English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Almayacağım

Almayacağım Çeviri İspanyolca

1,782 parallel translation
Ben bu riski almayacağım.
Y no correré ese riesgo.
Sanırım bunun için de bir davet almayacağım.
Probablemente no conseguiré una invitación.
Bugün almayacağım, Baiano.
No llevaré nada hoy, Baiano.
Ama birbirimize hediye almayacağımızı söylemiştin. Bu haksızlık.
Nio eres justo, porque dijimos sin regalos
Bay Hamilton fazla vaktinizi almayacağım.
Señor Hamilton, no quiero tomarle mucho tiempo.
Ben senin botunu almayacağım.
No montaré su inflable, Sr. Wong.
Artık seni hafife almayacağım!
¡ Ya me harté de estarte aguantando!
Zaman ayırdığınız için minnettarım, çok zamanınızı almayacağım.
Aprecio que me reciba, no tomaré mucho de su tiempo.
Henry'yi anaokulundan almayacağım.
Y no voy a sacar a Henry de su guardería
Size ilaç filan almayacağım.
No te conseguiré la pastilla.
Nora, bu konuda o kadar eminim ki senden bu danışmanlık için ücret almayacağım.
Nora, estoy tan convencida, que no le voy a cobrar esta consulta.
Fazla zamanını almayacağım, fakat bazı sorularım olacak. - Ne konuda?
No quiero robarte mucho tiempo, pero tengo algunas preguntas.
Buraya, kör çocuğun mızmızlanmaları için geldiysen, dikkate bile almayacağım.
Si has venido aquí con más quejas del chico ciego, caerán en oídos sordos.
Bayanlar baylar, kısa bir açıklama yapacağım ve bu sırada soru almayacağım.
Damas y caballeros, tengo un breve comunicado y no contestaré preguntas esta vez.
Aslında Chris almayacağım.
- En realidad Chris, no lo hice.
- Bu makine bozuk! - Bunun parasını almayacağım.
Esa máquina está jodida, Bola.
Kanatçık falan almayacağım.
No tendré alas.
Doğum günün için sana havlu almayacağım.
No voy a regalarte toallas para tu cumpleaños.
Seni yarınki ameliyata almayacağım.
- No te permitiré entrar en la cirugía.
Vaktinizi almayacağım.
Lo haré rápido.
Bir çocuğun parasını almayacağım.
- No voy a tomar el dinero del niño.
Şirket üç yeni ürün satışa sunarken herhangi bir ödeme almayacağımız çözülmemiş bir dava için... İşten arazi olacağım başka biri ise bütün artıları toplayacak.
Faltaré al trabajo el día en que lanzamos tres nuevos productos para perder tiempo en un caso irresolvible por el cual no nos pagarán y alguien más se quedará con el crédito.
Senden moda taktikleri almayacağım.
No aceptaré tus consejos de moda.
- Hayır, almayacağım.
- No, estoy bien.
En çok sevdiğim insanı o yollarda yanıma almayacağım.
No voy a sacar a la persona que más quiero a esas carreteras.
İstediğiniz kadar bakın, sizden para almayacağım.
Miren todo lo que quieran, no les cobraré.
Başka risk almayacağım.
No tomaré más riesgos.
Kuponu almayacağım.
No me llevaré el cupón.
Almayacağım.
No quiero nada.
Tekrar ceza almayacağım, tamam mı?
No me van a volver a castigar, ¿ de acuerdo?
Gerçek silah almayacağım, anne.
Pero no compraré un arma. No voy a...
Ona bir şey almayacağımı söyleyin.
Dígale que yo... no voy a llevarme nada.
Senin kredi kartını almayacağım ama sende oraya gidip oturacaksın... ve garip şeyleri dinleyeceksin.
Te sentarás y escucharás las cosas chistosas que aceptaría en vez de tu tarjeta de crédito
Geri almayacağım çünkü sen diplomalı bir kaçıksın.
¡ No lo retiraré porque eres una loca de remate certificada!
Fazla zamanını almayacağım.
Ya no cometeré errores.
Sen kendini iyi hissedesin diye bir daire almayacağım.
No voy a comprarte un departamento sólo para hacerte sentir mejor.
O yüzden vaktini almayacağım.
Por eso no quiero hacerte perder el tiempo.
Bu yazı hakkında olmasa iyi olur çünkü bunun suçunu üzerime almayacağım!
¡ Más vale que no se trate de esa declaración porque yo no me haré responsable por esto!
Hayır almayacağım!
¡ Deme eso! - ¡ Suéltalo!
Amazon'da işaretlediğim sayfaların kutsallığını bozmandan hoşlanmıyorum ve... B ; Onu Amazon'dan almayacağım çünkü kabul edecekleri kredi kartım yok.
A, no aprecio que violes la santidad de mi Lista de Deseos de Amazon y B, no compraré eso en Amazon porque resulta que no tengo una tarjeta que ellos acepten.
Annenden yardım falan almayacağım, almayacağım.
No aceptaré la caridad de tu madre, no.
Bunlardan geç iade zammı almayacağım.
Bueno, no voy a cobrarte la multa por retraso.
- Bunu almayacağım.
- No lo voy a coger.
Söz, yüzünü kadraja almayacağım.
Voy a paralizar mi cara. Lo prometo Quédate ahí
Ben bir şey almayacağım. Teşekkürler.
Para mí nada, gracias.
Ben bir şey almayacağım. Teşekkürler.
Nada para mí, gracias.
Ama ben cömert bir tanrıyım seni, aklın havsalan almayacağı kadar zengin edebilirim.
Pero soy un Dios generoso. Puedo hacerte más rico de lo que imaginas.
Hiç paramız olmadığından ve hiçbir arkadaşımız bizi evine almayacağından, gidebileceğimiz bir tek yer vardı.
Dado que no teníamos dinero y, bueno ninguno de nuestros amigos nos dejaba quedarnos con ellos había un sólo lugar donde ir.
Almayacağım.
No.
- Hayır, almayacağım..
No, no, no quiero...
Herneyse, sen tanıdığım en dinine bağlı kişi olduğun için, bizi kilisene alıp almayacağını merak ediyordum.
De todos modos, eres la persona más religiosa que conozco, y me preguntaba si no te importaría llevarnos a la iglesia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]