Beyfendi Çeviri İspanyolca
283 parallel translation
Sizin tam bir beyfendi olduğunuzdan bahsettiler.
Dijeron que era todo un caballero.
Beyfendi söylesin.
Que opine ese caballero.
Ama senin gibi bir beyfendi söz konusuysa, anlaşmaya varabilirim, emin olun.
Pero para complacer a un caballero como usted sería capaz de hacer una buena acción.
Beyfendi detayları anlatsın.
ÉI se lo explicará.
Dün bizi ziyaret eden o beyfendi hakkında sorgulandım.
Ayer me preguntaron por el hombre que nos visitó.
Safça burada bir beyfendi bulmayı umuyordum... o da benim öbür beyfendiyi bulmamı sağlayacaktı.
A mi estúpida manera esperaba encontrar a un caballero que... De paso, me ayudara a encontrar a ese otro caballero
Bakış açını sevdim Jim. Ama burada gördüğünü göremeyen birçok beyfendi var. Hatta anlamadıklarını bile söyleyebilirim.
Me gusta tu punto de vista, Jim, pero muchos de los que están aquí no piensan lo mismo Ni siquiera lo entienden.
Yabancı bir beyfendi Timbuktu.
Ha llegado a Timbuctú un caballero extranjero.
Onun senin kızın olduğunu bana söylemeliydin, o zaman bende bir beyfendi gibi giderdim.
Debiste decirme que era tu novia y marcharte como un caballero.
Şimdi senden bir iyilik isteyeceğim. Bir beyfendi olarak.
Ahora te voy a pedir un favor como un caballero.
- Teşekkür ederim, beyfendi.
Gracias, caballeros, gracias.
Her nasılsa obez, şirin beyfendi yanında çalışmama müsaade edecek. Çünkü kendisi çok insancıl bir adam.
Esa cosa obesa, ese gracioso caballero me permitirá continuar en su empleo porque es... un compañero muy humano,
Bu müze ve çiftlik hayvanları sergisinde oturan beyfendi iş yerine teşrif ettiklerinde kendisiyle konuşmak istediğimi söyler misiniz?
¿ Quieren decirle por favor al caballero que ocupa este museo... y exhibición de ganado que me gustaría verlo cuando se digne finalmente... a presentarse al trabajo?
Beyfendi, arkadaşım, Bay J. Hardy Hempstead.
Este es mi amigo, el Sr. J. Hardy Hempstead.
Bir beyfendi.
Es un caballero.
Zavallı bi kızcağızı rahatsız ediyosa böyle beyfendi olmaz olsun!
Si se mete con una pobre chica, no es un caballero.
Meseleyi bu beyfendi çözsün.
Que responda este señor.
kim ona beni beyfendi yapmasını söyledi?
¿ Quién le pidió que me convirtiera en señor?
- Hayır, bu beyfendi bir arkadaş.
- No, el caballero es un amigo.
Hayır beyfendi, sadece yavaşladınız.
Sólo redujo la velocidad.
Bu beyfendi de partimize dahil mi?
¿ Este caballero es de la familia?
Sizce mutluluk nedir beyfendi?
Querido señor, ¿ qué es la felicidad?
Şşşt beyfendi!
Hey, señor...
Beklediğimiz beyfendi siz misiniz?
¿ usted es el caballero que estábamos esperando?
Beyfendi bir şeyler olduğunda nasıl ulaşılabileceğini söyledi mi?
A propósito... ¿ el caballero dijo dónde puede ser encontrado si es necesario?
Bir beyfendi, bir madende çalışıp, yeni bir damar keşfedemez.
Un caballero compra una mina de oro y descubre un nuevo yacimiento.
Üç dakika geç kaldı beyfendi. Yoo!
- Ha llegado tres minutos tarde.
Lütfen beyfendi hızlıca buraya gelin.
Por favor, caballero, acérquese.
- 100 Sterlin mi dedin? Yale'deki beyfendi 100 dolar koyuyor.
El caballero de Yale apuesta $ US 100.
Beyfendi ve hanımefendi içecek birşeyler alırmısınız?
Desean el señor y la señora algo de tomar con los "hors d'oeuvres"?
Beyfendi, general için tekmele!
Señor, patee para el general.
Son bir soru. Arkadaki küçük beyfendi.
Sólo una pregunta más del jovencito del fondo.
Teşekkürler beyfendi, çok naziksiniz.
Gracias señores, muy amables.
Efendim, burada bir beyfendi var bizi 10 dolara şehre götüreceğini söylüyor.
Amo, aquí hay un caballero que nos llevará por $ 10.
Biz de sizin beyfendi.
Y para usted, señor.
Burada bizimle oturan bu üç beyfendi az önce gördüğünüz Zentradi askerleri.
Estos 3 caballeros sentados con nosotros ahora son los Zentradi que acaban de ver en pantalla.
Ve bir beyfendi olarak işi üç şartın altında kabul edip edemeyeceğinizi sorabilir miyim?
Y si las tiene, ¿ cómo podría un caballero pedirle que se rebajara aceptar cualquier cosa menor de tres cifras?
Buradaki beyfendi olmasaydı bunu çoktan yapmış olacaktın hatta.
Y de no ser por este caballero parado aquí, no estoy seguro de que no lo hubiera conseguido.
Şey, afedersiniz, beyfendi fakat birşey unutmadınız mı?
Eh, discúlpenme señor, pero... ¿ no se olvida de algo?
- Zarfı, beyfendi.
- El Sobre, señor.
Beyfendi, afedersiniz. Yüzme okulu nerede söyleyebilir misiniz?
Señor, perdoneme. ¿ Puede decirme donde está el barco de la escuela flotante?
Afedersiniz, beyfendi!
Perdoneme, señor!
- Ne oldu beyfendi?
- Qué es eso?
Fella Carne, yanındaki şu küçük şeytanın yardımıyla karısına şarjörü boşalttı. Yaşlı kadın bütün malları kendi adına yaptığından dolayı, beyfendi boşanmanın ona faydalı olmayacağını düşünüyordu.
Este tal Carne... decidió dejar a su esposa por una jovencita con la que le era infiel... pero su mujer tenía la plata a su nombre, así que él decidió... que no le serviría divorciarse.
Beyfendi, çok güçlüyümdür.
Soy muy fuerte. Tengo buenas piernas.
Beyfendi, beyefendi istediğiniz kızların fotograflarını getirdim.
Ver Sethji, he traído mucha alianzas después de la elección de un lote.
Siz, beyfendi, kahverengi ceketli.
Usted, el de chaqueta marrón.
Siz, beyfendi. Tanrı'ya inanın ve sırt ağrınız son bulsun!
Usted. ¡ Reciba al Señor si quiere curarse de la columna!
Kararı beyfendi versin.
Dejaremos que el señor lo decida.
Profesör Willis bu içkiyi size şırada ki beyfendi yolladı.
Este trago lo invita aquel hombre.
Beyfendi?
¿ Señor?