English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Açamam

Açamam Çeviri İspanyolca

371 parallel translation
Vermezsen kapýyý açamam. Ben söylemedikçe kapýyý açmayacaklar.
Si no, no puedo abrir la puerta... no la abrirán, si no doy yo la orden.
O zaman kapýyý açamam.
Entonces, no puedo abrirte.
Açamam!
¡ No puedo!
- Kapıyı kimseye açamam.
- No abriré la puerta.
30 aç adam ensemde solurken durup börek açamam.
No puedo preparar paté con 30 hambrientos hombres apurándome.
Surlarda delik bile açamamışlar.
Ni siquiera podían derribar una pared.
Şimdi açamam!
¡ No abras!
Fakat onu açamam. Ellerim!
Pero no puedo abrirlo. ¡ Mis manos!
- Bir kız gibi saçımı açamam.
- No puedo tener el pelo suelto como una joven.
Kapıyı herkese açamam.
No puedo abrir a nadie.
Aslında hiç kimseye açamam.
A nadie.
Bu konuyu şimdi açamam.
Ahora no puedo decírselo.
Artık teknene delik açamam, orası muhakkak.
No puedo hacerle más hoyos a tiros, eso seguro.
Ama senin ruhunu açamam ki.
No puedo encender tu alma.
Bölme su dolana dek açamam.
No puedo hasta que no se llene la escotilla.
Şafaktan önce açamam.
No puedo abrirla hasta el amanecer.
Açamam çünkü, Union Pacific Trenyolları'ndan EH Harriman adına çalış...
No puedo hacerlo ya que trabajo para EH Harriman del Ferrocarril Unión Pacific...
- Purley açamamıştı o kasayı.
- Purley no pudo abrir esa caja.
Her yeri açamam!
¡ No puedo abrir todas las cajas!
Açamam.
No puedo.
- Ne demek açamam?
- ¿ Cómo que no puedes?
- Anahtar olmadan açamam öyle değil mi?
- No puedo sin llave ni herramientas.
- Açamam.
- No puedo.
Gece 12 : 05'te açamam.
A las 12 : 05 no.
Görünmezliğim sayesinde rahatça dolaşabiliyordum ama kilitleri hiç bir şekilde açamamıştım.
Y aunque mi invisibilidad me permitía moverme con facilidad no tenía modo de abrir las cerraduras.
Evet, ama bu konu dışı. Bavulu açamam.
Eso no viene al caso, señor, no la voy a abrir.
Açamam, saatli kilit.
No puedo. Es una cerradura temporizada.
Kahretsin, eger bu görevi basaramazsam kendi ajansimi açamam.
Si fallo en este caso, no podré abrir la agencia.
Ama idare edemediği de söylenebilir, çünkü öylesine kaskatı kesilmişti ki, paraşütünü açamamıştı.
Pero también que no estaba bien pues estaba tan drogado que no abrió el paracaídas.
Bayan, özel bir durak olmadıkça kapıları hiçbir yerde açamam ama sizin için...
Sólo puedo abrir las puertas en las paradas, pero por Ud...
Açamam...
No puedo...
- Anahtar olmadan açamam ki!
- ¡ No puedo abrirla sin la Ilave!
Size kimlik gösteririm. Ama bacaklarımı açamam. - Çünkü yanımda bebek var.
Le enseño mi carné pero no me moveré porque tengo un bebé.
Kapıyı buradan, dışarıdan açamam!
¡ Por aquí no puedo abrirla!
- Oturumu açamam.
No puedo hacer la pregunta.
Şimdi kapatırsam bir daha açamam.
Si lo apago, nunca más volveré a encenderlo.
Bir tane daha kurtlu konserve açamam.
No estoy a punto de abrir otro lío.
Açamam.
No puedo abrirla.
Bir de polis soruşturmasını engellemekten dava açamam.
No puedo demostrar que hay falsificación.
Bir hesap bile açamam.
No puedo abrir ni una cuenta.
- Açamam. Kilitledin ya.
- La cerraste, genio.
Artık hiçbir yeri açamam.
Ahora no abrirá nada.
Anlaşılan biri zorlamış ama açamamış.
Es como si alguien hubiera intentado forzarlo - Y no hubiera podido.
.. sardalyalar yerdeyken telefonu açamam ki..
¡ Ya va! No puedo coger las sardinas del suelo y contestar el teléfono.
Açamam.
Desátame amigo. No puedo desatarte.
- Şimdiki yörüngemizden açamam efendim.
- No desde esta órbita.
Böyle bir zamanda kapıyı açamam...
Abra la puerta.
Her yeri açamam!
¿ Por quién me toma?
Açamam.
- Abre.
Kapıyı açamam.
No puedo abrir la puerta.
- Açamam.
- ¡ No puedo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]