English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Barranca

Barranca Çeviri İspanyolca

89 parallel translation
Branca Adası'yla ana kara arasındaki kanala doğru yol alıyoruz.
Nos dirigimos al canal entre la Isla Barranca - y el Continente.
Branca Adası size bir şey ifade etmiyor mu?
¿ No le dice nada la isla Barranca?
Karşınızda Zaroff, piyano kralı Branca adasından sesleniyor.
Les presento a Zaroff, el rey del piano en nuestra hora de "La isla Barranca".
Bu muhteşem beyefendi Barranca'nın postane müdürü ve bankeri.
Este imponente caballero es el jefe de correos y el banquero de Barranca.
Barranca'yı arıyorum, Barranca'yı arıyorum.
Llamando a Barranca, llamando a Barranca, llamando a Barranca.
- Barranca'yı arıyorum.
- Llamando a Barranca.
Barranca'nın Brooklyn'den bu kadar uzak olması çok kötü.
Una pena que Barranca esté tan lejos de Brooklyn.
Barranca'yı arıyorum, Barranca'yı arıyorum.
Llamando a Barranca, llamando a Barranca.
Barranca'yı arıyorum, Barranca'yı arıyorum.
Llamando a Barranca. Llamando a Barranca.
Baranca'yı arıyorum. Baranca'yı arıyorum.
Llamando a Barranca, llamando a Barranca.
Gençlerden biri kenardan düşünce, bir kurtarma ekibi çağırılmış.
Cuando uno de ellos cayó en una barranca, se avisó a una patrulla de rescate de la oficina del alguacil.
Axminster, diğer cip, aşağıda su yolunda.
Axminster, el otro jeep, abajo de la barranca.
Şimdi, Paris'in tipik bir arka sokağındayız.
Ahora estamos en un típico callejón parisino, mirando barranca arriba.
Bundan sonrası kolay o zaman.
Luego es todo barranca abajo desde aquí.
Kabus Kanyon'undan geçen İntihar Patikası mı yoksa Şeytan Tepesi mi?
¿ Camino Suicida, por Cañon Pesadilla o tal vez por Barranca de Satanás?
Sence o Şeytan Tepesi'nde mi? Yoksa Kabus Kanyonu'nda mı?
¿ Ella esta tal vez en Barranca de Satanás... o mejor en Cañon Pesadilla?
Yamaçtan aşağı doğru gidiyor.
El bajo por la barranca.
Evet, McLeach tepenin üzerinde.
¡ McLeach esta sobre la barranca!
Hattan ayrılan bu ray Clayton Uçurumu'na doğru 5 kilometre devam ediyor.
Esta vía muerta llega hasta la Barranca Clayton.
Bu haritada Clayton Uçurumu'na "Shonash Uçurumu" demişler.
Este mapa dice "Barranca Shonash" y no "Clayton".
Bu uzun hat, uçurumun üstündeki köprüden ve Hilldale sitesinin yakınlarından geçiyor.
Un tramo largo que cruza la barranca por un puente cerca de la zona residencial Hilldale.
SHONASH UÇURUMU KÖPRÜSÜ
PUENTE DE LA BARRANCA SHONASH
Uçurumun kenarına varmadan DeLorean'ı saatte 140 kilometre hıza ulaştırabilirsek anında, köprünün bitmiş olduğu bir zamana varacağız.
Si logramos acelerar el DeLorean a 88 millas / hora. Antes de la barranca, llegaremos instantáneamente a un momento en el que el puente ya estará terminado.
Demiryolu altımızda uzanıyor olacak ve güvenli bir şekilde uçurumu geçeceğiz.
Habrá vía debajo de nosotros y cruzaremos la barranca a salvo.
Bayan Clayton az daha Clayton Uçurumu'nun dibini boyluyordu.
La Srta. Clayton casi se cae al fondo de la barranca Clayton.
Makas, tam tali rayın başladığı yerden Clayton... yani Shonash Uçurumu'na dek 5 kilometre uzanır.
Hay un cambio de carril en el desvío hacia la Barranca Clayton...
Hesaplarıma göre, uçurumun kenarına varmadan 140 kilometre hıza ulaşırız ve o anda 1985'e geçerek tamamlanmış olan köprüyü güvenli bir şekilde geçeriz.
Según mis cálculos, alcanzaremos las 88 millas / hora. Justo antes de llegar al borde de la barranca, y en ese momento, seremos transportados instantáneamente a 1985 y viajaremos sobre el puente ya terminado.
Oraya varmadan lokomotifi durdurursak uçuruma düşmesini engelleriz.
Hasta ahí, podemos parar el tren sin desplomarnos en la barranca.
EASTWOOD UÇURUMU
BARRANCA EASTWOOD
Büyük Kanyon'a helikopter turu.
Helicoptero a la barranca magnífica.
Saldırdıkları zaman bizim aşağımızda bir dağ geçidindeydiler.
Estaban debajo de nosotros en una barranca cuando atacaron.
Dağ geçindindeki adamlarımın geri kalanına ulaşmak günün çoğunu almıştı... ama o zamana kadar Hordelar gitmişti.
Transcurrió todo el día hasta que el resto de mi ejército atravesara esa barranca pero para entonces, la Horda se había ido.
Traktörünü evimizin arkasındaki uçurumun dibinde buldum.
Encontré su tractor... en el fondo de la barranca, detrás de nuestra casa.
Polis, açık mavi 89 model Mustang'inin idaresini kaybettiğini ve sel çukuru boyunca yer alan korkuluğa çarptığını açıkladı.
La policía dice que aparentemente perdió el control del Mustang 1989... y se estrelló en la cerca protectora frente a la barranca.
Antonium katmanı kanyon boyunca devam ediyor.
La capa de antonium corre a la derecha a lo largo del borde de la barranca.
O fiber tuvalete öyle bir indirdim ki eminim o kimseyi sahada öyle indirmemiştir. Ve tuvalet tepeden aşağı yuvarlandı ve dereye düştü.
Le hice un placaje a esa cabina mejor que cualquiera de las que hacia Scott en la cancha y la cosa se va rodando por una barranca, hasta un arroyo.
Hayatımın aşkı, fiber bir tuvalette yamaçtan aşağı yuvarlanmıştı.
El amor de mi vida, rodando por una barranca en un cagadero portátil.
Ağacın yanında kitabını okumak için geçide gitti.
No, se fue a la barranca para leer su libro junto al árbol.
Lucas'ı bir vadide buldular.
Encontraron a Lucas en una barranca.
Kaliforniya, Sonoma Bölgesi'ndeki... Barranca Pansiyon'dan aranmışsınız efendim.
Señor, la llamada provenía del'Bed Breakfast Baranca'en Sonoma, California
Barranca Pansiyonu'ndan.
Del Hotel Bed Breakfast de Barranca.
Arama Sonoma, Kaliforniya'daki Barranca Pansiyon'dan yapılmış.
La llamada provenía del Bed Breakfast de Barranca en Sonoma, California.
Barranca Pansiyonu'nda hiçbir odanın ayrı hattı yok. O yüzden hangi odadan arandığınızı bilemiyoruz. Ama o gece pansiyonda kimin kaldığını biliyoruz.
El hotel de Barranca no tiene modo de rastrear una línea externa de una habitación individual entonces no sabemos de que habitación procedía la llamada pero sabemos quien estaba en el hotel esa noche.
Tanrı gibi, insan sonunda kendi suretinden insan yarattı sonra bu geri çekildi ve yarattığı bütün bu boku seyretti.
Como Dios el hombre finalmente puede crear al hombre a su propia imagen y semejanza y luego descansar y ver cómo las cosas caen barranca abajo.
Resimlerimi çektiği için özür dileyen plajdaki çadırının içindeki!
Con un fotógrafo en una barranca de la playa, con la excusa de mirar las fotografías.
Geri adım atıyoruz ve birbirimizi rahat bırakıyoruz.
Ibamos barranca abajo y destruyendo lo que teníamos.
Bence Nelson nehre kadar yuvarlandı ve şuradaki ağaçtan vuruldu.
Así que este es el asunto. Pienso que Nelson rodó en esta barranca y le dispararon desde ese árbol, Justo ahí.
Derin bir Mars vadisinin kenarındaki küçük bir oyukta, bir tür sıvı akıntısının geçtiğimiz birkaç yılda gerçekleşmiş olduğu görünüyor.
Al parecer se ha generado el flujo de algún líquido en los recientes años en una pequeña barranca en el borde de un profundo cañón marciano.
Öte yandan yeni fotoğraflar oyukta beyaz bir tortu gösteriyordu. Görünüşte, bir sıvı akıntısının ardında bıraktığı bir tortu. Burası muhtemelen, suyun yerden fışkırarak buharlaşıp uçmadan önce birkaç yüz metre aktığı yerdi.
Por otro lado, las nuevas fotografías muestran un residuo blanco en la barranca, el cual parece ser el resto que deja el flujo de un líquido posiblemente donde el agua sale del suelo y fluye por varios cientos de metros antes de transformarse en vapor y desaparecer.
Barranca'yı arıyorum.
Llamando a Barranca.
Sen vadide kalmalısın.
Quédate en la barranca.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]