ahali ne yerdi?
Quien nos llama paletos no entiende nada. Porque si no trabajáramos la tierra, ¿ qué comerían los señores?
İyi akşamlar ahali.
Muy buenos días a todos.
Hey ahali! Ahali!
¡ Señores, señores!
Hey ahali! Ahali!
¡ Cuidado!
Hey ahali!
¡ Señores y señoras!
Nerede bu ahali?
¿ Dónde está toda la gente?
Hey, ahali!
¡ Eh, venid a ver esto!
Ey, ahali! Gelin, ayıbımı görün.
¡ Vecinos, venid a ver mi vergüenza!
Posta arabası 10 dakika içinde kalkıyor ahali. Mirando, Hebbronville San Ignaba, Bustamante, ve diğer güney noktaları.
Diligencia marchando en 10 minutos, amigos, para Mirando, Hebbronville San lgnaba, Bustamante, y sitios del sur.
Hey, ahali... Eğer müsaade ederseniz bende katılacaktım oyuna...
Bien, amigos... si se me ha invitado a uniros...
Toplanın ahali!
Por aquí, señor... Por favor, pase...
Hayır... Göründüğü gibi değil, şu kör ahali öğrenmeli... senin ne kadar içten biri olduğunu.
No... al contrario de los que pueden ver, los ciegos aprenden a admirar directamente con el corazón.
Değerli ahali, sizlere yarının önemini hatırlatmak istiyoruz.
No olviden no, queridos conciudadanos, que mañana, es el gran día.
Takdir Günü. Unutmayın ey ahali.
¡ El día del Reconocimiento!
Ahali toplanıyor.
La gente se está reuniendo ya.
Duydunuzmu, ahali?
¿ Escucharon, muchachos?
Pekala, ahali, buraya gelin ve oturun.
Muy bien muchachos, ustedes, acérquense y siéntense.
- Ahali nerede? - Saklanıyorlar.
- ¿ Dónde está la gente?
O kadar iyi karşıladıktan sonra ahali dedikodu eder.
La gente hablaría después de lo bien que lo recibimos.
Haklısın, ahali ne der.
Tienes razón. La gente nos criticaría.
Ey ahali gelin!
Ahí. Incorporénse :
Gittiklerinde ise ; yüzlerce yıldır burada hayat süren ahali artık yaşamıyordu.
Cuando se fueron, los miembros de la comunidad, que había existido durante mil años estaban muertos.
Eh ahali, paranızı bankada tutun!
¡ Ciudadanos, guarden el dinero en la caja de ahorro!
Ahali, halk ne düşünür?
¿ Que va ha pensar la sociedad y la comunidad?
Ahali ve halk, insanı yalnızlıktan kurtarmak içindir.
La sociedad y la comunidad existen para librar al hombre de la soledad.
Ayrıca, Radha'nın ahali ne der diye sessizlik içinde acı çekmesi reva mı?
Además, ¿ Es el miedo razón suficiente para hacer sufrir a Radha en silencio?
Amfitiyatroya vardığında tüm ahali ayağa kalkmış.
Cuando llegó al anfiteatro, todo el mundo se puso en pie.
Ey ahali yoldaş Witek'den bahsediyorum...
Compañeros... Se trata del camarada Witek...
Ey ahali...
Compañeros...
Ahali... iyi zamanlarda vardır, kötü zamanlarda...
Vecinos, Hemos vivido de todo. Buenos y malos momentos.
Ahali bakın!
¡ Miradle todos!
Günaydın ey ahali.
Buenos días a todos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]