Arazi Çeviri İspanyolca
2,981 parallel translation
Bir parça arazi ve eski yüzyıllara geri gidersek, Büyük annesi Helen Topping bir inşaatçı ile evlendiğinde bir centi bile yoktu ve onu yok ettiler.
Tenían un pedazo de tierra y un antiguo título nobiliario pero le dejaron a su abuela, Helen Toppig, sin un penique cuando se casó con un constructor.
Komşuluk davalarından, arazi anlaşmazlıklarından ve lanet olası kırık vazolardan yoruldum.
ESTOY HARTA DE PELEAS VECINALES, DISPUTA POR TERRENOS Y PLATOS ROTOS.
Eğer nehir sınır ise, bu arazi Calloway'in.
Si el río es el límite de la propiedad, y este campo es de Calloway.
Boş arazi.
Estaba vacía ;
Ama bu arazi...
Pero este sitio...
Teyit edici bir belge. Southfork'taki maden hakları ile arazi haklarını ayıran bir belge.
Un documento de fideicomiso... separando los derechos sobre los minerales de la escritura de propiedad de Southfork.
Çocuklar, özür dilerim ama arazi dolandırıcılığı davamı öğlene kadar AUSA'ye teslim etmeliyim. - Neal, sen...
Lo siento, pero al mediodía debo llevar mi caso de fraude de tierras al fiscal.
Fakat arazi manastıra ait, bana değil.
Pero la tierra pertenece al convento, no a mí.
Arazi senin. Bina için parayı da ben vereceğim.
La tierra es tuya y yo voy a financiar la construcción.
Eğer arazi bizim olursa daha iyi çalışırız!
¡ Trabajaremos muy duro si la tierra es nuestra!
Ağaçlar onlarınmış ama bu arazi onların değilmiş.
Los bosques eran suyos, pero esta tierra de aquí no lo era.
Çocuğun altında arazi motosikleti vardı.
El chaval estaba en una sucia moto.
Sharp en son evinin arkasındaki çölde arazi motosikletini sürerken görülmüştü.
Sharp fue visto por última vez llevando su moto hacia el desierto detrás de su casa.
Niye ben, aa, bu arazi arabasındayım?
¿ Y dónde estoy, en un arenero?
- Arazi bir kaç yıl sonra ot doldu, o zaman birazını Newett'e kiralamaya karar verdim.
Pocos años después aún podía sacar tajada a la tierra, así que decidí ceder una parte a Newett.
Dağlık arazi robotları yavaşlatabilir fakat savaş gemilerini durdurmayacak.
Los montes pueden atrasar a los droides, pero no detendrán a las cañoneras.
Rastovci'de amcamın bana bıraktığı arazi ile biraz da param var, bir ev yapacağız ve çocuklarımız olacak.
Hay unas tierras en Rastovci que me ha dejado mi tío. Tengo dinero, construiremos una casa y tendremos hijos.
Çok fazla geniş yol ya da uçağı indirecek geniş bir arazi yok.
No hay tantos trechos de caminos o espacios suficientemente grandes para aterrizar un avión.
Güzel, böylece kocaman bir terk edilmiş arazi gibi görünecek.
Bien, porque así como están es como poner un cartel de "hay lugar".
Bu iki kız, motorsikletli kişilerin, bir arazi aracındaki bir siyahı vurduklarını söylüyor.
Estas dos chicas dicen que vieron a hombres en motos disparando a un hombre negro en un todoterreno.
Burada uyandım ve arazi görevlisini buldum.
Me desperté aquí y... Me encontré con un jardinero.
Patron, arazi Whitting ailesine ait. Virginia'nın köklü bir ailesi.
Jefe, las tierras pertenecen a la familia Whitting.
Buralarda satılık bir arazi olup olmadığını biliyor musunuz?
¿ Conoces a alguien que tenga algún terreno a la venta por aquí?
Tug onlara karşı bir arazi davasını kazanmıştı.
Tug ganó hace poco una querella por la propiedad a los Mobley.
Kan davaları genellikle arazi meseleleriyle alakalıdır.
Bueno, las enemistades tribales normalmente son territoriales.
Bu yüzden geçmişten beri arazi için didişiyorsunuz.
Así que han estado peleando por la tierra desde entonces.
Evet kucaklaştılar sonra Haqqani arazi aracına binip gitti.
Sí, se abrazaron, y luego Haqqani se marchó en un todoterreno.
4000 dönüm arazi, izinsiz girenler olur.
En 1000 hectáreas de bosques hemos visto intrusos.
İşlediğimiz 10 dönüm arazi var, arka tarafta 5 dönüm daha var.
Tenemos diez acres sembrados, cinco más en barbecho.
Tanrının lütfüyle nehrin yakınlarında ucuz bir arazi bulduk.
Gracias a Jesús encontramos un terreno barato cerca del río.
Sevilen bir baba en ufak bir arazi düşmanı?
¿ Odiador de incluso un mínimo mantenimiento de la parcela?
Arazi avantajı onlarda.
Tienen la posición elevada.
arazi belgelerini dağıttıIdıgı gün kaza degildi onlar bi kaza yarattı.
No fue un accidente que ocurrió el día de la entrega de los documentos de la tierras. Se hizo para que pareciera un accidente.
Raghupathy leased den 3000 dönüm arazi kiradılar ve onlara bi geçim kaynağı verdi.
Raghupathy arrendó sus 3000 hectáreas de tierras agrícolas a la gente de Rayadurgam..... y les dio la vida.
senin tahminin. doğrudur bu alanda, hagi arazi 3000 dönüm ciflik için kiralamak için orda a sınıf. demir cevheri var biz ordan kazandığımızda altın banyolar yapacaz kardeşim!
Tu conjetura es correcta. Como piensas, esta zona..... de 3000 acres de tierra se las arrendó por Raghupathy a unos peones agrícolas.. .. y contienen buen mineral de hierro.
Rayadurgam ma arazi belgelerini alıp gelmesini süyle.
Dile que venga a Rayadurgam con los documentos de las tierras.
Çocuğun altında arazi motosikleti vardı.
El niño estaba en una moto.
Sharp en son evinin arkasındaki çölde arazi motosikletini sürerken görülmüştü. Dedektifler her türlü yardıma açık olduklarını -
Sharp fue visto por última vez con su motocicleta en el desierto que hay detrás de su casa.
Arazi de dahil mi?
¿ Incluidos los terrenos?
Ama arazi... arazi sabit kalır.
Pero el terreno... el terreno es una constante.
Eğer bu arazi aile içinde kalırsa, Catherine'e de hayat verecek.
Si el terreno permanece en la familia, le dará a Catherine un lugar de origen.
Çok geniş bir arazi var.
Hay un montón de terreno.
J.B. Allen'in son 30 yıldaki arazi düzenlemelerine baktım.
Rastreé las propiedades de J.B. Allen en los últimos 30 años. Están por todo el mapa... de Arizona.
Beyaz arazi aracı.
Un todoterreno blanco.
Yeni mallar gelince arazi olacağı tutuyor.
Parece que siempre desaparece cuando llegan nuevas mercancías.
Parasını, kötü arazi satışında ve kumar yüzünden harcamış sonunda da.
Acabó perdiéndolo en tratos de terrenos malos y por tener la costumbre de jugar.
Bayanlar baylar, burası Desert Blast 200 Arazi Şampiyonluğunun yapıldığı yer.
Este, damas y caballeros, es el Desert Blast 200, Campeonatos Fuera del Camino.
2007'de yatırım gurubunuz Cumberland nehri boyunca 75 milyon dolarlık arazi aldı.
En 2007, su equipo de inversión... compró tierra a lo largo del río Cumberland por 75 millones.
- Bu arazi hakkında.
- sobre esta tierra.
Bu arazi artık benim. En başından beri olması gerektiği gibi.
Esta tierra es mía, finalmente, como debería haber sido desde el principio.
Büyük bir arazi.
Es un propiedad grande.