Ahmed Çeviri İspanyolca
850 parallel translation
Adaların, denizlerin ve yedi sarayın prensi Ahmed.
Ahmed, príncipe de las islas, de los mares y de los siete palacios.
En büyük tecavüz, kudretli halife, sizin soylu eviniz üzerinde işlenmiştir. Bu Ahmed, sıradan bir hırsızdan başka bir şey değildir.
¡ La profanación más asquerosa, oh poderoso califa, ha sido hecha en tu noble casa!
Kendini prens olarak tanıtan Ahmed'i ele geçirene kadar arayın!
Ese Ahmed que se hace llamar a sí mismo príncipe, ¡ persíganle!
Para hariç her şeyin var Ahmet.
Lo tiene todo, Ahmed, menos dinero.
Hadi bakalım Ahmet, aklını işe ver.
Ahmed, amigo, volvamos a lo nuestro.
Ahmet ile konuşuyorduk ve...
He hablado con Ahmed y...
Tanca'lı Abdül Ahmet'in gemisi.
El de Abdul Ahmed de Tánger.
- Ahmed.
- Ahmed.
Seninle Ahmed'in dışında buluşacağım.
Nos vemos en la puerta de Ahmed's.
Mehdi adlı Muhammed Ahmed'e haber yolla, ve ona söyle, Sudan genel valisi Gordon Paşa kampına geliyor.
Gordon Pachá, gobernador general de Sudán, está en su campamento. Miente ante Dios.
Şüpheliyim, Muhammed Ahmed, sen bir kafir değilsin, ama kötülük kokusu alıyorum.
Lo dudo, ya que usted no es un infiel, es que yo huelo a mil demonios.
Muhammed Ahmed, hatırlatmak isterim ki Sudan'a ilk geldiğimde, savaşlarla, açlık ve kötüye kullanımla darmadağın olmuştu.
Mohammed Ahmed, ¿ me permite apuntar que, la primera vez que vine a Sudán, el país estaba enfermo, afligido por el hambre y maltratado por la guerra?
Sevilen bir adam değilim, Muhammed Ahmed, ama bu ülke her zaman tutkuyla sevdiğim bir yer oldu.
No soy cariñoso, Mohammed Ahmed, pero esta tierra se ha convertido en lo único que he amado.
Şehrin sakinlerinden ayrılmak isteyenler, Mehdi olarak tanınan Muhammed Ahmed'in, koruması altına girmekte serbest olacaklardır.
Todos los habitantes de la ciudad que deseen marcharse y buscar la protección de Mohammed Ahmed, conocido como el Mahdi, serán libres de hacerlo.
Anlamalısın, Muhammed Ahmed.
Debería entenderlo, Mohammed Ahmed.
bana söyle, Muhammed Ahmed,
entonces dígame, Mohammed Ahmed,
Hartum'dan gidemem, Muhammed Ahmed, ben de mucize yapacağım. ve buna tanıklık edeceksin.
No puedo abandonar Jartum, Mohammed Ahmed, puesto que yo también obro milagros y será testigo de uno.
Büyük ve bilgili Abu Ahmat ibn bey, bu aracın ilk şoförü bana diyordu :
Por algo el gran sabio Abú Ahmed ibn Bey, el primer chofer de este camión, me decía : "Ten en cuenta Edik..." - Edik. - Alejandro.
Kaminsky, Mcdonald, Ahmed ve iki maltalı'ya ne oldu?
¿ Qué ocurrió con Kaminsky, McDonald, Akhmed, los dos malteses?
Ahmed, milyoner bir playboy.
Conocí a un playboy millonario.
Kapp, Olga, Ahmed.
Kapp, Olga, Ahmed.
Gene dili sivri mi?
Ahmed, sólo piensas en eso.
- Bırak onu, Ahmed.
- Déjalo ir, Akhmed.
Ahmed.
Ahmed.
Komiser, majesteleri Suari Kralı Ahmed Kemal.
Teniente, Su Majestad, el Rey Ahmed Kamal de Suari.
Yarın sabah saat 10 : 00'da, Kralımız Ahmed Kemal başkentimize doğru yola çıkıyor.
Mañana a las 10 : 00 nuestro rey emprenderá el viaje hacia nuestra capital, en Suari.
Ağzın bu kadar laf yaparken, ne olur şu Ahmed'i de alıp bir konuşsan?
Ya que puedes decir muchas cosas, ¿ Porqué no le dices a Ahmed que entre en razón?
Ahmed'in amcası Jabalpur'da bir sigara fabrikasında çalışıyor.
El tío de Ahmed trabaja en una fábrica de beedi ( cigarrillo ) en Jabalpur.
Bana Ahmed'i göndermem için o kadar çok mektup yazdı ki. Patronunu, aynı fabrikada Ahmed'e iş vermeye ikna edecek.
Me ha pedido por carta muchas veces que le mande a Ahmed Y así hablar con su jefe y hallar un trabajo para Ahmed dentro de la misma fábrica.
Ama Ahmed, gitmek için hazır değilmiş.
¡ Pero Ahmed no está preparado para irse!
"İyi haberlerim var, Ahmet'in işi halloldu."
"Las buenas noticias son que el trabajo para Ahmed está listo"
"Lütfen Ahmet'i en kısa zamanda buraya yolla."
"Por favor prepárate a enviar a Ahmed aquí lo antes posible"
Artık Ahmet'in mazeretlerini dinlemeyeceğim.
Ya no voy a escuchar una excusa más de Ahmed.
Ahmed!
¡ ¿ Ahmed? !
Ahmed!
¡ Ahmed!
Ben Mulay Ahmed Muhammed el-Resuli Rif Berberilerinin şefi.
Yo soy Mulay Achmed Mohammed el-Raisuli, el Magnífico jefe de los bereberes.
Ben Mulay Ahmed Muhammed Resuli, Rif'in efendisi.
Soy Mulay Achmed Mohammed Raisuli el Magnífico, señor del Rif.
Mulay Ahmed Muhammed el-Resuli
Mulay Achmed Mohammed el
- 50000'ne diyeceksin, Ahmed?
¿ Y tú, Ahmed? ¿ Qué dices a eso?
- Tam size göre galiba?
- Ahmed, ¿ es ésta tu elección?
Şeyh Ahmed'e 100000'sattım.
¡ Vendida al jeque Ahmed por el precio más alto del día!
Bu da Büyük Ahmet Han, elebaşları.
Él es el Gran Ahmed Kahn, su líder.
Liderlerinin adı Büyük Ahmet Han ve bir süvari şapkası takıyor.
Se hace llamar el Gran Ahmed Kahn y usa un chacó de húsar.
Bu öneriyi merkez komiteye sunmalıyım ayrıca Büyük Ahmet Han'la da konuşsam iyi olacak.
Tendré que presentar el asunto ante el comité central... y debo consultarlo con el Gran Ahmed Kahn.
Ahmet, buna inanamayacaksın.
Ahmed, no vas a creerlo.
Grubun elebaşı olan Büyük Ahmet Han, kaçtı.
El líder del grupo, conocido como el Gran Ahmed Kahn, escapó.
Ahmed'in çay partisine yetişsin.
Quiero eso listo para la fiesta de té de Achmed.
Ahmed Haboush.
Ahmed Haboush.
EMİR AHMED BİN HALİD'İN SARAYI, RİYAD, SUUDİ ARABİSTAN.
Suave con mi chico.
Hayır Ahmet.
Oh, no, Ahmed.
- Allah'ın iyiliği üzerine olsun.
Enviad un mensaje a Mohammed Ahmed, el Mahdi.