English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Ante

Ante Çeviri İspanyolca

17,917 parallel translation
Leonard'ın bana verdiği karşılıklar artık son derece içe dönük olabiliyordu...
Leonard, al reaccionar ante mí, podía ser dramáticamente contenido,
Bir grup adam, cemaatin önünde başlarını dua örtüleriyle örtüp bir dua mırıldanırlardı.
En un momento, un grupo se levantó ante la congregación, se taparon con el manto de oración y rezaron una plegaria.
o bir iblis gözlerinde herkes bir iblis mi?
Ella es un demonio. ¿ Así que todo ante tu vista es un demonio?
karmamız burada sona eriyor bana diz çökme
Nuestro karma termina aquí. No te arrodilles ante mí.
Tutuklanmanızın ardından yargıca verdiğiniz ifade işimizi kolaylaştırmıyor.
Siguiente a su detención, su declaración ante la juez de instrucción era inútil.
- Bütün okulun önünde!
- ¡ Ante toda la escuela!
- Pekala, neymiş? Bir daha beni Richie'ye ispiyonlarsan amına tekmeyi yersin.
¡ Delátame otra vez ante Richie... y te doy una patada por el coño!
En başta eğer bir grupsanız hep birlikte aynı zamanda aynı şarkıyı çalıyormuşsunuz gibi hissetmemiz gerek. Tamam mı?
Ante todo... una banda debe tocar la misma canción... todos al mismo tiempo.
şimdiyse, Ülkenin başkentinde, dünyanın göz önünde, Politik, hukuksal, kişisel ve duygusal olarak karşı karşıya geldiler.
Ahora, en la capital del país y ante el mundo, son oponentes de una disputa personal, política... y emocional de proporciones históricas.
Halk'a kötü şeyler sunmaya devam edelim dorsun yani, yine de bu sonucu değiştirmez.
Así que podemos seguir hablando sucio ante la nación si quieres, pero no va a cambiar el resultado.
Spyros, doğru şey önünde diz çöküp de o küçük sikine sakso çekse, yine de onun doğru şey olduğunu anlamazsın sen!
Spyros, ¡ no sabrías qué es hacer lo correcto aunque me arrodillara ante ti y te chupara tu diminuta y maldita polla!
Hayal gücü kıt, ama iyi niyetli devlet görevlileri karşısında yılmak bilmeyen cefakar kahramanımız.
El duro individuo que no se acobardaba ante las poco imaginativas autoridades con buenas intenciones.
İsa'ya hesap veriyorum.
Yo respondo ante Cristo.
Üstelik kimseye hesap vermezsin.
Lo manejáis todo y no respondéis ante nadie.
Belediye başkanlarına, valilere, Tanrı'ya bile.
Ni ante alcaldes ni ante gobernadores ni ante Dios todopoderoso.
Bir eşim ve genç bir kızım var ve inan bana, onlara her şeyin hesabını vermek zorundayım.
Bueno, tengo una esposa y una hija adolescente y, créeme, respondo ante ellas por todo.
Bu sahte funk'la Herkesi coşturduk
Fuimos unos impostores Ante todo el mundo
Notorious Three'ye böyle kekelersen bizi sarıp sigara gibi içerler.
Si tartamudeas ante los Notorious Three, nos cogerán, nos liarán y se nos fumarán.
Ceza mahkemesine çıkmadan önce seni süreceğim.
Lo arrastraré ante el consejo de magistrados.
Herkes dehşet içindeyken o küçük kediyi öldürüp paramparça etti.
Y ante el horror de todos, mató al pobre gatito. Lo hizo pedazos.
Tantana ediyor sen benim için dikleniyorsun, ben senin için dikleniyorum ortak düşmana karşı beraber davranıyoruz.
Se va de la boca, sacas la cara por mí, yo la saco por ti, nos unimos ante un enemigo común. Es decir, es una jugada inteligente.
... rehinelerin güvende olması ve Arap gerillaların adalet önüne çıkması öncelik.
A los rehenes a salvo, y llevar a las guerrillas árabes ante la justicia.
Mahkeme öncesi meseleler oldukça karışık ve bilgili jürilerin olmasını gerektiriyor,... ayrıca jüriyle karşılaşmak için de çok karmaşık.
Las cuestiones ante la Corte son suficientemente complejas... para requerir la atención de un Juez con conocimiento, y demasiado complejas para hacer frente a un jurado.
Siz de kabul edersiniz ki,... eğer çatıda o bahsettikleri boşluklar olsaydı,... ki bu iddiaların en temel savunmasıydı,... şimdiye kadar bulmuş olurlardı.
ESTO NOS MATARÁ ANTE LA PRENSA - Se apreciaría, si hubiera habido esos agujeros en ese techo, que son el pináculo cardinal de la Defensa en esta acción, los habrían encontrado para ahora.
Düşmanının karşısında durmak güçtür... ve bilinmezdir, yorucudur.
Ponerse de pie ante el enemigo era arduo. E incierto y agotador.
Kırsal kesimden Kingston'a geliyorsun, başkente kendi halkının önünde koşuyorsun ve tıklım tıklım dolu stadyumun önünde sakinliğini koruyabiliyorsun. İşte her şey burada başladı.
Venir de una zona rural, llegar a Kingston, una ciudad, presentarte ante tu público, y ser capaz de mantener la compostura en un estadio abarrotado, ahí fue donde comenzó todo.
Bolt Blake tarafından bir kere daha yeniliyor!
¡ Bolt pierde ante Blake una vez más!
İblis'in önünde sürünecek.
Repta ante la Bestia.
Şartlı tahliyenizin ihlali sebebiyle 200 dolar tazminat ödemeye mahkum edildiniz. Ve mahkeme tarafından daha önce belirlenen...
Por quebrantar la condicional, se les ordena pagar una fianza de 200 dólares y comparecer ante el tribunal...
Bu doğru ama şimdi kararı temyiz için eyalete taşıyabiliriz.
Sí, pero ahora podemos recurrir ante Virginia.
Bugün önünüzde ırkçı yasa ve kölelik yasasının en iğrenci dediğimiz şey var.
Tienen hoy ante ustedes la más deleznable de todas las leyes segregacionistas y esclavistas.
Bu uzun yolda.. ... ne sorun çıkarsa çıksın.. ... birlikte üstesinden geleceğiz
En el largo camino ante nosotros... no importa lo que ocurra... lo superaremos, juntos.
Bugün hangi saçmalıklar var önümüzde bakalım?
Y lo trivial negocio es ante el tribunal hoy?
Tableti aile mezarlığımda buldum. Üzerindeki sembolü bu güne kadar çözememiştim. Antrenin duvarında belirdiğinde...
La tableta que encontré en mi cripta familiar tenía un símbolo que no pude traducir hasta hoy, cuando apareció en la pared de la ante cámara.
Psikolojik yapısı, aşağılanmaya karşı çok olumsuz bir tepki vermeye itiyor.
Todo su perfil psicológico lo condiciona para reaccionar muy mal ante la humillación pública.
Bence bu sorunlu bir çocuğa verilen çok acele ve açıkçası hiç profesyonelce olmayan bir tepki.
Solo creo que es una reacción tremendamente dura, y sinceramente, poco profesional, ante un chico con problemas.
Lütfen bana gösterin!
¡ Por favor aparezcan ante mí!
Bir daha hırsızlık yaptığını duyarsam bu sefer altınını değil, elini alırım.
Si vuelves a estar ante mí por robo, te quitaré las manos, y no solo el dinero.
Yapılan her talebe razı geliyorsun.
Cedes ante cada demanda que se te hace.
Darağacından kaçtıktan sonra Breca'yı kanuna teslim etmek için bizi tuttu.
Nos contrató para llevar a Breca ante la ley después de escapar de la horca.
Biz konuşurken Heorot kapılarımıza dayanıyor olabilir!
¡ Herot podría plantarse ante nuestras puertas mientras hablamos!
Kapıya bir muhafız diktim.
Tenía un guarda ante la puerta.
Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine kullanılabilir!
Todo lo que diga podrá ser utilizado en su contra ante un tribunal.
Birileri kendini 6 treninin önüne attı.
Alguien se lanzó ante el Tren 6.
Pekala, her şeyden önce o bir şirket dairesi. Komik.
Ante todo, es de la empresa.
Broussard bir şeye tepki veriyor.
Mira. Broussard reacciona ante algo.
Bizi rakiplerimize zayıf gösteriyor.
Nos hace parecer débiles ante nuestros competidores.
Bay Axelrod konumunu güçlendirmeye ve MKBK'ya ibraz etmeye hazır.
El señor Axelrod está preparado para incrementar su posición y presentarse ante la Comisión.
Basın toplantılarında soruları ilk ben yanıtlayacağım.
Contesto preguntas primero ante cualquier periodista.
Konseye cevap vermek zorunda kalacaksın.
Tendrás que responder ante el consejo tú mismo.
Kimseye hesap vermek zorunda kalmayacağız.
No tendríamos que responder ante nadie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]