Bak hele Çeviri İspanyolca
1,540 parallel translation
Bak hele.
Mira esto. MINUSVÁLIDOS
Bak hele, kıyak görünüyorsun.
Mírate, tan bien vestido.
Bak hele.
Mírala.
Bir bak hele şuna!
Mira esto.
Bak hele.
Vaya.
Sen bir geri zekâlısın. Bak hele, hele, bam güm patlatıyorlar!
Eres un imbécil. ¡ Coño, coño, coño, para que el tiroteo!
Şu müthiş arabalara bak hele!
¡ Mira qué llantas finas!
Bak hele, şu burnunu biraz yere indir.
¿ Sabes algo? Ten cuidado con esos aires de estirado.
Şu yaptığın pisliklere bir bak hele.
Mira el enchastre que estás haciendo.
Bak hele! Bir süvari yüzbaşısının karısı.
Casada con un Capitán del ejército polaco.
- Şu güzel çantaya da bak hele.
- Mira que maleta tan bonita.
Bak hele, bizim Marslı ziyaretçimiz gelmiş!
Bueno, no es este nuestro visitante de Marte.
Bak hele, sonunda kim kabuğundan çıkmış.
¡ Oigan, miren quién salió del clóset!
Oh, bak hele, Cal'dan araman var.
Mira, llamadas entrantes de Cal.
Şunlara bak hele! Bu gıcık mor şey de neyin nesi?
Dios ¿ qué es esta horrible cosa color violeta?
Şuna baksana, külliyen saygısız. Şöyle bir bak hele.
¡ No puedo dejaros copular aquí!
Şuna bak hele!
¡ Mira quién habla!
Burada kendini zeki sanan mağara adamları var. Şu konuşana bak hele.
Sólo estás aquí porque le gustan los cavernícolas de la edad estúpida.
Şuna bir bak hele!
Y mira esta.
- Bakın hele şu küçük zenci hayranına!
Vean todos, el ama los negritos!
Şuradaki memişlere bir bakın hele.
Echemos un vistazo a esas tetitas.
Hergeleye bakın hele, Fillmore'a da gelirmiş. N'aber?
Este pequeño hijo de puta en Fillmore, ¿ qué tal?
Bakın hele, bir anda asıl konuya kim gelmek istiyor?
Miren quién quiere ir al grano de repente.
Bakın hele kim gelmiş!
¡ Miren quién vino!
Şuna bakın hele.
Mírala.
- Bakın hele.
- Mírate.
- Söyleyene de bakın hele.
- Mira quién habla.
Vay canına, şuna bakın hele rahip köpek.
Vaya, mírate perro de cura.
Şuraya bakın hele!
Una sorpresa!
Küçük arkadaşıma bakın hele.
Mira a mi amiguito.
Bakın şuna hele!
Chequen esto!
Kötü bir kotla arzı endam edene de bakın hele.
Lo se. Mira quien se ve bien con esos jeans.
Bakın hele!
¡ Mírenme!
Bakın hele.
Bueno, bueno.
Bak Walter, bu konuyu Dean'le konuşabilirsin ancak arkadaşın olarak bunu sana tavsiye etmem, hele bu tarz bir söz dalaşı olacaksa.
Mira Walter, puedes hablarlo con el Decano si deseas, pero como tu amigo, no te lo recomiendo, no con ese argumento.
Bak sen hele!
¡ Sólo mírate!
Oh, Bak hele?
¿ Qué?
Şuna bakın hele.
Mirate que compasiva.
Bakın hele. Kendi annem bile, oğlunun yanında durmak yerine, düşman ile kadeh kaldırmayı seçmiş.
Y miren mi propia madre prefiere levantar una copa con el enemigo a apoyar a su hijo.
Şuna bakın hele, bu kaltak ne kadar tatlıymış.
Mirad, esta putita es muy guapa.
Küçük arkadaşıma bakın hele.
Echa un vistazo a mi amiguita.
- Bakın hele!
Miren.
Hele şunu bir görsün bak.
Especialmente cuando vea que lo hemos hecho tú y yo juntos.
Hele bir bakın, tam bir şaheser!
Sólo mírenla, que obra maestra.
Şu işe bakın hele?
¿ Qué le parece?
- Şu bebeğe bakın hele.
- Mira esa bebé.
'Tek örnek gelinliğimin içinde hayatının aşkıyla evlenen şu bana bakın hele.'
"Mírenme en mi vestido único... -... casándome con el amor de mi vida".
Kendine bir bak hele.
Mírate.
Bak, senden pek haz etmiyorum hele o arkadaşın Hater'ı gördüğüm yerde kesmek istiyorum.
Mira, no me agradas mucho, y quiero matar a tu amigo Hater. En serio.
Şu konuşana bakın hele!
¡ Mira quien habla! Está siempre insultando a todo el mundo!
Charlene, şuna bak hele.
¿ Por qué, Charlene? Mírate.