Argos Çeviri İspanyolca
104 parallel translation
Argos?
¿ Argos?
Bay Knapp'ın firması, Argos uydusunun elektronik kısmını yaptı.
La Cía. del Sr. Knapp hizo el trabajo electrónico en el satélite Argos.
Argos Film ve Şili Üniversitesi Sunar
Argos Film y La Universidad de Chile Presenta
Argos, Svenskfilmindustri, Sandrews, Anouchka çekilen 121 siyah-beyaz film içinde Fransızca olan 3-4 tanesinden biri olan bu filmi takdim eder.
LA INDUSTRIA FÍLMICA ARGOS SVENKS MUESTRA UNA DE SUS 121 PELÍCULAS EN BLANCO Y NEGRO DE IDIOMA FRANCÉS QUE AUN EXISTEN.
Argos ovasında, uzun bir sıraya dizilmiş yaklaşık 500 kız ve erkek çocuğu... kurban ediyoruz.
El sacrificio es un grupo de niños : 500 chicos y chicas dispuestos en fila en la planicie de Argos.
Argos olduğunu biliyorum, çünkü toprak kızıl.
Sé que es Argos porque el suelo es rojo.
Ben ancak, insan başlı atların Argos topraklarını ezdiğini resmeden sayfalara bakıyorum. Penceremin dışında ise, o çocuk Hampshire çayırlığında insan başlı atın ta kendisi olmaya çalışıyor.
Veo láminas de centauros pisando el suelo de Argos y ese chico intenta ser uno en un campo de Hampshire.
Sen, Argos'tan giderken... koşum takımlarından soyan... Kirke'nin yeşil ışığının vurduğu... altın bir günde doğdun.
Tú que naciste del Día Dorado... del último amanecer en donde el rayo verde de Circe se agitó... despojándolo de su arnés brillante... cuando galopaba desde Argos.
Onun suçu ve günahı Argos'a utanç getirdi.
Su culpa y pecado trajo vergüenza a Argos.
Argos kralı Acrisius kızını ve torununu denize bıraktı.
El rey Acrisio de Argos lanzó a su hija y su nieto al mar.
Argos'u yok et!
¡ destruye Argos!
Onun kurtulup Argos'un yok olacak olmasının nedeni bu.
Por eso será salvado y por eso Argos está condenado.
- Argos krallığının varisiyim.
- Soy heredero del reino de Argos.
Demek adın Perseus ve Argos krallığının varisisin, öyle mi?
¿ Dices que eres Perseo, heredero del reino de Argos?
Bir gün kral olarak Argos'a döneceğim.
Algún día volveré a reclamar Argos.
Güzel prenses ve kıskanç zorba annenle senin denize bırakılmanız ve Argos'un yok edilmesi.
La hermosa princesa y el tirano celoso tú y tu madre arrojados al mar y la destrucción de Argos.
Prens Perseus, Argos krallığının varisi.
Perseo, príncipe y heredero de Argos.
Kraken Argos'u yok ettiği gibi Joppa'yı da yok etsin!
¡ Que el lKraken destruya a Joppa... ¡ Exijo justicia!
Hey, Argos!
¡ Eh, Argos!
Jason kendine bir argos teknesi yaptı ve yelken açtı Kolkhis'e, Altın Post'u almak için.
Jason construyó su nave Argo y navegó hacia Colchis para obtener el vellocino de oro
Evet efendim. Uygun iki varış yeri var. Brechtian Kümesi ve Argos Sistemi.
Hay dos posibles destinos, el cúmulo brechtiano y el sistema Argos.
Ve Kartaca'da güzel Io ( Nehir Tanrısı Argos'un kızı ) ile tanıştı.
Él conoció a la bella Ío en Cartago.
Sparta ve... Argos da olabilir.
Tal vez Esparta y Argos.
Argos şehrinin yurttaşları... çok görkemli bir güne geldik... ülkemizde kanun düzenini yeniden sağlayabileceğimiz bir güne... kanuna itaat eden yurttaşlarımız hayatlarını daha fazla korku içinde yaşamak zorunda değiller... isyankar hareketlerin dehşetinden dolayı.
Ciudadanos de Argos hemos llegado a un día glorioso. El día en el que restauraremos el orden de la ley en nuestra tierra en el que los ciudadanos observantes de la ley no tendrán que temer por sus vidas ni por rebeldes actos de terror.
O Argo'nun direğidir.
Eso es parte del mástil del Argos.
Bildiğimiz Argo mu?
¿ El Argos?
Argos'da bizim böyle bir zaman sayacımız yok.
Así no contamos el tiempo en Argos.
Öyleyse Argos'daki yaşlanmayı nasıl sağlıyorlar?
Entonces, ¿ cómo provocan el envejecimiento en Argos?
Belki de Argos'da onların başka bir iş yapmalarını sağlayan birşey daha vardır,... havada ya da yiyeceklerde.
Quizá haya algo en Argos que necesitan para poder operar. Algo en el aire o en la comida.
- Argos projesi üzerine çalışmalar durduruldu.
- El proyecto Argos queda cancelado.
General Argos'a geçit yolculuğu kesin olarak yasaklandı, önümüzdeki birkaç bin yıl için ama birşeyler gönderebiliriz...
El general dice que el viaje aArgos... está estrictamente prohibido durante los próximos... milenios. Pero podemos enviar objetos.
Argus sülünü bütün kuyruk ve kanat tüyleri içinde en uzununa sahiptir - ki bu da muhteşemdir.
El faisán argos tiene las más largas plumas de la cola, y plumas de las alas que son ciertamente igual de espectaculares.
Belki de Argos'da onların başka bir iş yapmalarını sağlayan birşey daha vardır, havada ya da yiyeceklerde.
Quizá haya algo en Argos que necesitan para poder operar. Algo en el aire o en la comida.
General diyor ki, Argos'a geçit yolculuğu kesin olarak yasaklandı, önümüzdeki birkaç bin yıl için.
El general dice que el viaje a Argos está estrictamente prohibido... durante los próximos... milenios.
Agros'da yaşlanmaya nasıl sebep oluyorlar?
Entonces, ¿ cómo provocan el envejecimiento en Argos?
Başka bir işlev için Argos'da olan bir şeye ihtiyaçları var belki de.
Quizá haya algo en Argos que necesitan para poder operar.
General, Argos'a geçit yolculuğunu yasakladı, gelecek birkaç bin yıl kadar.
Elgeneraldice que el viaje aArgos está estrictamenteprohibido... durante lospróximos... milenios.
"Sessiz-av, Yerliler tarafından mükemmelleştirilmiş bir sanattır, " çocukluklarından bir gölge gibi hareket etmeyi öğrenmişlerdir, " hareketleri yağ gibidir, duyguları her an tetikte ;
"La caza silenciosa, arte practicado por los indios, quienes, desde la infancia, se mueven como sombras con movimientos suaves como el aceite y todos los sentidos en alerta, pues el bosque tiene ojos de Argos."
Bu bir Goa'uld tablet aygıtı, Argos'da bulduğumuza benzer.
Es una tablilla Goa'uld, como la que encontramos en Argos.
Argos'takine benziyorlar.
Se parecen a las de Argos.
Seni "ikizledim".
Te he creado un gemelo. Dos D'Argos...
İki D'Argo var artık, eş ve özgün.
Dos D'Argos... Iguales... y originales
Argos P3X-8596'da SG-1'in bulduğu bir değişik dilin cihazın üzerinde bulunduğunu gösteren fotğraflar.
He encontrado fotos de un aparato en un raro dialecto... que el SG-1 encontró en el planeta Argos P3X-8596.
Pelops adındaki Goa'uld Argos'taki insanları hızlı bir şekilde yaşlandırmak için nanoteknoloji kullanmıştı.
Los Goa'uld usaron nanotecnología para acelerar la vida delos habitantes de Argos.
Yani Argos'ta boyle çalışıyorlardı. Değil mi Albay?
¿ Así fue en Argos ; no, Coronel?
Ama Kaldon'a, Argos'a gemilerin kalktığı limanlarım vardı.
Pero tenía esas muelles hasta que Caldon y Argos y...
Bölge'de Argos'tan alınmış bir Goa'uld nanoteknoloji örneği var.
El Area 51 tiene una muestra de la tecnología de nanocitos de los Goa'uld del planeta Argos
Argos'da bulabileceğin bir şey değil.
Pues no es algo que puedas comprar en el super.
Argos adlı bir gezegeni ziyaret ettin ve kanındaki nanitler senin yapay olarak yaşlamana neden oldu.
Una vez visitaste un planeta llamado Argos y los nanocitos de tu sangre causaron que envejecieras artificialmente.
- Argus. Mitolojik bekçi.
Argos, el perro de guardia mitológico.
Zeus'un karısı Hera Argus'tan Zeus aleyhine casusluk etmesini ister. Zeus'un onu aldattığından şüphelenmektedir.
Hera, la esposa de Zeus, apela a Argos para que espie a Zeus, porque sospecha que él está teniendo un romance.