Açıkça Çeviri İspanyolca
8,808 parallel translation
Söylediğiniz ve açıkça gösterdiğiniz gibi birlikte daha iyisiniz.
Aunque, como habéis dicho y como habéis mostrado claramente, seáis mejores juntos.
Açıkça senin ne yaptığını sordu.
Me preguntó sin tapujos qué estabas haciendo.
Açıkça haksız bir avantaja sahipsin ve göz göze bile gelemiyoruz!
Claramente tienes una injusta ventaja, y claramente no nos vemos cara a cara.
Yani, yeterince açıkça anlattığımı sanmıştım sadece... sadece içki.
Quiero decir, creí que lo había dejado claro Son solo unos tragos.
Gayet açıkça söyledin aramızdaki artık her neyse ilerletmek istemediğini.
Dejaste bastante claro que no querías seguir adelante con... lo que sea que esto fuera. Sabes lo que era...
Açıkça, salgını durduramadık.
Está claro que no hemos detenido la plaga.
Çünkü önümdekini gayet açıkça görebiliyorum.
Porque vi muy claro lo que hay frente a mí.
Ama şimdi her şeyi açıkça görüyorum.
Pero ahora estoy viendo las cosas más claras.
Sanırım ben bazı şeyleri açıkça gçrmeye başladım.
Supongo que yo también estoy viendo las cosas más claras.
Son zamanlarda baya iyi olmaya başladım, açıkça görülüyor zaten ve sanırım aklıma estiği gibi davrandım, ki bu uygunsuz bir hareketti ve de Melanie ile ilişkin olduğunu biliyorum. Özür dilerim.
Estoy pasando por mucho ahora mismo, obviamente, y supongo que actúe impulsivamente, fue inapropiado, y sé que estás saliendo con Melanie y lo siento.
Bunun amatör seviyesinde bir iş olduğu açıkça ortada.
No, eso es obviamente el trabajo de un aficionado en el mejor de los casos.
Açıkça belli, Michelle.
Genial, Michelle.
Açıkça belli.
Muy genial.
Açıkça belli ki buradaki varlığım dikkat dağıtıyor.
Está claro que mi presencia distrae.
Yani, açıkça, birileri orada Bayan Heather'a saplantılı ve görünen o ki bizde onu bavulun içinde bulduk. Senin de saplantın olabilir.
Está claro que hay alguien por ahí obsesionado con Lady Heather y por lo que parece por lo encontrado en esa maleta... alguien también podría estar obsesionado contigo.
Açıkça aklını kaçırdı, onun fare olacağını her zaman biliyordum.
Claramente ha perdido la razón se convirtió en la rata que siempre supe que era.
Bu mesaj bayağı açıkça anlaşıldı.
Alto y claro.
Dinle, dinle. Beklemelerini ve sadece bana satmaları gerektiğini açıkça anlamalarını sağlamalısın.
Debes dejar claro como sea que... deben aguantar y venderme solo a mí.
- Evet. 3 kurban açıkça bağlantılıydılar. Ama Rachel Murray'in kurgulanmış cinayetinde anormallik var.
Tres de las víctimas estaban claramente relacionadas, pero el suicidio montado de Rachel Murray, es una anomalía.
Dünyayı açıkça görmek istemiyorum.
Me gusta ver el mundo con claridad.
Açıkça.
Claramente.
Açıkça belli ki adam güvenlikten anlar birisi değil.
Quiero decir, claramente no es un tipo que piense mucho en seguridad.
Brooke, açıkça belli ki kıza karşı bir şeyi yok. Seni ayaklandırmaya çalışmaktan başka.
Brooke, es obvio que no siente nada por ella salvo fastidiarte.
Kusura bakmayın ama Bay Almy her şeyi almayı düşündüğünü açıkça belirtti.
Lo siento, pero el señor Almy ha dejado muy claro que pretende quitarles todo.
Evet anlıyorsun, ondan tüm bu oyunu es geçip açıkça söyleyeceğim.
Sí, sí entiendes. Así que podemos saltarnos este jueguito, voy a decirlo claramente.
Bayan Borden açıkça nefsi müdafaa yapıyordu.
La Srta. Borden estaba actuando claramente en defensa propia. Jesús.
İlaç açıkça istenilen şekilde çalışmadı.
Es evidente que el medicamento no funcionó de la forma que esperaban.
Kitap, bir probleme sebep olduğun zaman onu çözmen gerektiğini açıkça söylüyor!
¡ Obviamente, el libro está diciendo que cuando has causado un problema tienes que resolverlo!
- Açıkça bir oyun oynuyorlar.
- ¿ Qué diablos está pasando? - Una manipulación evidente.
Sayın Hakim, çizim meselesini şimdilik bir kenara bırakırsak sanık Bay Egan o odada Felipe Lobos'la açıkça birçok federal yasayı çiğnerken yakalandı.
Señoría, poniendo a un lado el asunto del dibujo por un momento, el hecho es que el acusado Egan fue arrestado en esa habitación de hotel con Felipe Lobos en plena violación de numerosas leyes federales.
- Bunu açıkça ifade ettiğimi düşünüyordum.
Pensé que había dejado eso bien en claro.
Düşüncelerinizi açıkça söyleyin.
Hablad por vosotros mismos.
Açıkça travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösteriyorsun, bu da gayet mantıklı.
Obviamente estás mostrando síntomas de trastorno por estrés post-traumático cosa que tiene todo el sentido.
Bir Führer seçildi ve açıkça planlarını ortaya koydu.
Un Führer fue elegido y expuso sus planes con claridad.
O adamı öldürüp yolda bırakınca benimle görüşmek istemediğini açıkça belirtmişti.
Belinda me dejó bien claro que no quería nada conmigo... después que maté a ese hombre y lo dejé en el camino.
Kendimi açıkça ifade edebildim mi?
¿ He sido clara?
Çünkü açıkça bu hükme karşı geliyorsun. Hoşuna gitse de gitmese de yasaları çiğniyorsun.
Porque, le guste o no, está en clara violación de la ley.
Bay Bachmann, kuluçkanızda bir dolu açıkça başarısız uygulama barındırdınız değil mi?
Sr. Bachmann, que han incubado una cadena interminable de patentemente aplicaciones fallidos, ¿ no es así?
Ve açıkça belirtebilirim ki, güven konusunda da bir iç kanamamız var.
Y sufrimos, con toda franqueza, una hemorragia de confianza.
Açıkça gözüküyor ki onun yardımını bekleyemeyiz.
Obviamente no podemos esperar su ayuda.
Ancak şunu açıkça belirtmeliyim.
Pero déjenme ser más clara.
Sözleşmede açıkça belirtildiği gibi...
El contrato dice explícitamente que...
Hepimiz bu deneyin bir parçası olduk,... sevsek de, sevmesek de,... açıkça söylemek gerekirse,... bunun adına artık deney diyebileceğimizi sanmıyorum.
Nos hemos hecho parte de este experimento, lo queramos o no... y francamente, no creo... que podamos seguir llamándole "experimento".
Gardiyanlar ve deneyi yapanlar açıkça...
Es claro que los guardias y los encargados están...
Bay Hapishane Memuru, gardiyanlar ve deneyi yapanlar deney için koyulan kuralları açıkça ihlal ediyorlar,... ve ben de böyle adaletsiz bir sistemi desteklemiyorum.
Sr. Guardia de Prisioneros, los guardias y los encargados... están claramente violando las reglas de este experimento... y me niego a apoyar un sistema injusto.
- Sanırım kendimi açıkça ifade edemedim.
Quizás no he sido claro.
Açıkça duruşma salonunu etkilemeye çalışmışsın.
No me digas que no fue para impresionar al tribunal.
Evet, çok açıkça belirttiniz.
Sí, lo aclaró bastante bien.
Açıkça görülüyor ki değilsin.
Está claro que no lo estás.
Ağzını açıp kapadıkça böyle şeyler duyuyorum sadece.
Es todo lo que oigo cuando el agujero de tu cara se abre.
Delillerden de açıkça görüldüğü gibi sadece Chad Bryson'ın bunu yapacak aracı, amacı ve imkanı vardı.
Y tú has visto clara evidencia de que sólo