English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Başbakan

Başbakan Çeviri İspanyolca

4,479 parallel translation
Eski başbakan Birgitte Nyborg'un gizli sevgilisi üstüne kusuyor.
La ex primer ministro Nyborg vomitada.
Aman Tanrım... 100 bin kişi eski başbakanın üstüne kusmamı izledi demek.
100.000 personas para ver como vomitaron sobre la ex PM.
Eski bir başbakan olarak ilgi odağı olacağımı biliyordum ve sakıncası yoktu.
Entiendo que como ex PM, la gente esté interesada. Y lo acepto.
Başbakan bir yorum yapacak mı? Bildiğim kadarıyla Birgitte Nyborg Parlamento üyesi değil.
- Ella no es miembro del Parlamento.
Başbakan Lars Hesselboe'nun sözlerini dinledik.
- Eso es lo que dijo Lars Hesselboe...
Başbakan yine bir skandalı örtbas etmeyi başardı. Adamın ustalığına hayranım.
El PM ha sido capaz de enterrar otro tema.
Jacob Kruse'ye görüşmelerden çıkarken Başbakan'ın elini tutmaktan başka bir ayrıcalık tanımamışsındır herhalde?
Supongo que Jacob Kruse irá de tu mano en las negociaciones.
Başbakan da nazik bir-iki cümle söylese fena olmaz.
Que nos reconozcas, no puede hacerte ningún daño.
Başbakan'ı arayıp buraya erken gelmesini, çünkü eve gidip çocukları doyurmam gerektiğini mi söyleyeyim yani?
No puedo hacer que el PM salga antes porque yo tengo que cocinar.
Kosova başbakan yardımcısı ve Heidecker'ın en yeni deneklerinden.
Primer Ministro sustituto de Kosovo y su nuevo conejillo de indias.
Nikita birleşmiş milletler üyesi bir ülkenin başbakan yardımcısına saldır- -
Y tenemos una crisis internacional. Nikita atacó al Primer Ministro suplente de un país de la ONU...
Başbakanın olayla bağlantısı olabilir.
Se puede negociar con el Primer Ministro.
Başbakan yardımcılığında sanıyorum.
Creo que se está postulando a viceprimer ministro.
- Başbakan gibi konuşuyorsun.
- Ya estás hablando como PM.
Evet, onları Orta Yol başbakanı olunca söylemiştim.
- Lo dije después de dejar el gobierno.
Bir şey avlayamadım, ben... Başbakan aşı üretimi konusu nedeniyle Geoff Lawson'dan övgüyle bahsetti ve onu ulusun kahramanı olarak tanımladı.
Bueno, no había cogido nada, había visto... El Primer Ministro ha encomendado al Ministro de Sanidad, Geoff Lawson, incrementar la producción de la vacuna, describiéndole como un héroe nacional.
İstersen, bir üst mahkemeye, Yüksek Mahkemeye hatta Hindistan Başbakanına, medyaya, nereye istiyorsanız oraya gidebilirsiniz.
Puede ir a la Corte Superior, a la Suprema Corte. Con el Presidente de la India, a la prensa, donde usted quiera.
Başbakan, balistik füze kalkanı kurma çabanızı tamamıyla destekliyor. Tabii Birleşik Devletler ile birlikte Avrupa'yı da içine alırsa.
El Primer Ministro apoya totalmente su esfuerzo para construir un escudo balístico anti-misiles, siempre que cubra Europa, como a los Estados Unidos.
Çoğu durumda oyla seçilmiş hiçbir memur, hatta Başbakanın bile belirli bir USAP varlığından haberi yoktur.
En muchos casos oficiales no electos, incluido aún el Presidente, no tienen conocimiento de que un USAP en particular exista.
Son birkaç gündür süren fuhuş tartışmaları sebebiyle Başbakan Lars Hesselböe'dan bir yorum almaya çalışıyoruz. - Merhaba canım.
El PM declinó hacer comentarios del debate sobre prostitución.
... ama görünen o ki eski başbakanın içindeki güç hırsı yeniden uyandı.
Pero parece que la ex primer ministro está más hambrienta de poder.
Ama kendisi de kadın olan bir eski başbakanın kadınların istismarı hakkındaki bir olayda kararsız kalması talihsizlik.
Para un ex-PM femenino titubear respecto al abuso es desacertado.
Başbakan bir yorum yapacak mı?
¿ Cuál es su comentario al respecto?
Pekala beyler, şarkıyı yanlış yorumlamış olanlara, özürlerimizi sunmak isteriz özellikle bizleri misafirperver bir şekilde ağırlayan Finlandiya başbakanına.
Bien, chicos, a aquellos que puedan haber malinterpretado la canción, les ofrecemos nuestras disculpas, especialmente a nuestra cortés anfitriona la Primer Ministro de Finlandia.
- Sayın Başbakan.
Señora Primer Ministro.
Beyler, başbakanın şarkıdan şahsen gücenmiş olabileceğini ima ettiğim için özür dilemek istiyorum.
Bien, chicos, quiero disculparme por sugerir que la Primer Ministro se pudo sentir personalmente ofendida por la canción, ¿ sí?
Kafanız gayet ideal, Sayın Başbakan.
Tiene una cabeza ideal, señora Primer Ministro.
Bu da başbakanın kocası.
Este es el esposo de la Primer Ministro.
Alt tarafı Finlandiya'nın başbakanı.
Bueno, es solo la Primer Ministro de Finlandia.
Bayan Başbakan sanırım sizi Gary Walsh ile tanıştıramadım.
Señora Primer Ministro, No creo haberle presentado a Gary Walsh.
Finlandiya başbakanının kocası, başkan yardımcısını ellemiş. Ne?
La Vice Presidenta fue manoseada por el esposo de la Primer Ministro de Finlandia.
Asıl sen mutlak güç sahibi bir başbakan gibi davranıyorsun, takım oyunu oynamıyorsun.
No estás jugando en equipo.
Başbakan olduğun dönemde senin getirdiğin bir düzenleme bu.
Tú misma promulgaste la Ley como Primer Ministro.
Başbakanın insanları bekletmeye hakkı vardır Jon. Merhaba.
Un Primer ministro puede tener a la gente esperando.
Artık başbakan değilsin, değil mi Birgitte?
No eres más la Primer Ministro.
Görüşmeler birazdan başlayabilir ama daha önce, Sayın Başbakan özel bir açıklama yapacak. Sayın Başbakan.
El debate comenzará pronto... pero antes de eso, el PM solicita que lo escuchen... para transmitir un mensaje de gran importancia.
TV2 Başbakan'ı bizden önce kaptı. Onunla ve Thorsen'le Parlamento'dan canlı bir tartışma için anlaşmışlar.
TV2 ya comprometió al Primer Ministro y a Thorsen para un duelo.
Başbakan Hesselboe'nun beklenenden bir buçuk yıl önce seçim çağrısı yapması, hükümet hariç Parlamentodaki tüm partiler tarafından şaşkınlıkla karşılandı.
La oposición fue tomada por sorpresa cuando Lars Hesselboe... anunció que la próxima elección es 18 meses antes de lo previsto.
Siyasi yorumcular,.. ... Başbakan'ın bu hamlesinin taktik açıdan çok zekice olduğunu söylüyorlar
Los comentaristas políticos consideran hábil la movida táctica del PM.
Şimdi asıl soru şu : Thorsen ciddi bir başbakan adayı olmaya hazırlanacak zaman bulacak mı?
¿ Es Thorsen un candidato creíble para ser Primer Ministro?
Bizim başbakan adayımızın adı da Hans Christian Thorsen.
Nuestro candidato para PM también se llama Thorsen.
Gazetelerin Birgitte'e fazla yüklenmesi normal, ne de olsa o üst düzey bir politikacı, parti başkanı, eski başbakan.
Tratan duro a Birgitte porque es una política de nivel, una líder.
Ama başkanlık usulü seçim varken bir başbakan adayını desteklemeliyiz.
Es una especie de elección presidencial. Tenemos que apoyar a alguien.
Pardon ama başbakan seçildiğin dönemde halkın sevgisini seçimden bir gece önce kazanmamış mıydın?
¿ No te ganaste a la gente en vísperas de la elección de PM?
Asıl soru, Danimarka'nın yeni başbakanının adı :
La pregunta es : ¿ Quién será el próximo Primer Ministro?
"Umarım Başbakan sen olursun."
"ESPERO QUE LLEGUES A PRIMER MINISTRO"
Başbakanın ismi, kendisi bir liderdi.
Es nombre de presidente, de apóstol.
Birgitte Nyborg, Başbakan olduğu günlerde resmi aracını çok sık kullanmakla suçIanıyor. Tam seçim ilan edildiğinde göğüs kanseri olduğunu açıklamasında siyasi bir amaç yok mu yani?
Birgitte Nyborg está acusada... de ocultar su diagnóstico de cáncer.
Eski Başbakan, bahçıvan olarak kaçak göçmenleri çalıştırmış...
La ex primer ministro destinaba fondos a la población negra...
Başbakanım, şöyle ki, acilen bir açıklama yapmak istiyorum.
El primer ministro,
Rehineleri bulup bize sağ salim teslim etmek için 72 saatiniz var, Sayın Başbakan.
Aunque los oficiales del gobierno kashfari han negado... 72 horas, Señor Primer Ministro... Ese es el tiempo que tiene para encontrar a los secuestrados y devolvérnoslos vivos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]