Alaka Çeviri İspanyolca
617 parallel translation
Vakanıza büyük alaka duydum ve...
Tomé un gran interés en su juicio...
- Ne alaka?
- ¿ Qué tiene que ver con esto?
Orada bize hep Alaka gösterdiler
Donde siempre nos trataron gentilmente
Ben hep birbaşıma yaşadım. Bu yüzden diğer insanlara alaka gösteririm.
Yo siempre he vivido solo, me intereso por los demás.
Çamaşır kamyonu ne alaka?
Siga contando.
Minik civciv büyük alaka ister.
Este polluelo necesita estar bien vigilado.
Ne alaka?
- ¿ Por qué me preguntas eso?
Bayım, kız arkadaşım size haddinden fazla alaka gösteriyor ve ben bundan hiç hoşlanmıyorum.
Señor, mi novia le ha estado prodigando atenciones y no me gusta.
- Hala bir alaka göremiyorum. - Hiçbir alakası yok.
- Sigo sin ver la relación.
İlgi alaka istemiyorum.
No quiero compasión.
Dünya Savaşında sen ne yaptın? (? Ne alaka?
¿ qué hacías tú hace 50 años, durante la Gran Guerra?
- Gregory, bunun konuyla hiçbir alaka...
- Gregory, me cuesta creer que...
Yemek de ne alaka?
¿ Qué es eso de una comida?
- Şimdi ne alaka?
¿ Por qué no vienes a Bolonia un mes o dos?
Yaptığım şeyle, şehini aldığım piskopos arasında ne gibi bir alaka var sanki?
Como si importara lo que hago con un Obispo... cuya ciudad acabo de conquistar.
Bu kadar dert, alaka.... Ah, Allah korusun.
¡ Ah, que me salve Alá, de tantos problemas y preocupaciones!
- İkisi arasında nasıl bir alaka kurdun?
- No veo qué relación...
Fakat eminim ki önsezine alaka göstereceğiz.
Pero respetaremos su corazonada.
Ne alaka dostum?
¡ Esa no es la cuestión!
İçi kıpkırmızı olanlardan. Ne alaka Carl!
Santo cielo, Carl. ¿ Por qué allí?
İnsanın yaşı ile ölmesi için gereken süre arasında en ufak bir alaka yoktur.
La edad no tiene que ver... con cuánto tardamos en morirnos.
Bu adama biraz alaka gösterin.
Este hombre necesita atención médica.
Kendisine materyalin bir alaka içermediğini söyledim.
Le dije que... el material no guardaba relación.
İlgi, alaka nerede?
¿ Dónde está el cuidado?
Garip demişken, ne alaka şimdi bu mobilyacı olayı...
- Y hablando de eso te gustan esos muebles...
Kızlar çok yalnızdı. Kocalarından ilgi ve alaka istediler.
Las chicas se sentían solas y querían el cariño de sus maridos.
Mırıldanmak ne alaka!
¿ Qué tiene que ver el saber tararear?
Bana soru soran insanlara alaka gösterdim.
Me interesa la gente... que me dirige sus preguntas.
Ne alaka. Dam üstünde serçe, vur beline kazmayı.
Dices cosas muy concurrentes.
Gördüm de ne alaka?
- Sí, la veo. ¿ Qué tiene de raro?
Öncelikle net bir karar vermeden önce kilisemizin değiştiğini ve genç Hristiyanlarla daha fazla ilişki ve alaka kurmak için neler yaptığını anlatmama izin verin.
Bueno, antes de que tomen decisiones apresuradas quiero recordarles que la iglesia está cambiando para satisfacer las necesidades de los jóvenes cristianos de hoy.
Al sana alaka.
Entonces aquí entras tú.
Mockridge, Minotor'un sahibi, ama'bir filin gözünün yüksekliği'ne alaka?
Mockridge es dueño del Minotauro, pero ¿ qué es tan alto como el ojo de un elefante?
Sally için, bu kelimeler belirli bir alaka taşıyordu.
Para Sally, esas palabras tenían una significado especial.
Tanrı ne alaka yahu- - Ben maymun adam istiyorum.
Dios o no Dios, quiero mi hombre mono.
Ne alaka?
- ¿ Qué pasa?
Görünüşe göre Dukat kısa süre önce istasyona gelen yetime aniden alaka gösteriyor.
Y, de repente, Dukat se interesa por este huérfano que llega a nuestra estación.
- Mısır da ne alaka?
- ¿ Qué tiene que ver?
Ama yelkenli ne alaka?
Entendería un abrigo o un vestido. ¿ Pero un barco?
- Yok lan ne alaka.
- No. ¿ Meterme con tus cosas? No.
Nasıl alaka kurdun ki?
¿ Cómo podrías relacionarlo?
Eğer onlara alaka gösterirsen Richard, tepene çıkarlar senin.
Si les prestas atención, Richard, se aprovecharán.
Sandalye ne alaka?
¿ Y la silla qué?
Billy Loomis ne alaka ya?
¿ Qué carajo?
Ne alaka?
¿ Le conoces?
Ne alaka? - Evet. Onu okuyup hemen geçtik ama bence onu bir kere daha yüksek sesle okumalıyız
Ya la pasamos, pero deberíamos leerla de nuevo.
Ee beyler, şapkam ne alaka diye sormayacak mısınız?
¿ No van a preguntarme acerca de mi sombrero?
Evet, Carl. Bu şapka da ne alaka?
Carl, ¿ por qué usas ese sombrero?
Bir alaka göremiyorum.
No veo la conexi + ¦ n.
Ne alaka?
- ¿ Para qué?
- Hemen alaka gerektiren bir kriz mi var?
- ¿ Pasa algo?