Beşte Çeviri İspanyolca
1,199 parallel translation
Saat beşte yemeğe ne dersin?
¿ Y si vienes a cenar, a las cinco?
Perşembe saat beşte.
Jueves a las cinco.
Saat beşte dön, tamam mı?
Regresa antes de las 5 : 00.
Beşte evde olman gerektiğini unutma.
Recuerda, quiero que estés en casa antes de las 5 : 00.
İyi. Saat beşte.
Muy bien. ¿ 5 : 00 en punto?
Saat beşte.
5 : 00 en punto.
Saat beşte.
A las cinco.
İş bittiğinde sana verilmek üzere diğer beşte hazır.
El resto se lo daré cuando haya concluido.
Bu, ilk yüzde beşte olmaktan daha etkileyici.
Eso es más impresionante que estar dentro del 5 % de los mejores.
- Beşte.
- A las cinco.
Beşte meteorolojiyi arayıp ona göre karar veririz.
Chequea con el meteorólogo a las 5, y tomaremos una decisión ahí.
Öğleden sonra, beşte.
Esta tarde, a las 17 : 00.
Seviye beşte işlevsiz bir güç şebekemiz var.
Hay una red energética averiada en el nivel 5.
Yanaşma iskelesi beşte hareket var.
Actividad en el puerto de atraque 5.
Bir buzdağının sadece beşte biri su yüzeyindedir.
Sólo un quinto de la masa de un iceberg está sobre la superficie.
Hala yontulmamış bir proje olmasına rağmen programının bozulduğunu biliyorum benim genç, ilk beşte çıkacak.
Porque ese chico es un jugador que habría que pulir. Sé que tu programa ahora va tan mal. Mi chico entraría inmediatamente en la alineación inicial.
Saat beşte gemiye dönmemiz lazım.
Bueno..
Saat tam beşte geri gelmemiş oyuncular paralarını kaybeder.
Los que no estén aquí a las 5 perderán lo que hayan ganado.
Odalarınız güverte beşte.
Sus aposentos están en la cubierta 5.
Bugün saat beşte Bastille Fırtınası Park'ında Stalin balonları ve uçakları inşasının altıncı yıldönümü şerefine Komünist besteci Minayev'in eserlerinden oluşan bir konser verilecektir.
Hoy a las 17h, en el parque de la Toma de la Bastilla, se interpretarán las obras del compositor comunista Miniaev... en honor al 6º aniversario de la Gran Fiesta... de la construcción de los aerostáticos y dirigibles de Stalin.
- Prova beşte değil miydi?
- ¿ No íbamos a ensayar a las 5 : 00?
Unutma tutulma saat beşte.
Recuerda el eclipse a las 5 : 00.
Herkes düşüşte. Çaresi ne? Herkes her gece saat beşte evine mi gitsin?
¿ Y la cura es mandar a todo mundo a casa a las cinco?
Columbus dörtte, John Paul beşte.
Colón en la 4, John Paul en la 5.
Yarıyı geçerk en John Paul beşte, Columbus dörtte, başa baş.
En la última curva, John Paul en la 5, Colón en la 4, codo a codo.
Sabah saat beşte mutfakta Mabel'in emrinde olacaksın.
Preséntate a Mabel en la cocina puntualmente a las 5 de la mañana.
Aisha geliyor! Kusursuz bir iniş, beşte beş kusursuz inişle rekora gidiyorlar.
quien completa un perfecto quinto aterrizaje.
Bir, iki, üç, dört ve beşte bir çizgi ile gösteriliyordu.
Uno, dos, tres, cuatro y cinco era una barra.
- Beşte bir.
- Un quinto.
Peki ya beşte üç yapmana ne demeli?
¿ Qué tal a tres de cinco?
Beşte.
Oh, 5.
Beşte bir mi?
¿ Una de cada cinco?
Akşam yemeği beşte.
La cena es a las 5.
Ben senin adamlarını sabah beşte eğitim alanında görmek istiyorum.
Quiero a sus hombres en la plaza de armas a las 5 : 00 horas. - Sí.
Sen eve beşte mi geldin?
¿ Llegaste a las cinco?
Saat beşte getir.
Tráela. A las cinco a mi casa.
Beşte!
¡ Cinco!
Led Zeppelin herkesin hoşlandığı beste yapmadı.
Las canciones de Led Zeppelin no les gustaban a todos.
Bende kalem sarki, beste ve sarki.
Escribo canciones, compongo música y también canto.
Bu Müzikal Beste programınızın neden Slav Dansları çalmaya başladığını açıklar.
Por eso su programa de composición musical tocó las Danzas eslovenas.
Yıllar önce, artık konser vermeyeceğinizi beste yapmaya odaklanacağınızı söylemiştiniz.
Hace años dijo que dejaría de tocar en público... porque quería componer.
Biz de bekledik, yıllar geçi fakat beste namına bir şey yok.
Hemos esperado, han pasado los años y no hay ninguna obra musical.
Beste yapıyor.
Está componiendo.
Doğrusu, öğretmenliğe başladım, çünkü beste yapmak için biraz boş zaman kalır, sanıyordum.
Empecé a enseñar porque esperaba que me daría tiempo para componer.
- Bu yaz beste yapacaktın.
- Ibas a dedicar el verano a componer.
Bana aşık olmana yol açan beste mi?
¿ La que te hizo enamorarte de mí?
Üstelik Beethoven da işitemiyordu ve bırakın beste yapmasını, onun orkestra yönetmesi çok kişiye dokunaklı geliyordu.
Y, como Beethoven no oía, la idea de que dirigiera, por no hablar de componer, era impensable para muchos.
- Beşte bir lordum. - Beşte bir mi dedin?
¿ Dice un quinto?
Saat beşte aerobik dersim var.
Si, si hay prisa.
Çalmaktan ziyade beste yapmakta daha iyiyim.
Soy mejor componiendo que tocando.
Hayır, sayılmaz. İtiraf etmeliyim, diğer müzik türlerinde beste yaptığımda farklı amaçlarım oluyor.
Admito... que cuando escribo otra música tengo otros objetivos.