Avé Çeviri İspanyolca
2,746 parallel translation
İnek, tavuktan sonra bize verilen en iyi nimet
Después de que el ave, el mamífero es el mayor regalo de Dios. ¿ Ha pensado en la versatilidad de leche?
Ağrı yırtıcı bir kuş gibi pençeliyor ve parçalıyor.
El dolor que desgarra y rasga como un ave de presa.
Beni hatırladın mı? Becky Fine.. birlikte aynı okuldaydık
¿ Te acuerdas de mí, Rebecca Fine, de la Ave. 33, con el saco que olía a mota y cuyo jerbo murió en un tubo de la calefacción?
Aziz Meryem duasını, yolda belki 20 kere okumuşumdur.
Creo que recé el Ave María como 20 veces durante el camino.
Saat akşam yedi, Hopkins Ave'in yıpranmış odaları.
Son las 7 de la mañana. Estamos en los suburbios de Hopkinson Avenue.
Kartalların seslerini duyuyorum.
Oigo el grito de un ave rapaz.
Senin şu Dave, kocaman, uçamayan bir kuş olabilir mi?
¿ Y por causalidad es un ave incapaz de volar?
Bu yüzden mi, Dave'i ve yarı lan, yarı kuş bir şey gördüğümü düşünüyorum?
¿ Por eso creo que veo a Dave y mitad Ian y mitad ave?
"Ave Maria" ma iki dakika kaldı.
T menos uno para mi "Ave María".
Muhtemelen bir kuştur.
Probablemente era solo un ave, ¿ está bien? ¡ No!
Hayır, hayır Stan! Bir kuş değildi.
No, Stan, eso no era un ave.
Belki yanan bir kuş aramıyoruz.
Sabes, tal vez no estamos buscando a un ave ardiente.
Nacizane "Ave Maria" dinlemek isteyen?
Oigan, ¿ quién quiere escuchar un pequeño "Ave María", con estilo céntrico?
Bir kuş için üzülmenin ne kadar aptalca olduğunu biliyorum, ama...
Sé que es tonto molestarse por un ave pero..
3 kere "Ave Maria" duası oku.
Rece 3 Ave Marías
Bunu ekosistemimiz olarak düşünürsek sen yağmur kuşu oluyorsun timsahların dişlerindeki artıkları yiyen küçük bir çöpçü kuş.
A este punto, en nuestro ecosistema, eres similar a los chorlitos, un ave pequeña que recolecta residuos de entre los dientes de los cocodrilos para poder alimentarse.
"Selam sana, zarafet dolu Meryem" demelisiniz.
Tienes que decir : "Ave, María Purísima".
"Selam sana, zarafet dolu Meryem"
Ave, María Purísima.
Yumurtalara, olmamış kuş veya geleceğin kuşları diyorum.
Los huevos son "pre-ave" o "futura ave".
Öğrendiğin her şey saçmalık yasadışı bize kalmış bir şey
Todo lo que aprendiste en la academia son tonterías. Lo ilegal simplemente es un ave enferma.
Güzel kuşmuş bayım.
Esa es un ave muy linda sr.
Tabii ki yapacağız ; ama bunun başarı olasılığının ne kadar düşük, pervasızlık katsayısının da ne kadar yüksek olduğundan söz etmeyeceğim bile.
Por supuesto que lo hacemos, pero un acto "yojimbo" necesita un Ave María para realizase, sin mencionar lo temerario.
Muhtemelen buna dualar ediyordur.
Probablemente está lanzando al "Ave María."
Bizim nadir kuşlarımız yok.
No tenemos ningún ave rara.
Hayata yeniden döndürülen kuşlar gibi serbest kalacak.
Libre como un ave resucitada.
Kutsal Meryem ana.
Hora del Ave María.
Kim seks yaparken "Tanri'ya sükür" demek ister ki mesela?
Quiero decir, ¿ quién quiere rezar un "Ave María" mientras hace el amor?
Kuşları ya da ona benzeyen her şeyi toplayın.
Tomemos cualquier ave o intento de ave que podamos.
Hey. Kuşuna karşılık çikolata ister misin?
Hey, ¿ quieres cambiar un chocolate por tu ave?
Kuşlarınız için çikolatalar.
Chocolates por tu ave.
Kuşlarınız için çikolatalar!
Des chocolate pour votre oiseau. ¡ Chocolate por tu ave!
Simon, kuşlarınızı çantaya koyun diyor.
Simon dice, coloca tu ave en el bolso.
.. bedava vermek için. Hayır. 15 yıl önce, çölde uğradıgımız yenilgiden sonra buraya döndügümde, annene..
Ahora cuando regresé de la derrota en el desierto hace quince años para decirle a tu madre que tuve que dejarlos a ti y a Saleh como rehenes ella era como un... ave que no quería cantar más.
" O bir kuş!
" ¡ Es un ave!
Bobby!
Bobby! Ave María, llena de gracia, el señor está contigo. Bobby! Bobby. Bendita tu eres
İki kere "babamız" ve sonra on kere "selam sana meryem" de.
Diga dos'padrenuestros'en diez "Ave Marías".
Caesar, bize tezkerelerimizi ver.
Ave César, danos las órdenes de marcha.
İyiymiş, kanka.
La tragedia del ave es innegable.
Bir kuştur.
Es un ave.
Jess, bir depoda antik kuşumuz ve yeni bir anomalimiz var.
Jess, tenemos un ave terrorífica y otra anomalía en un trastero.
Daha egzotik bir şeylere ne dersiniz? Mesela yasemin ya da cennet kuşu *?
¿ Y qué tal algo más exótico como jazmín o ave del paraíso?
Eğer bağlandığınız herhangi bir şey varsa... O zaman uçamayan bir kuşsunuzdur.
Y si estás amarrado a algo entonces eres un ave que no puede volar.
Ve hiç kimse evcil hayvan dükkanına gidip "uçamayan bir kuş almak istiyorum" demez.
Nadie va a una tienda de mascotas y dice : "Quiero un ave que no pueda volar".
Kuş yiyen bir timsah bu.
Es un cocodrilo comiéndose un ave.
Üç doz adrenalin.
Es un Ave María, una dosis triple de la epinefrina.
Uşak niyetine bir koca ayağın var ve dünyanın gelmiş gemiş en meşhur katiliyle seyahat ediyorsun ave şimdi kendini güvende hissetmiyorsun, öyle mi?
Tienes a un Sasquatch de mayordomo y viajas por el mundo con el asesino más conocido de la historia, ¿ y ahora no te sientes segura?
- Evet, farklı burası
Y ésa es una casa de ave. Totalmente diferente.
- Ve sen de farkında ol Ve dahasını da düşün
Pero pronto fue remplazado por un cuervo igual de capaz de hablar, pero como ave siniestra, concordó más infinitamente con el tono pretendido.
İnişe geçmek üzere olduğumuz için lütfen kemerlerinizi bağlayın ve dua etmeye başlayın.
Estamos a punto de comenzar el descenso así que, por favor, abróchense los cinturones y recen tres Ave Marías.
Yani onları kuş yapan özelliklerine zar zor tutunuyorlar.
Quiero decir, apenas pueden mantener lo único que les convierte en un ave.
Ne yarasalar, ne de kuşlar.
No hay murciélagos. Ningún ave.