English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Atlarım

Atlarım Çeviri İspanyolca

1,513 parallel translation
Bunlar benim atlarım değil!
¡ No son mis caballos!
Atlarımı, onları bıraktığım halleriyle geri alacağım.
- Recuperarlos como los dejé.
Ben atlarımı, onları bıraktığım halleriyle geri istiyorum!
Quiero mis caballos y lo de Billy.
Atlarımızı geri alabilecek miyiz?
¿ Recuperaremos los caballos?
Size daha önce de söylediğim gibi, Henry Ballard adında bir adamı arıyorum. Kendisi atlarımı kötü bir şekilde yaralayıp beni aldatmıştır ve bir adamımı da dövmüştür.
Busco a un hombre llamado Ballard, me ha engañado con mis caballos, los maltrató y dio una paliza a mi hombre.
Bütün yaptığım atlarımı satmaya götürmekten ibaretti.
Yo sólo llevaba mis caballos al mercado.
Bunlar benim atlarım.
Éstos son mis caballos.
Bizimkilerle kıyaslandığında, bizim atlarımız | sizinkinin yanında eşek gibi kalıyorlar.
Comparados con el suyo, los nuestros son solo burros.
Onun için tren önüne bile atlarım.
Por él me dejaría arrollar por un tren.
Arabaya atlarım. Emniyet kemerimi takarım pencereyi kaparım ve "pencere" derim.
Me subo al auto, me abrocho el cinturón de seguridad... y subo la ventana y digo "ventana".
- Eğer sen atlarsan, bende atlarım.
- Si tú saltas, yo también.
Kalemiz ve atlarımız güçlü.
Nuestro ganado y nuestros caballos son fuertes.
- Evet, o kısmı atlarım diyordum.
- No, pensé dejar eso fuera.
- Belki paraşütle atlarım.
- Igual pruebo el paracaidismo.
Senin için bir kurşunun önüne atlarım.
Me sacrificaría por ti.
- Tabii, kamyonetimiz, şey yani, atlarımız dışarıda, gidip bir iki çer çöp daha getirelim.
Seguro, debemos regresar al camión Quiero decir nuestro caballos y traer mas basura, vamos.
Bu, orada olmamı gerektirmediği anlamına gelmiyor, atlarım-zıplarım, birşeyler yaparım şite.
No significa que yo no quiera estar allí para ayudar, o algo de eso.
Bizim atlarımız efendim.
Nuestros caballos, señor.
- Atlarımızı aldı
Se llevó nuestros caballos.
Bu yaşam tarzım. Atlarım, sürat yaparım.
Así vivo mi vida, disfrutándola al máximo.
Yolda atlarımızla seni bekleyeceğiz.
Como quieras. Tendré un caballo esperándote en el sendero.
Atlarım ve arabam için bir yere ihtiyacım var.
- Necesito un lugar para mis caballos y el carro.
Gidin yoksa atlarım.
Iros, voy a saltar.
Ama sen atlarsan... ben de atlarım.
Si tú saltas, yo también lo haré. - Vete, váyase.
Böyle işte. Sonra... atlarım bir damdan... bu sefilliğe bir son vermiş olurum diye düşündüm.
Y luego pensé :
Balıklama atlarım ben bu işe.
Es un trabajo por el que cualquiera mataría
Yo, yo, atlar bu anlaşmanın bir parçası değil. Atlar için başka planlarım var.
- No están incluidos en el trato.
Ben, Myrl Redding, özgür topraklar üzerinde yaşayan özgür bir adam olarak bana verilen yetkilere dayanarak Henry Ballard'ın, bu ihtarnameyi aldıktan sonra....... yedi gün içerisinde, benden aldığı atları kendi elleriyle tımar edip besleyerek onları bıraktığım hallerine sokup, ahırıma getirmesini talep ediyorum!
"Yo, Myrl Redding, por la autoridad que me confiere ser..." ... un hombre libre en un territorio libre, exijo que Vd., Henry Ballard, en un plazo de 7 días, traiga a mi establos los caballos que me quitó, los cuide y los alimente hasta que estén tal y como los dejé.
Ben, Myrl Redding, özgür topraklar üzerinde yaşayan özgür bir adam olarak bana verilen yetkilere dayanarak Henry Ballard'ın, bu ihtarnameyi aldıktan sonra....... yedi gün içerisinde, benden aldığı atları kendi elleriyle tımar edip besleyerek onları bıraktığım hallerine sokup, ahırıma getirmesini talep ediyorum!
Yo, Myrl Redding, por la autoridad que me confiere ser un hombre libre en un territorio libre, exijo que Vd., Henry Ballard, en un plazo de 7 días, traiga a mis establos los caballos que me quitó, cuidados y alimentados con sus propias manos.
Terbiyemi bozmayacağım ama günün birinde kızın biri seni durdurur, arabana atlar.
.. que se monta, con un perfume que te vuelve loco.
Yardımcım Glen siz beylere atlarınızı bırakabileceğiniz bir yer gösterecek.
- Muéstrales dónde es el establo.
Eğer öyle programlansaydın bir köprüden aşağı atlar mıydın?
¿ Y si te dicen que saltes de un puente?
Yoksa atlarım!
O saltaré.
Eskiden idman sahasında Don Johnson gibi atlar zıplardım.
Hace 1 5 años habría bajado a la planta baja Vestido de Don Johnson.
- İspanya'da iyi atlar var mı?
- ¿ Hay buenos caballos en Hispania?
Şimdi, trenin hızını ve atların hızını hesapladım.
Calculé la velocidad del tren y la de los caballos.
Fakat kapıyı kapatırsan, çitlerden atlar kaçarım. Bir daha beni asla göremezsin.
Pero si cierras la puerta, saltaré la valla y no volverás a verme.
- Şuraya atlarımızı bırakabiliriz.
Déjalo aquí.
Atları şuraya bağlayalım.
Átenlos aquí, muchachos.
Atları unut, tamam mı?
Olvídate de los caballos, ¿ sí?
Bütün erkekler böyle bir fırsata atlar sanırdım.
Creía que era lo que querían los tipos.
Ulusal Muhafızlar'ın toplarını ele geçireceksek,... hani ihtiyacımız olan atlar nerede?
¿ Nos obligarán a ir? Ya hablaremos después de eso. Es importante.
Umarım hepiniz katılırsınız, bisikletlerinize atlar ve bitiş çizgisine ulaşırsınız.
Ese abrigo no parece que tape mucho. Abriga lo suficiente.
Atlar. Büyük, uzun, dişleri-ile-kolunu-koparabilecek atlar mı?
¿ Caballos con unos dientes enormes con los que podrían arrancarte un brazo?
Bakalım bazı savaş atları bu dönem ders veriyorlar mı. - Ve sonra, yaz dönemi toplantısına- -
Veremos si algunos de los viejos darán clase este otoño...
Şimdi yönetmelikten atların Ulusal Futbol Ligi'nde oynayıp oynayamadığına bakalım.
Ahora veamos en el libro de reglas para ver si los caballos pueden jugar en la NFL.
Atları mı yiyorsunuz?
¿ Comen caballos?
Ben de atlarım.
Saltaré.
Gidip atları alalım mı?
¿ Buscaremos los caballos? No, un solo caballo.
Atlar mı?
¿ Caballos?
EVet ama arkadaşlarının adı Kaya olsa üstlerinden atlar mıydın?
Y si tus amigos se arrojan de un precipicio, saltarías tras ellos?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]