English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bahriyeli

Bahriyeli Çeviri İspanyolca

202 parallel translation
Herkes, hangi yaş, ister seksen ya da iki yaş altı olsun, kaptan, bahriyeli veya mürettebattaki diğerleri :
¡ Todos sin excepción, el viejo de 80 años y el niño de 2, el capitán, el marinero y el resto de la tripulación dicen : Te quiero.
Ne diyorsun bu işe bahriyeli?
¿ Qué te parece?
Yolculuk bitti bahriyeli.
Fin del trayecto, despierta.
Sakar bahriyeli, gittiğin yere baksana.
Marinero torpe, mira por dónde vas.
Haydi yallah bahriyeli.
Sigue tu camino, pantalón de campana.
Bir kız, başka bir bahriyeli, kavga, bilinen son.
Una muchacha, un marinero, una pelea.
Hayır, eğer bu brandy... Keçi testini geçerse, bunun ticaretindeyiz. Hiç bir bahriyeli midesinin keçiden daha zayıf olduğunu kabul etmez.
No, escucha, si este cognac, si esto puede resistirlo la cabra, tendremos un negocio porque ningún soldado querrá confesar que tiene un estómago más débil que una cabra.
Bir bahriyeli.
Un marine, eso es lo que soy.
Tepeden tırnağa bir bahriyeli..
De los pies a la cabeza, un marine.
Sonra ışığı gördüm. .. ve bahriyeli olmaya başladım.
Pero luego, abrí los ojos... y empecé a convertirme en un marine.
Benim bahriyeli olmamın anlamsızlığı gibi.
Como que yo sea marine.
Çıkacaklar elbette, bahriyeli değiller mi.
Desembarcarán seguro si son marines.
Elbette, bahriyeli olduklarına göre.
Claro. Si son marines.
Gemilerini temiz tuttukları için Bahriyeli oldum. Meğersem, gemileri temiz tutan benmişim. "
Pero una parte de mí seguía escapando y me la encontraba corriendo por los campos de Peyton Place o paseando por las calles ahora vacías de hombres jóvenes.
Daha yakın bir geçmişten Topçu Lou Bevis. Nikaragua sahiline adımını atan ilk bahriyeli.
Y más recientemente, el artillero Lou Bevis,... el primer soldado en dar en la playa de Nicaragua.
- Ben hepsini alıyorum bahriyeli.
- Yo llevar petate marinero. - De acuerdo.
Kahve, bahriyeli?
¿ Café, marinero?
- Bahriyeli?
- ¿ Marinero?
- Sen hep aynı Kum Tanesi bahriyeli.
- Vosotros siempre ser mismos marinos.
Bekle. Sen yeni bahriyeli. Ad ne?
Tú, nuevo marino. ¿ Cuál ser tu nombre?
Peki buna ne dersin bahriyeli?
¿ Qué dices ahora, marinero?
- Bana hükmedemezsin bahriyeli.
- No tienes autoridad sobre mí, marinero.
"Amerikan Gambotundan Bir Bahriyeli Çinli Kadını Öldürdü."
"Un marino americano mata a una mujer china".
Portre yapan bir bahriyeli.
Es militar y dibuja.
Bahriyeli dulu olmuştum.
Era una viuda de la marina.
- Bahriyeli. - Şu cekete baksana.
- iEstá en la marina!
O Bahriyeli sesini kullandığında divan-ı harbe çıkmak istemedik.
Con esa voz no quisimos que nos juzgara.
İngiliz Donanması tarafından öldürülen 1,600 bahriyeli vardı.
Hubo 1,600 marineros muertos por La Armada Británica.
Amiral... bahriyeli...
Almirante... marinero... maricón.
En son seferinde Bahriyeli Mike ile dövüşüyordum.
La última vez fue en aquel combate contra Sailor Mike.
Bir tane bahriyeli, bir tane uzun yol otobüs şöförü.
Un marinero, un conductor de autobús.
O bahriyeli değil ama.
ÉI no es un marine.
Ben bahriyeli değilim.
Yo no soy un marine.
Bir zamanlar bahriyeli bir çavuş adamlarına şöyle bağırırmış
Un sargento de la Marina una vez empezó un ataque gritándole a sus hombres :
Haydi bahriyeli yürü!
Vamos, marinero.
Hey, bahriyeli, bekle!
¡ Eh, Sailor, espera!
Bahriyeli Ripley.
Sailor Ripley.
Of bahriyeli, sen var ya, sen harikasın... 15 yaşındayken annem bana çok yakında seksi düşünmeye başlayacağımı söylemişti.
Oh, Sailor, eres increíble... Cuando tenía 15 años mi madre me dijo que muy pronto empezaría a pensar en el sexo.
Kusura bakma, bahriyeli, ama ozon tabakası kayboluyor.
Lo siento, Sailor, pero la capa de ozono está desapareciendo.
Bahriyeli, katil değil.
Sailor no es un asesino.
Bildiğim kadarıyla bahriyeli Lula ile olan bu davaya... karışmadan önce temizdi.
Por lo que yo sé, Sailor estaba completamente limpio... antes del asunto con Lula.
Hey, bahriyeli!
Ey, Sailorcito,
Bahriyeli!
¡ Sailor!
- Bahriyeli, sevgilim...
¡ Ven acá! - Sailor, cariño...
Bahriyeli, neden benim için "Love me tender" i söylemedin?
Sailor, ¿ por qué no me cantaste "Love me tender"?
Üzüldüm, bahriyeli, sevgilim.
Lo siento, Sailor, cariño.
Sen benim içime dokunuyorsun, bahriyeli.
Me conmueves, Sailor.
Bahriyeli, sana şimdiye kadar anlatmadığım bir şey var.
Sailor, hay algo que nunca te he contado.
Bu bir Bahriyeli silahı, değil mi?
del ejército, ¿ no?
Evet, evet, bir Bahriyeli silahı.
- Sí, es del ejército.
- Bahriyeli mi?
- ¿ Marinerito?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]