English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Atari

Atari Çeviri İspanyolca

281 parallel translation
Bu nerdeyse eski atari kollarına benziyor.
Esto es tal como los controles antiguos.
Çamaşırhanenin oradaki atari oyun salonuna gittim ve bir oyun oynuyorlardı...
Pasé por el videoclub, junto a la lavandería y estaban jugando a...
Onun atari oyunu.
- ¿ El Stocker? - Es el videojuego.
Her şeyi atari oyunu reflekslerine indirgiyor. Bilgisayarlı tanklar, Yıldız Savaşları filmi.
Tanques computarizados, "La guerra de las galaxias".
- Git ve biraz atari oyna.
- Vaya a jugar con el vídeo.
Atari salonuna mı?
¿ A una galería?
Haydi ahbaplar atari salonuna!
¡ Vamos, amigos, a la arcadia!
Atari hastası hergele.
Cabrón, eres un adicto al fútbol.
- Atari oynamak isteyen var mı? - Kesinlikle.
- ¿ Quieren jugar una partida?
Atari salonlarında çok para harcadım.
Juventud desperdiciada en máquinas de video.
Atari oyununda gerçekten çok iyisin.
Eres muy buena en los juegos.
Yine atari salonuna mı gidiyorsun?
¿ Vas otra vez a los recreativos?
Siyah beyaz TV'ye bağlı bir Atari var. Tanrım.
Tenemos un calico-vision conectado a la TV en blanco y negro.
Atari'ydi ve ben 8 yaşındaydım.
Era un Atari y yo tenía 8 años.
Antika eşyalarla dolu olan bir misafir odasına atari oyunlarının uyacağını hiç sanmıyorum.
No creo que esos juegos queden en ese precioso cuarto. Ese cuarto que tendrá antigüedades.
Şehir merkezindeki her şeyin değeri bir buçuk dolar olan şu atari salonlarından birine gittim.
Así que fui al centro a una de esas galerías comerciales... donde todo cuesta un dólar y medio.
Atari salonundaki insanlar kesinlikle delirdiğimi düşünüyordu ki benim durumumu göze alınca gerçekten söylenebilecek bir şeydi.
La gente de la galería creyó que yo estaba loco... cosa que es bastante significativa si consideras dónde me encontraba.
Sen atari oynarken porno seyrediyorsun resimlerin üstünde film.
Miras porno mientras que juegas a juegos electrónicos.
Baba, doğum günüm için atari alabilir miyim?
Papá, ¿ me puedo comprar una Atari para mi cumpleaños?
- Atari.
- Atari.
Ama Dr. Schweiber, Neal'a doğum günü için atari alacağını söyledi.
El doctor Schweiber le dijo a Neal que le comprará una Atari por su cumpleaños. Se la pedí.
Çünkü ona sürpriz olarak bir atari alıyorum.
porque le voy a comprar una Atari, y es una sorpresa.
Atari video seti.
Una consola Atari.
Neal'a atari alacağını söyledi.
Dijo que estaba comprándole una Atari a Neal. - ¿ Y qué?
Özür dilerim, Neal'ın evinde atari oynuyordum.
Perdona, estaba en casa de Neal jugando con la Atari.
Atari salonuna gitmemeliydik.
No deberíamos haber ido a los juegos electrónicos.
Atari salonuna gitmek için kaçtım, anneme söyleme!
¡ Fui a los recreativos, no se lo digas a mamá!
Atari salonu kapalıydı!
¡ Estaban cerrados!
Bir gece klübünde atari ha?
¿ Videojuegos en un nightclub?
Eski bir atari oyunu.
Es solo un viejo juego de video.
Hayır, aslında bir köstebeğin sürekli kafasını çıkardığı bir atari oyunu.
Debe de ser el juego ese en el que el topo saca la cabeza.
Umarım bana Atari alıyorlardır.
Espero que hayan salido para conseguirme un Atari.
Bir Atari almak istiyorum, bir bilgisayar, video oyunları.
Quiero comprar una Atari, una computadora y un montón de juegos.
Zaten Atari daha güzel.
La Atari es genial igual.
Yani gidip, Atari-Sega-Nendo büyücüsüyle görüşmem gerekiyor.
Es decir, debo consultar al mago de Atari-Sega-Nendo.
Atari salonuna bak.
Prueba a jugar en la máquina.
Elbette. Atari oyunlarında harikayımdır.
Por supuesto. ¡ Soy bueno en los juegos de arcade!
Atari oyunu çok daha kolaydı!
En los recreativos, ¡ era más fácil!
- Selam. - Alışveriş merkezindeki atari salonuna gitmek istiyorum.
Quiero ir a las maquinitas tragaperras del centro comercial.
Bugün atari salonundayken kolunda gördüm.
Te vi llevándola hoy en las maquinitas.
Seni seviyorum Atari.
Te amo, Atari.
Ben Cyborg. Ya spor salonunda yada atari salonunda veya kötü adamların kıçını tekmelemekle meşgulüm.
Estoy en el gimnasio, jugando al Gamestation o pateándole el trasero a los chicos malos.
Deli gibi içmeyi bilen çocuk alır.
El tipo que puede retirar el filtro del agua, que ha oído del nuevo disco de Atari.
Dev ekran bir televizyonu ve içinde Donkey Kong, Asteroids ve Frogger olan bir oyun makinesi vardı.
Tenía un televisor gigante y un Atari con Donkey Kong, Asteroids, Frogger.
Atari parçasıydı yuttuğun şey.
¡ Que va! si lo que te comiste fue un trozo de basura.
Zaara... İşte otobüs biletin, Atari'ye gider gitmez telefon et.
Zaara, aquí está tu boleto de autobús.
neye benzediği tam olarak bilinmiyor korkunç derecede büyük beyler, General Sherman'ı yakalamaya gidiyorum aman tanr- - elektronik mağazasına gideceğiz, bir hamburger kapacağız ve son olarakda atari salonuna büyükbaba yaşlı bir adam, bize kim güvenirki
Esa es la única foto de el. No puede verse lo que es. Es bastante grande, sin embargo.
Eski atari oyunlarını alabilirsin, mesela Uzay İstilacıları ve Asteroitleri 200 dolara.
Compraríamos videojuegos viejos...
Hillcrest'teki atari salonuna gidebilirsiniz.
Vayan a los videojuegos de la calle Hillcrest.
- Atari oyunu düellosu mu?
¿ Una partida de videojuego?
- Atari oyunu düellosu.
Una partida de videojuego.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]