Ahmet Çeviri İspanyolca
562 parallel translation
Prens Ahmet'in Maceraları
Las Aventuras Del Príncipe Achmed
Ahmet
Achmed
Prens Ahmet, Dinarzade'nin abisi.
El Príncipe Achmed, su hermano.
Prens Ahmet'in Hikayesi
La Historia del Príncipe Achmed
"Çabuk ol, Ahmet, Peri Banu'yu özgürlüğüne kavuşturmalısın"
"Date prisa, Achmed, y liberemos a Peri Banu"
"Prens Ahmet düşmanların karşısına dikildi!"
"¡ El Príncipe Achmed está ante las puertas!"
Ahmet, Bayan Trowbridge...
Achmed... La señorita, tráela aquí.
- Bize adını söyle. - Ahmet.
- ¿ Cómo te llamas?
- Ahmet.
- Ahmad.
Kral Ahmet!
¡ Ahmad el Rey!
Ahmet kralken mümkün değil.
No mientras reine Ahmad.
- Zorba hükümdarın adı ne? - Ahmet. - Ahmet.
- ¿ Cómo se llama el tirano?
Şimdi söyle. Ben kral Ahmet'im.
Díselo, yo soy Ahmad el Rey.
Ama Ahmet, hayatım boyu büyük bir gemi ile denize açılmayı hayal ettim.
Toda mi vida he soñado con ver mundo a bordo de un gran barco.
Ahmet!
¡ Ahmad!
Ahmet!
Ahmad.
Ahmet, gitmen gerek. Efendimiz geri döndü.
Ahmad, debes irte, ha llegado el señor.
Ahmet görecek.
Ahmad volverá a ver.
Ahmet!
¡ Eh! ¡ Ahmad!
Ahmet'i unut.
Olvida a Ahmad.
Sana söyledim, Ahmet seni unuttu.
Ahmad te ha olvidado ya.
Bu Ahmet!
¡ Es Ahmad!
Söyle bakalım. Arkadaşım Ahmet nerede?
Dime dónde está Ahmad.
- Artık Ahmet'i görebilir miyiz? - Bak.
- ¿ Puedo saber qué hace Ahmad?
Doğru. Bu Ahmet.
¡ Funciona, es él!
Korkma Ahmet! - Benim Abu!
¡ No temas, Ahmad, soy yo, Abu!
- Ahmet!
- ¡ Ahmad!
Ahmet! Ahmet!
¡ Ahmad!
Ahmet.
¡ Ahmad!
Ahmet! Sus.
- Ahmad, ¡ cállate!
- Ahmet, lütfen...
- ¡ Por favor, Ahmad!
Ahmet'i bağışlayın.
Perdone Ahmad.
Sizi buraya getirmek için Ahmet'i ikna eden oydu.
Fue ella quien le pidió a Ahmad que le trajese.
- Peki arkadaşlarım? Ali, Ahmet ve diğerleri?
- ¿ Y Alí, Ahmad y los demás?
Ahmet, özgürsün!
Ahmad, ¡ estáis todos bien!
Oh, bu da kardeşi Ahmet.
Ah, y Achmet, su hermano.
Ahmet?
¿ Achmet?
- Nasılsın, Ahmet?
- ¿ Qué tal estás, Achmet?
Ahmet!
¡ Achmet!
Ahmet.
Achmet.
Para hariç her şeyin var Ahmet.
Lo tiene todo, Ahmed, menos dinero.
Hadi bakalım Ahmet, aklını işe ver.
Ahmed, amigo, volvamos a lo nuestro.
Ahmet ile konuşuyorduk ve...
He hablado con Ahmed y...
Tanca'lı Abdül Ahmet'in gemisi.
El de Abdul Ahmed de Tánger.
Şu yukarıda, Ahmet Beyler'in köşkünde çalışıyorum.
Ahora estoy trabajando en la mansión del Sr. Ahmet.
- Ne var Ahmet?
- ¿ Qué pasa, Ahmet?
- Ahmet, artık dilenmeyeceksin.
- Ahmad, se acabó mendigar.
Kral Ahmet.
Ahmad el Rey.
- Söyle. - Kral Ahmet öldü.
Habla.
Ahmet beni arıyordur.
Voy a ayudarles.
Hayır Ahmet.
Oh, no, Ahmed.